Otomotivde sarhoş şoför istemem yarışı
Güncelleme Tarihi:
Aslan BATUR abatur@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 15, 2007 00:00
Otomobil firmalarının yeni modellerini geliştirirken güvenlik en çok üzerinde durdukları konuların başında gelir. Geliştirdikleri aktif ve pasif güvenlik önlemleri ile olası kazalarda yaralanma ve can kayıplarını en aza indirmek için sürekli çalışan mühendisler, artık kazaların da önüne geçmek için çabalıyorlar.
Bunun için radar sensörlerden gece görüş sistemlerine kadar birçok teknolojiyi seri üretime geçiren firmalar, kaza sebeplerini göz önünde bulundurarak ölüm oranlarını azaltmayı hedefliyorlar. Her yıl binlerce kişinin alkollü araç kullanarak ölümcül kazalara neden olması, firmaları da bu sorunun çözümüne yönlendirdi.
Bunun neticesinde üreticiler tarafından geliştirilen konsept teknolojiler, nefes veya ter ile kandaki alkol oranını ölçerek sürücünün yasal limitlerin üzerinde yabancı madde alıp almadığını ölçerek aracın çalışıp çalışmamasına karar veriyor. Bu tip sistemler henüz seri üretime geçemese de, üreticiler arasında konsept olarak geliştirilmeye devam ediliyor.
ÜFLEMEDEN ÇALIŞMIYOR
Son dönemde artan alkollü araç kullanımına bağlı trafik kazalarının, yüksek oranlı can kaybına neden olması, bazı ülkelerde birçok yasal zorunluluğu beraberinde getiriyor. Örneğin Amerika’da, daha önce alkollü araç kullanmaktan birkaç kez ceza yemiş kişilerin araçlarına alkolmetre cihazları zorunlu olarak yerleştiriliyor. Sürücü bu cihaza üflemeden aracı çalıştıramıyor. Tabi birçok kişi, alkollü olmayan bir arkadaşını cihaza üfleterek sorundan kurtulma yoluna gitse de, üreticilerin yeni geliştirdikleri teknolojiler, sürücüyü sürekli gözlem altında tutarak hiçbir şekilde sahtekarlığa izin vermiyor. İşte bu tip akıllı sistemlere son örnek Japon üretici Nissan’dan geldi.
ARAÇ İÇİNDE KAMERA TAKİBİ
Nissan alkollü sürücülerin direksiyona geçmesini engelleyen yepyeni bir teknoloji üzerinde çalışıyor. Sistemin diğer üreticilerin geliştirdiklerinden farkı ise sadece nefes ile değil kamera ve sensörlerle sürücüyü sürekli gözlem altında tutmasında yatıyor. Sürücünün kokusunu ve terini sensörlerle kontrol altında tutan sistem, direksiyon simidinin arkasına yerleştirilen bir kamera ile de sürekli sürücünün mimiklerini ve hareketlerini kontrol ediyor. Koku algılayıcıları ise sürücü ve yolcu koltuğunun kafalıklarına yerleştirilmiş. Ayrıca vites topuzunun üstüne yerleştirilen diğer bir sensör de sürücünün nabzını ve terlemesini kontrol ediyor. Sürücü alkollü ise sistem uyarı veriyor. Eğer sürücü uyarılara rağmen devam etmeye çalışırsa motor bloke edilerek aracın ilerlemesi önleniyor.
Şimdilik Japonlar ve İsveçliler çalışıyor
Saab: Avrupalı ve Japon üreticilerin araştırma çalışmaları ile çeşitlenen alkol dedektörleri, İsveçli üretici Saab’da ’Alkokey’ adını alıyor. Şoför, anahtarın üzerine yerleştirilen alkolmetreye üflüyor ve anahtarı aracı çalıştırmak üzere kontağa yerleştiriyor. Eğer alkol oranı yasal sınırın üzerinde ise, ateşleme araç tarafından engellenerek motorun çalışmasına izin verilmiyor.
Volvo: Diğer bir İsveçli Volvo’da sunulan sistem ise emniyet kemerini takmak zorunda bırakması ile dikkat çekiyor. Bu güvenlik sistemi üç aşamada çalışıyor: İlk önce otomobile bindiğiniz zaman emniyet kemerinin üstündeki bir aparata üfleyerek alkol derecenizi ölçüyorsunuz. Eğer alkol seviyeniz otomobil kullanmak için yeterliyse aracın motoru çalıştırılabiliyor. Ancak aracı çalıştırmak için alkol kullanmamış olmanız da yeterli değil. O üflediğiniz emniyet kemerini takmanız da gerekiyor. Araç geliştirilen bu sistem sayesinde emniyet kemeri takılmadan da çalışmıyor.
Toyota: Japon Toyota ise sürücünün nefesinden alkol ölçümü yapmıyor. Kandaki yabancı madde miktarını direksiyon simidi üzerine yerleştirdiği sensörlerle terden analiz eden sistem, yasal sınırların üzerinde alkol tespit ettiği anda aracı yavaşlatarak durduruyor. Toyota, 2009 yılından itibaren tüm modellerinde bu sistemi standart olarak sunmayı hedefliyor.
