'Oylar sandıkta değil YSK'da çalınmış'

HUKUKSUZ HALKOYLAMASI
“Haksız, adaletsiz, hukuksuz bir halkoylaması süreci, bütün dünyanın gözü önünde yaşandı. Bu süreçte devletin bütün kadroları, imkânları, parası, forsu, televizyonları kullanıldı. Bunların hiçbiri bizleri yıldırmadı, demokrasi davasına inandık. Bu baskıların geleceğini, anayasa görüşmelerinden itibaren biliyorduk. CHP’nin yaptığı mücadele, demokrasi tarihinin dönüm noktalarından birisi oldu.
Bir demokrasi paydasını oluşturduk ve bunu genişletme ihtiyacındayız. Eğer bu ülkede seçmenin yüzde 50’den fazlası, demokrasiyi savunup, tek adam rejimine karşı ‘Hayır’ diyorsa, ‘bu sadece ve sadece CHP’nin başarısıdır’ dersek doğru olmaz. Ana aktör CHP’dir ama arkasında milyonlar vardır. Dolayısıyla başarı, bu ülkenin, bizim insanımızın başarısıdır.
AĞIR KONUŞTUĞUMU BİLİYORUM
Bizler sandıklara sıkı sıkı sahip çıktık ve vatandaşlarımıza şunu söyledik, ‘Sandığa gidin, oy kullanın, sandığın güvenliğini biz alırız.’ Biz bunu yaptık, halkımıza verdiğimiz sözü, sonuna kadar tuttuk ama bir geriye dönüp baktık ki oylar sandıkta değil, YSK’da çalınmış. Hırsızlığın adresi başka bir yer olmuş. Aklımıza gelmedi mi? Emin olun gelmedi. Çünkü orada hâkimler var. ‘Hâkimlerin siyasal görüşleri olabilir ama vicdanı, ahlakı olmayan bir hâkim olmaz’ diye düşündük. Hâkim dediğin vicdanlıdır, ahlaklıdır, hukukun üstünlüğüne inanır, insan haklarına ve demokrasiye saygılıdır. Bu kadar saygısız bir grubun, YSK’da kümelendiğini hiç düşünemedik. Ağır konuştuğumu biliyorum, bu ağır konuşmayı onların hak ettiğini de çok iyi biliyorum. Eğer bir hâkim cübbe giyiyorsa, düğmesi ve iliği olmaz. Bu halk oylaması bize şu gerçeği gösterdi, orada kümelenen bir grup hakimin cübbesi var, ilikleri ve düğmeleri var. Siyasi otoritenin önünde eğilen ve talimatla hareket eden kişiye hakim denmez, onlar olsa olsa toplumun en zavallı kişileridir.
NOHUT KADAR AKLI VARSA ANLAR
Vatandaşlarımız, ‘YSK’ya niye güvendiniz’ diyebilir. Şunun için güvendik, kanun maddeleri o kadar açık ki, bu kanun maddelerini anlamak için hukuk fakültesini, ilkokulu bitirmeye, okuma yazma bilmeye bile gerek yok. Bir nohut kadar aklı varsa, bu maddeleri anlar. Ne diyor? ‘Üzerinde ilçe seçim kurulu mührü bulunmayan zarflar, geçersiz sayılır.’ Bunu anlamak için nohut kadar akıl yeterlidir. Ama bunlar, cübbe giyenler, ilikleyenler ve siyasi otoritenin emrinde olanlar, bunu anlamazlıktan geldiler ve geçerli saydılar. Bu rezilliği sadece biz değil, bütün dünya biliyor. Türkiye ile ilgili halk oylamasıyla ilgili yazılan bütün raporlarda, bütün bu adaletsizlikler tek tek sıralanmış vaziyette. En son AKPM’de de denetim sürecine girmenin nedenlerinden birisi de maalesef budur.
ÇALIŞIRSAK KESİN KAZANIRIZ
Bu referandum süreci bize şunu gösterdi, çalışırsak kesinlikle kazanırız. Çalıştık ve çok önemli bir sonuç aldık. Bütün baskılara, imkânsızlıklara rağmen çok önemli bir sonuç aldık. CHP acımasızca eleştirildi, açıkça küfredildi bunları duymadık. Öfke üzerine siyaset kurmadık, ayrıştırıcı bir dil kullanmadık. Sandık başında kurşunlanarak ölen CHP’liler oldu, referandum sırasında kurşunlanarak öldürüldüler, öfkeye yine teslim olmadık. Körü körüne değil, bilgiye dayalı muhalefet yaptık. İlk kez CHP’li olmayan veya hayatında hiç CHP’ye oy vermeyenler bana kulak kabarttılar. Demokrasinin erdemini ve güzelliğini, insan için ne kadar değerli olduğunu geniş kitlelere aktarma fırsatı bulduk. Hep beraber demokrasi ortak paydasını oluşturduk, şimdi bu paydayı büyütmek zorundayız.
KAYBETTİKLERİNİ BİLİYORLAR
‘Halk oylaması yüzde 51 ile kazanıldı’ diyorlar. Ama hiçbiri gülmüyor, hiçbiri hayatından memnun değil. Ölü toprağı serilmiş gibi. Niçin? Kaybettiklerini çok iyi biliyorlar. O kadar ki şimdi birbirlerini suçluyorlar. Düne kadar yol arkadaşı olanlar, şimdi birbirlerini hain olarak suçluyorlar. Neden? Kaybettiklerini, yanlış yaptıklarını biliyorlar. Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz.”

Teşekküre gideceğiz

Önümüzdeki 2 ay teşekkür ziyaretleri yapacağız, ben dahil. Gittiğim her yere tekrar gideceğim, konuştuğum herkesle tekrar konuşacağım, tekrar tokalaşacağız, tekrar anlatacağız. Vatandaşla temas etmek için kapımızın çalınmasını beklemeyeceğiz. Biz gideceğiz, biz vatandaşın kapısını çalacağız, biz oturacağız, çayını, kahvesini biz içeceğiz, derdini biz dinleyeceğiz. ‘Bir emrin var mı, bir sorunun var mı?’ diyeceğiz.
İBRE DEMOKRASİDEN YANA
Süreç şu anda demokrasiden yana çalışıyor, ibre demokrasiden, insan haklarından yana. Demokrasiden sınıfta kalmış, bütün dünyanın gözü önünde üçüncü lige itilmiş bir siyasal iktidarla karşı karşıyayız. Onların ifadesiyle yüzde 49, kimisine göre yüzde 50’nin üzerinde bir kitle demokrasiye sahip çıkıyorsa, önümüzde hiçbir engel yoktur, ölüm dışında. Bu mücadeleyi çocuklarımız, torunlarımız, ülkemiz için yapacağız.