Güncelleme Tarihi:
Teröristbaşı Abdullah Öcalan için ‘vatana ihanet’ suçundan verilen idam cezası, Yargıtay tarafından oybirliğiyle onaylandı. Apo'nun avukatlarının bir ay içinde itiraz hakları var. 75 klasörlük idam dosyası, tüm hukuk yolları tükenene kadar Yargıtay'da bekletilecek, daha sonra Meclis'e gönderilecek.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, dün bölücübaşı Abdullah Öcalan'a, TCK'nın 125. maddesindeki ‘Vatana ihanet’ suçundan verilen idam cezasını oybirliğiyle onadı. İtiraz yolları ise infazı engellemiyor. Bu nedenle gözler hükümetin tavrına ve Meclis'e çevrildi.
Avukatların, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na 15 gün içinde ‘karar düzeltme’, bir ay içinde ‘itiraz’ hakları var. Bu taleplerin ise önce Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş tarafından incelenip kabul edilmesi gerekiyor. Yargıtay'daki sürecin 1 aya kadar uzayabileceği ve Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğinde kaderini çizecek olan Helsinki zirvesinin sonuna kayabileceği belirtiliyor.
Yargıtay kulislerinde, Savaş'ın itiraza sıcak baktığı ve yerinde görmesi halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na götürebileceği belirtiliyor. Başsavcı'nın tebliğnamede onama istemesi, avukatların Başsavcılığa itirazına engel oluşturmuyor. Olağanüstü bir yol olan ‘Karar düzeltme’ talebi de yine, Başsavcılığın kabul etmesi halinde, aynı daire de görülecek. Yargıtay'ın gerekçeli kararında, Ankara 2 No'lu DGM'nin ve Başsavcılığın gerekçelerini yerinde bulması nedeniyle Öcalan'ın, idam kararının itirazlar üzerine bozulmasına ‘imkansız’ gözüyle bakılıyor.
DOSYA TUTULACAK Avukatların, ‘karar düzeltme’ talebi ise infazı engellemiyor. Ancak Başsavcı Savaş, 75 klasörlük dosyayı, ‘Git-gel’ olmaması için hemen TBMM'ye göndermeyecek. Süpriz bir gelişme yaşanmaması halinde, Yargıtay'daki tüm hukuk yolları tükenene kadar dosya bekletilecek. İtirazlar da sonuçlandıktan sonra Öcalan kararı infaz için Ankara DGM Başsavcılığı'na oradan Adalet Bakanlığı kanalı ile TBMM'ye gönderilecek.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 37 sayfalık onama gerekçesinde, Öcalan'ın idam kararında bir ‘İsabetsiz görülmediği, savunmasının inandırıcı gerekçelerle reddedildiği, suçun uygun şekilde tayin edildiği ve temyiz itirazlarının yerinde bulunmadığı’ belirtildi. Gerekçede, Öcalan'ın vatana ihanet suçunu işlediğinin açık olduğu kaydedildi.
AVRUPA MANEVRASI Gerekçeli kararda, ‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi manevrası’ da yapıldı. Gerekçeli kararda, İnsan Hakları Evresel Beyannamesi hükümleri anımsatılarak, Avrupa Güvenlik İşbirliği Konferansı (AGİK) senedinde ‘Devletin ülke bütünlüğünün güvence altına alındığı’ ve ‘İçişlerine karışmaktan kaçınma’ ilkesine yer verildiğine dikkat çekildi. Gerekçede, Öcalan'ın bir terörist, PKK'nın terör örgütü olduğu ve hukukun terörü korumayacağı vurgulandı. Bu ifadelerle Öcalan'ın, AİHM'deki başvurusunun reddini amaçlandığı belirtiliyor.
ZANA-TÜRKİYE DAVASI Gerekçede, Avrupa İnsan Hakları Divanı'nın Zana-Türkiye davası da örnek gösterildi. Bu kararda, başı Öcalan olan PKK'nın, ‘Amaçlarına ulaşmak için şiddet kullanan bir terörist örgüt’ olarak değerlendirildiği ve ‘Türkiye’nin Güneydoğu bölgesinde PKK'nın sivillere yönelik kanlı saldırılar düzenlediğini' belirtildiği vurgulandı. Gerekçede, ‘Bu düzenlemelr ve değerlendirmeler ışığında, sanığın kurucusu ve lideri olduğu PKK’nın terörist bir örgüt olduğu, uygar dünya milletleri tarafından benimsenen konferans ve sözleşmelerle kabul edildiği gibi yargı kararlarıyla da belirlenmiştir' denildi.