Scania: İşletmecilerin ve nakliye müşterilerinin, sürücülerin yola çıkmadan önce alkol muayenesinden geçirilmesini talep etmesi üzerine ünlü çekici markası Scania, araçlarında ’alcolock hazırlığı’nı standart olarak sunuyor. Bu sayede istendiğinde alkol ölçme cihazları araca kolaylıkla monte edilebiliyor. Alcolock, sürücünün motoru çalıştırmadan önce cihazın ağızlığına üflemesini gerektirirken, üflenen nefeste alkol algılanırsa marş motoru bloke oluyor.
Bunun neticesinde üreticiler tarafından geliştirilen konsept teknolojiler, nefes veya ter ile kandaki alkol oranını ölçerek sürücünün yasal limitlerin üzerinde yabancı madde alıp almadığını ölçerek aracın çalışıp çalışmamasına karar veriyor. Bu tip sistemler henüz seri üretime geçemese de, üreticiler arasında konsept olarak geliştirilmeye devam ediliyor.
ÜFLEMEDEN ÇALIŞMIYOR
Son dönemde artan alkollü araç kullanımına bağlı trafik kazalarının, yüksek oranlı can kaybına neden olması, bazı ülkelerde birçok yasal zorunluluğu beraberinde getiriyor. Örneğin Amerika’da, daha önce alkollü araç kullanmaktan birkaç kez ceza yemiş kişilerin araçlarına alkolmetre cihazları zorunlu olarak yerleştiriliyor. Sürücü bu cihaza üflemeden aracı çalıştıramıyor. Tabi birçok kişi, alkollü olmayan bir arkadaşını cihaza üfleterek sorundan kurtulma yoluna gitse de, üreticilerin yeni geliştirdikleri teknolojiler, sürücüyü sürekli gözlem altında tutarak hiçbir şekilde sahtekarlığa izin vermiyor. İşte bu tip akıllı sistemlere son örnek Japon üretici Nissan’dan geldi.
ARAÇ İÇİNDE KAMERA TAKİBİ
Nissan alkollü sürücülerin direksiyona geçmesini engelleyen yepyeni bir teknoloji üzerinde çalışıyor. Sistemin diğer üreticilerin geliştirdiklerinden farkı ise sadece nefes ile değil kamera ve sensörlerle sürücüyü sürekli gözlem altında tutmasında yatıyor. Sürücünün kokusunu ve terini sensörlerle kontrol altında tutan sistem, direksiyon simidinin arkasına yerleştirilen bir kamera ile de sürekli sürücünün mimiklerini ve hareketlerini kontrol ediyor. Koku algılayıcıları ise sürücü ve yolcu koltuğunun kafalıklarına yerleştirilmiş. Ayrıca vites topuzunun üstüne yerleştirilen diğer bir sensör de sürücünün nabzını ve terlemesini kontrol ediyor. Sürücü alkollü ise sistem uyarı veriyor. Eğer sürücü uyarılara rağmen devam etmeye çalışırsa motor bloke edilerek aracın ilerlemesi önleniyor.
Şimdilik Japonlar ve İsveçliler çalışıyor
Saab: Avrupalı ve Japon üreticilerin araştırma çalışmaları ile çeşitlenen alkol dedektörleri, İsveçli üretici Saab’da ’Alkokey’ adını alıyor. Şoför, anahtarın üzerine yerleştirilen alkolmetreye üflüyor ve anahtarı aracı çalıştırmak üzere kontağa yerleştiriyor. Eğer alkol oranı yasal sınırın üzerinde ise, ateşleme araç tarafından engellenerek motorun çalışmasına izin verilmiyor.
Volvo: Diğer bir İsveçli Volvo’da sunulan sistem ise emniyet kemerini takmak zorunda bırakması ile dikkat çekiyor. Bu güvenlik sistemi üç aşamada çalışıyor: İlk önce otomobile bindiğiniz zaman emniyet kemerinin üstündeki bir aparata üfleyerek alkol derecenizi ölçüyorsunuz. Eğer alkol seviyeniz otomobil kullanmak için yeterliyse aracın motoru çalıştırılabiliyor. Ancak aracı çalıştırmak için alkol kullanmamış olmanız da yeterli değil. O üflediğiniz emniyet kemerini takmanız da gerekiyor. Araç geliştirilen bu sistem sayesinde emniyet kemeri takılmadan da çalışmıyor.
Toyota: Japon Toyota ise sürücünün nefesinden alkol ölçümü yapmıyor. Kandaki yabancı madde miktarını direksiyon simidi üzerine yerleştirdiği sensörlerle terden analiz eden sistem, yasal sınırların üzerinde alkol tespit ettiği anda aracı yavaşlatarak durduruyor. Toyota, 2009 yılından itibaren tüm modellerinde bu sistemi standart olarak sunmayı hedefliyor.
Scania: İşletmecilerin ve nakliye müşterilerinin, sürücülerin yola çıkmadan önce alkol muayenesinden geçirilmesini talep etmesi üzerine ünlü çekici markası Scania, araçlarında ’alcolock hazırlığı’nı standart olarak sunuyor. Bu sayede istendiğinde alkol ölçme cihazları araca kolaylıkla monte edilebiliyor. Alcolock, sürücünün motoru çalıştırmadan önce cihazın ağızlığına üflemesini gerektirirken, üflenen nefeste alkol algılanırsa marş motoru bloke oluyor.