ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Nisan 01, 2011 00:00
Adalet Bakanı Ahmet Kahraman, Zekeriya Öz’ün görev değişikliğinin son gözaltılarla ilgisi olmadığını belirterek, “Öz’ün şahsına, kılına zarar gelmesine gönlümüz razı değil. Kurulun öyle bir amacı, niyeti yoktur. Bu rutin bir işlemdir, nöbet değişimidir” dedi.
ADALET Bakanı Ahmet Kahraman ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 1’inci Daire Başkanı İbrahim Okur, tartışılan kararnamenin son gözaltılar ve Ergenekon tutuklusu Ahmet Şık’ın basılmamış kitabının toplatılmasıyla hiçbir ilgisi bulunmadığını savundu. Bakan Kahraman, Yargıtay ve Danıştay’a yeni seçilen üyelerin mazbata töreninden ayrılırken, gazetecilerin, “Savcı Zekeriya Öz’ün özel yetkisinin kaldırılmasının asıl sebebi nedir? Son dönemdeki soruşturmalar gerekçe gösterilebilir mi?” soruları üzerine şunları söyledi:
“Hayır, asla. Biz geçen dönem de başta Zekeriya Öz olmak üzere arkadaşlarımızın görevlerinden alınmamaları noktasında büyük mücadele verdik. Bu nedenle bizim Zekeriya Öz’ün şahsına, kılına zarar gelmesine gönlümüz razı değil. Kurulun öyle bir amacı, niyeti yoktur. Son yapılan işlemlerin de bu atamayla bir alakası yoktur. O nedenle rutin bir işlemdir, bu bir nöbet değişimidir. Göreceksiniz kısa sürede bunun da olumlu yansımalarını alacağız. Kararname kesinlikle yapılan soruşturmaya, yürütülmekte olan davalara müdahale niteliğinde olmayıp bu arkadaşlarımızın performanslarının da değerlendirilerek üst göreve atanmalarıdır. Arkadaşlarımız kaldığı yerden devam edeceklerdir. Davalar, soruşturmalar, kişilerle kaim değildir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı oldu. Bu çok önemli ve hayli ağır bir görevdir. Biz onun ekibiyle çalışmasını, başarısının artmasını da hedefleyerek, yanında birlikte çalıştığı arkadaşlarını görevlendirdik. Bunda başka bir maksat yok.”
Sona ermesi gerekiyordu
HSYK 1’inci Daire Başkanı Okur da aynı sorusu üzerine şöyle dedi: “Somut olaylarla ilgili değerlendirme yapmadık. Soruşturmalar kişilere bağlı değildir. Bunun bir sonu vardı, bir yerde sona ermesi gerekiyordu. Bu şekilde başsavcı vekilliğiyle sona erdi. Soruşturmaların üstünün kapanması gibi bir şey söz konusu olamaz. Devamlılık var. Bundan sonra arkadaşlarımız hukuk ne gerektiriyorsa ona devam edecekler. Öncelikle görevden alma diye bir şey söz konusu değil. Bu arkadaşlarımız CMK 250 mahkemelerinin kurulduğu 2004’den bu yana burada başarıyla hizmet etmişlerdir. Türk hukuk tarihi adına önemli bir davanın bu aşamaya kadar yürütülmesini sağlamışlardır. Kurulumuz bu çalışmalarını değerlendirip arkadaşlarımızın başsavcı vekili olarak bundan sonraki yaşamlarını devamını uygun bulmuştur. ‘Zekeriya Bey’in ismi daha ön plana çıkmıştı’ derken benim kastım, soruşturma ile özdeşleşti anlamında söylemiştim. Bu arkadaşlardan üçü de olabilirdi. Daha kıdemli olması nedeniyle Fikret Bey’i tercih ettik.”