BAŞKAN AÇIKLADI Öcalan'ın kader duruşması geniş güvenlik önlemleri arasında yapıldı. Yargıtay Daire Başkanı Demirel Tavil, idam cezasının ‘Tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak onandığını’ açıkladı.
İnfaza da yaşamaya da hazırım
ÖCALAN, idam cezasına ilişkin kararın onaylayacağını düşünerek, düşüncelerini açıklayıp, ‘‘İnfaza da, yaşamaya da hazırım’’ dedi. Apo, avukatları aracılığıyla ve PKK'ya yakın bazı yayın organlarına yazdığı yazılarda, infazın yapılması halinde bile adamlarına ‘Türk düşmanlığı’ yapılması talimatı vermeyeceğini belirtti. Apo,‘‘Herhalde Yargıtay süreci 2000 yılına kadar sarkar, öncelik tanınmazsa sürer. AİHM süreci de en az 4 yıl sürer. Dava, BM'ye kadar gider dava. Çünkü insanlık dışı bir davadır’’ diye konuştu.
Avukattan jet tedbir
Abdullah Öcalan'ın avukatlarından Hasip Kaplan, dün idam kararının onandığının açıklanmasından 5 dakika sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurarak, ‘idamın durdurulması’ için tedbir kararı istedi. Kaplan, ‘‘Benim, Öcalan'ı Avrupa'da savunmak için yetkim var. Yargıtay kararını 09.15'te açıkladı ve idam süreci başladı. Ben de saat 09.20'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruda bulunarak, idama karşı tedbir istedim’’ dedi.
12 idamlık daha var
TBMM'de onaylanmayı bekleyen idam dosyalarından 5'inde, teröristbaşı Abdullah Öcalan ile aynı kaderi paylaşacak 12 kişi bulunuyor. Bu kişiler de, Öcalan gibi ‘‘Devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devletin idaresinden ayırmaya yönelik faaliyet ve eylemlerde bulunmak’’ suçunu işlediklerinden, TCK'nın 125. maddesine göre idam cezasına çarptırıldılar.
Meclis'te halen 53 kişinin idam edilmesini öngören 37 dosya bulunuyor. Bunlar arasında, Sinan İyit, Aslan Kaya, Abdülrahim Akalp, Mehmet Fidancı, Mehmet Sıddık Biçer, Yusuf Akbaba, Türkan İpek, Mehmet Darga, Celal Türk, Salih Gün, Zübeyir Paksoy, Yusuf Çabuk, teröristbaşı ile aynı cezadan hüküm giydiler. PKK'nın iki numaralı adamı, Şemdin Sakık ile kardeşi Arif Sakık da idam cezasına çarptırıldı. Sakık'ların dosyası Yargıtay'da bekliyor.
Büyük sevinç
ŞEHİT yakınlarından mahkemeye giremeyenler, Öcalan için alınacak kararı Yargıtay kapısında beklediler. İdam kararının onaylandığı haberi üzerine sevinç çığlıkları birbirine karıştı. Gözyaşları içinde sarmaş dolaş olan ana babalar, ‘‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez’’, ‘‘Apo ölecek, şehitler gülecek’’, ‘‘Cumhuriyet varolacak, Apo kahrolacak’’ diye slogan attılar. Daha sonra şehit yakınlarından biri Yargıtay bahçesindeki ağaca çıkarak, Öcalan'ın resmini urgana bağlayıp, temsili olarak idam etti. Bir diğer şehit yakını ise idam ipiyle gözyaşları içinde sloganlar attı. Müdahil avukatları bir süre omuzlarında taşıyan şehit aileleri, ardından Anıtkabir'e gidip, Ata'ya teşekkürlerini sundular.
