Güncelleme Tarihi:
Bursa Kapalıçarşı'daki Fidan Han'da esnafla kahvaltı yaparak sorunlarını dinleyen Öymen, gazetecilerin CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın makam odasındaki konuşmaların dinlendiği yönündeki iddialarla ilgili sorularını yanıtladı.
Öymen, Türkiye'de usulsüz olarak yaygın bir şekilde önemli şahsiyetlerin telefon konuşmalarının dinlendiğine ilişkin bir kanı olduğunu ifade ederek, “Bu önemli şahsiyetlerin telefon konuşmalarının kelime kelime basına yansıdığını gördük. Bunlar nasıl oluyor, herkes yanlışlıkla 'no' düğmesine basacağına 'yes'e mi basıyor? Böyle bir şey olabilir mi?. 'Efendim, telefon tesadüfen açıktı da biz o vesileyle dinledik'. Böyle şeylere inanmak zor” diye konuştu.
NATO'da büyükelçilik yaptığını anımsatarak, NATO toplantılarına davet edilirken “Toplantıya gelirken telefonunuzla gelmeyin” uyarısı yapıldığını dile getiren Öymen, şunları söyledi:
“Bize, bu toplantılarda 'Açmasanız bile sizin bulunduğunuz odadaki konuşmaları dinleyebiliyoruz' dediler. Sonra bize gösteri yaptılar. Bir gün getirdik cep telefonlarımızı. Kendi aramızda sohbet ettik, resmi hiç konuşmadık. 5 dakika sonra geldiler yan odadan ellerinde bantlarla. Bize konuşmalarımızı dinlettiler. Yeter ki sizin gayrimeşru olarak telefonları dinlemeye niyetiniz olsun. Devletin elinde bu imkanlar vardır. Özel şahısların yapacağı iş değil. Hükümet bizim telefonlarımızı dinleyeceğine sözümüzü dinlesin, daha iyi olur. Vatandaşın, esnafın derdini dinlerse daha iyi olur.”
Öymen, benzer bir olayın ABD'de yaşandığını, “Watergate Skandalı” olarak anılan olayda, dönemin ABD Başkanı Richard Nixon'un rakip partinin merkezini dinlettiğinin ortaya çıktığını anlattı. Örtbas edilmeye çalışılsa da gazetecilerin ve dürüst savcıların uğraşı sonrası olayın aydınlığa çıktığını kaydeden Öymen, daha sonra Başkan Nixon'un istifa etmek zorunda kaldığını belirtti.
“Demokrasiye, anayasaya inanıyorsanız, insanların bireysel özgürlüklerine saygı duyacaksınız, haberleşme özgürlüklerine, özel hayatın gizliliğine saygı duyacaksınız diyen Öymen, şöyle devam etti: “CHP Genel Sekreterinin telefonunun dinlenmesiyle ilgili çeşitli iddialar var. Peki, YÖK Başkanı Erdoğan Teziç de mi yanlış düğmeye bastı. Adı geçen pek çok yüksek rütbeli subayın konuşması yayınlandı. Onlar da mı yanlış düğmeye bastı. İlhan Selçuk da özel konuşmalar yaparken telefonunun yanlış düğmesine basıyordu. Bu, Türkiye'de çok ciddi bir sorundur. Gazetelerde Türkiye'de 5 bin kişinin telefon dinleme işiyle uğraştığı yazıyor. Bunların dinlediklerinin hepsi terörist mi, casus mu, kaçakçı mı? Bu çok ciddi bir konu ve üzerine gitmek lazım.”
Onur Öymen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, “Ya ispatlasınlar yoksa altında kalırlar” açıklamasının anımsatılmazı üzerine, “Bunun ispatı nasıl olabilir ki? Bir özel odadaki konuşmalar basına kelime kelime yansımış” yorumunu yaptı.
Başbakan Erdoğan'dan, olayın çıktığı birinci gün, “En küçük kanunsuzluğa izin vermem. Derhal olaya el koyuyorum. Bunun peşini bırakmayacağım” yönünde açıklama beklediklerini dile getiren Öymen, Erdoğan'ın olayı çözmek yerine kendilerine yönelik suçlama ve hakaretlerde bulunduğunu öne sürdü.
RÜŞVET OLAYI
“İş adamı Remzi Gür'ün Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, eski CHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'a rüşvet vermeye teşebbüs ettiği iddiasıyla yargılandığı davada 10 ay hapis cezasına çarptırılması” ile ilgili soruya da Öymen, “Bu son derece ciddi ve vahim bir olaydır. Bu herhangi bir ülkede olması halinde ilgili bakanı ve hükümeti götürecek bir olaydır” yanıtını verdi.
DIŞİŞLERİ BAKANI BABACAN'IN AÇIKLAMALARI
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen, Dışişleri Bakanı ve Baş Müzakereci Ali Babacan'ın Avrupa Parlamentosunda yaptığı “Türkiye'de sadece gayrimüslim azınlıklar değil Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorunlar yaşıyor” şeklindeki açıklamayı eleştirerek, şunları kaydetti:
“Şu işe bakın, Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı iken İstanbul'da bir otelde yapılan AB Karma Parlamenterler Toplantısı'nda benzer bir konuşma yapmıştı. Bunu nasıl söylersiniz? Başbakan, 'Gidin Diyanetişleri Başkanına sorun' diyor. Diyanet, 'Bizi karıştırmayın, Müslümanların böyle bir sorunu yok' dedi. Ne oldu Başbakanın sözleri havada kaldı.”
“AK Parti kapatılmadan seçime girecek. Bu konudaki düşünceniz nedir?” sorusunu, Öymen, “Ne yaparlarsa yapsınlar hiçbir kurtuluşları yoktur. Bu iktidarın son kullanma tarihi geçmiştir. Kimsenin bu iktidarın, Türkiye'yi düzlüğe çıkaracağına inancı kalmamıştır. Gemi düdük çalarak gidiyor. Biliyorsunuz, batan gemiler düdük çalarlar, gürültü çıkarırlar, ama sonuçta batarlar” diye yanıtladı.
Onur Öymen, CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın, hacca gitmek isteyen bir partilisine yönelik, hac ibadeti ve Hazreti Muhammed'e yönelik sözler söylediğine ilişkin iddiaların anımsatılması üzerine de “Bu konu günlerdir temcit pilavı gibi her gün önümüze konuyor. Önder Sav'ın dinine, inancına, laiklik düşüncesine ne kadar bağlı olduğunu bu kadar yıldır insanlar anlamıştır. Habersiz yapılan bir şakayla bir siyasi partiyi yıpratmaya kimsenin hakkı yoktur. Önder Sav bütün bunların üzerindedir, o gerçek bir devlet adamıdır” yorumunu yaptı.