Güncelleme Tarihi:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Tiyatro Araştırma Laboratuarı (TAL), 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nü Türk Tiyatrosu’na emeği geçmiş ve artık aramızda olmayan sanatçıların anısına hazırladığı ‘‘Oyun ve Ölüm’’ adlı performansla kutluyor.
Yarın Dünya Tiyatrolar Günü. Merkezi Paris'te bulunan Uluslararası Tiyatro Enstitüsü tarafından ilk kez 1962'de uygulamaya konulan Dünya Tiyatrolar Günü, tiyatro sanatının önem ve saygınlığını korumak amacıyla, enstitüye üye ülkelerde her yıl 27 Mart günü kutlanıyor. Bir bildirinin okunduğu bu özel günde, ödenekli ve ödeneksiz tiyatrolar oyunlarını ücretsiz olarak sahneliyor. Önceleri, dünyaca tanınmış yazarlar ve tiyatro sanatçılarınca kaleme alınan Dünya Tiyatrolar Günü Bildirisi'nin tüm dünya tiyatroları adına yazılması ve enstitüye üye tüm ülkelerde okunmasına ilişkin karar 1977'de değiştirildi ve bildirinin her ülkenin kendi sanatçılarınca yazılmasına karar verildi. 1978 yılında Türkiye'de ilk bildiriyi, Türk tiyatrosunun kurucularından Muhsin Ertuğrul kaleme almıştı, bu yılki bildiriyi ise Müjdat Gezen hazırladı.
Bu yıl ‘‘27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’’ için hazırlanan etkinliklerden birisi de, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Tiyatro Araştırma Laboratuarı (TAL) tarafından sergilenecek olan ‘‘Oyun ve Ölüm’’ adlı performans. Türk Tiyatrosu'na emeği geçmiş ve artık aramızda olmayan tüm sanatçılarımız anısına hazırlanan performans, insan-oyun-ölüm temasından hareketle tasarlanmış. Performans metninin kurgulanmasında J. Huizinga'nın ‘‘Homo Ludens’’ adlı eserindeki ‘‘oyuncu insan’’ tanımlaması (yani insanın doğduğu andan itibaren dürtüsel, toplumsal ya da sanatsal olsun hep oyun oynadığı ve bu oynama ediminin ancak insanın -oyuncunun- ölümüyle mutlak olarak son bulduğu düşüncesi) belirleyici olmuş. J. Huizinga'nın metninin yanı sıra A. Adler'in ‘‘İnsan Tabiatını Tanıma’’ adlı eseri ve W. Shakespeare'in soneleriyle oyunlarıdan seçilen ‘‘insan-oyun-ölüm’’ ilişkisi konulu bölümleri kapsayan bu kolaj Mehmet Atak tarafından oluşturulmuş. Mehmet Atak'ın yönettiği ve Ayla Algan'ın süpervizörlüğünü üstlendiği performansın epey kalabalık bir oyuncu kadrosu var. Oyuncu seçiminde bir kriter belirlemediğini ve özellikle gönüllüleri tercih ettiğini belirten Mehmet Atak; Kenan Işık, Erdal Özyağcılar, Sevi Algan ve Ali Karagöz gibi isimlerin de bu yolla belirlendiğini belirtiyor.
Tarihi Darphane-i Amire Binaları'nda, açık alanda gerçekleştirilecek olan performansın, seyirciyle iç içe ve hareketli olarak oynanması planlanmış. Koreografisini Eftal Gülbudak, müziğini Selim Atakan'ın hazırladığı, hemen hemen hiç kostüm ve aksesuar kullanılmayacak oyunda, Darphane-i Amire'nin açık alanları, Bedia Muvahhit, Ercüment Behzat Lav ve Muhsin Ertuğrul'un temsili mezarları işlevini görecek. Her mekánın ziyareti sırasında seyircilere bilgiler verilecek; Bedia Muvahhit'i temsil eden mekánda ‘‘Macbeth’’, E. Behzat Lav’da ‘Kral Lear’, M. Ertuğrul’da ‘Hamlet’ oynanırken sanatçıların biyografileri de seyircilere dağıtılacak. Berrin Akdeniz, Ayla Algan, Sevi Algan, Y. Kenan Işık, Yaşar N. Eyüboğlu, Şahine Hatipoğlu, Aslı İçözü, Aslıhan Kandemir, Ali Karagöz, Özgür Kemertaş, Betül Kızılok, Funda Köseoğlu, Alper Kul, Yılmaz Meydanyeri, Aslı Öngören, Erdal Özyağcılar, Selçuk Soğukçay, Fırat Tanış, Sibel Topaloğlu, Semah Tuğsel, Esin Umulu ve Ezgi Sümer Yolcu'nun oyuncu olarak katılacağı performansın konuk oyuncaları arasında ise Beklan Algan, Fatma Andaç Arslan, Necdet Mahfi Aryal, Samiye Hün, Saltuk Kaplangı, Mücap Ofluoğlu ve Jeyan Mahfi Tüzün bulunuyor.
Yitirilen sanatçıların ziyaret edilmesi ritüeli üzerine kurulmuş ve oyuncuların rehberliğinde yapılan bir yolculuk şeklinde, seyircinin aktif katılımıyla gelişecek gösteri, 27 Mart Cumartesi günü 13.00'te Tarihi Darphane-i Amire'de gerçekleştirilecek.