Gerekçeli karar: Sanık itiraf etti, işkence yok
Abdullah Öcalan'ı idama mahkûm eden, 37 sayfalık gerekçeli kararda, sanığın suçunu itiraf ettiği ve işkence görmediğini mahkemede açıkladığı ve yargıya müdahale edilmediği özellikle vurgulandı. Ayrıca Öcalan'ın ağzından başta Yunanistan ve İtalya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin PKK ve teröre desteği ayrıntılı şekilde yer aldı. Yargıtay'ın bu manevrası Türkiye'nin işini kolaylaştıracak. Türkiye, sanık Öcalan'ın, Avrupa'yı ‘İkiyüzlülükle suçlayan’ savunmasını içeren bu bölümlerini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) kullanabilecek ve Avrupa hukuk arenasında kendi silahı ile vurulacak.
DEP'lilerin mahkumiyet gerekçesinin aksine dairenin bu kez kararı ilan ettiği gün gerekçeyi açıklaması dikkat çekti.
AVRUPALI KAVRAMLAR Kararda, Avrupa ülkelerinin terörle mücadele yasalarındaki gibi PKK örgütü için ‘büyük ve yakın tehlike’ kavramına yer verilmesi de dikkat çekti. Kararda, Öcalan'ın başı olduğu PKK'nın amacının ayrı bir Kürt devleti olduğu ve bu amaca yöneldiğinden kuşku bulunmayan eylemleri itibariyle ülke bütünlüğü için, ‘büyük ve yakın tehlike doğurduğu’ ifade edildi.
TARİHİ KARARDA İMZALAR Tarihi karar, Başkan Demirel Tavil, üyeler Şerif Erol, Süleyman Erkan, Fatma Yüksek Karadeli ve Ahmet Şükrü Dağlı'nın imzasını taşıyor.
TÜM İTİRAZLARA RET Sanık avukatlarının ‘usül ve esasa’ ilişkin tüm itirazları reddedildi. Mahkemenin usül ve yasaya uygun yargılama yaptığı ve suçun da TCK'nın 125. maddesindeki suç olduğu, TCK'nın 168. maddesindeki, ‘yasadışı örgüt üyeliğine’ sokulamayacağı vurgulandı. Kararda, TCK'nın hakime geniş takdir yetkisi tanıdığı ve Öcalan'a ceza indirimi öngören 59. maddenin uygulanmamasında da yasaya aykırılılık olmadığı kaydedildi.
SİLAH KULLANMA ŞARTI YOK Gerekçede, ‘‘Örgütü kuran, başkanlığını yapan, sevk ve idare ederek emir ve talimatları ile eylemleri yaptıran sanığın, bu maddenin uygulanmasında bizzat silah kullanması şart olmayıp meydana gelen olayların sonuçlarından sorumlu olması da yasa gereğidir’’ denildi.
SİVİL DGM'YE VİZE Ankara 2 No'lu DGM'nin, PKK'nın eylemleri tüm Türkiye'ye yayıldığı için yetkili olduğu kaydedilirken, DGM'lerin sivilleşmesine de vize verildi. İlk iki duruşmaya giren Albay Abdülkadir Davarcıoğlu'nun yerine sivil yedek üye Mehmet Maraş'ın girmesinin, yasalara uygun olduğu vurgulandı.
KÜRT DEVLETİ AMACI Gerekçede, sanık Öcalan'ın, ‘‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ait toprakların bir kısmını silahlı mücadele yoluyla devlet idaresinden ayırarak, Marksist-Leninist ideolojiye dayalı ayrı bir Kürt devleti kurmak amacıyla oluşturulan silahlı terör örgütü PKK'nın kurucusu ve en üst düzey sorumlusu olduğu’’ belirtildi. Öcalan'ın, ölüm ve yaralanmalarla sonuçlanan binlerce olayın emrini kendisinin verdiğini ve sorumluluğunun kendisine ait olduğunu itiraf ettiği de ifade edildi.
KUŞKUSUZ TERÖR Kararda, ‘‘PKK'nın gerçekleştirdiği ve sanığın da sorumluluğunu kabul ettiği eylemlerin her birinin ulusal ve uluslararası hukuk literatüründe kabul edildiği üzere, doğrudan doğruya masum insanları hedef alan kitleleri korkutup sindirmeyi amaçlayan nitelik ve nicelikte mutlak terör eylemleri olduğu hususunda kuşku bulunmamaktadır’’ denildi.