Güncelleme Tarihi:
Hüseyin Çelik, devir teslim töreninde “Eğitim, otomatik pilota bağlı,” demişti.
Çok güzel bir benzetme. Çünkü okullar ile uçaklar arasında çok benzerlik vardır.
Nasıl mı?
İkisinde de sorgulama yoktur
Bir gün İstanbul’dan Antalya’ya uçarken, kabin görevlisi arkadaş ile aramızda şöyle bir konuşma geçti:
- Can yeleğinin kullanımı ile ilgili açıklamayı Ankara’dan Erzurum’a uçarken de yapıyor musunuz?
- Evet, yapıyoruz.
- Sanırım Ankara ile Erzurum arasında hiç su birikintisi yok. Bu sunumu yapma sebebiniz nedir?
- Aaa, evet doğru. Haklısınız. İnanın hiçbir fikrim yok. Bize söylüyorlar biz de yapıyoruz.
Kabin görevlisi işini iyi yapıyor, ama niçin yaptığı hakkında çok bilgisi yok.
(Başka konuşmalarda bir kabin görevlisi, “Bu, paket bir program,” dedi. Bir tanesi de “Tehlike anında sanırım denize yöneliyoruz,” dedi.)
Başka bir kabin görevlisine soruyorum: “Bazı uçaklarda 13 numaralı koltukların olmamasının, 13 sayısının uğursuz olması dışında özel bir nedeni var mı?”
“Aaa, öylemiymiş?” Çocukcağız şok oldu.
Okullar da aynı değil mi? Öğrenci öğretmeni sorgulayamaz, öğretmen müdürü, müdür de politikaları. Söylenenler sorgulanmadan direk yapılır.
İkisinde de öğrenme yoktur
Konuşmamız devam ediyor.
- Bu sunumda tehlike anında yapılacak eylemleri anlatıyorsunuz. Yani amacınız bunları yolculara öğretmek?
- Evet.
- Onların öğrendiklerini nereden anlıyorsunuz?
- Dikkatlice dinliyorlar çünkü bunları öğrenmek onlar için çok önemli.
Yolcular öğrensin diye kabin görevlileri güvenlik önlemlerini el kol hareketleri ve videolar ile anlatıyor.
Çoğu öğretmenin tahtaya çıkıp bir şey anlatması gibi.
Bu şekilde, sadece dinleyerek oturduğu yerden bir şey öğrenen var mıdır? Bu şekilde öğrenme olur mu?
Bu sunumlar sırasında sıkılmaya başlarız. Aynı öğretmenin ders anlatışını saatlerce dinleyen ve ölümüne sıkılan öğrenciler gibi.
(Bak şimdi! Ortaokul ve lisedeki bazı derslerimi hatırladım da içim sıkıldı.)
İkisinde de ölçme yoktur
Biz bunları öğrenelim diye kabin görevlileri anlattı ya, bizim öğrenip öğrenmediğimizi nasıl anlıyorlar? Anlamıyorlar.
Öğrenildiğini varsayıyorlar. Okullar da aynı değil mi?
Okullarda “öğretmen anlatır, öğrenci öğrenir,” yani “öğretme eşittir öğrenme” diye yanlış bir varsayım vardır.
Çok az öğrenme, öğretme sonucunda oluşur.
Otomatik
Kısacası, aslında okullar bir uçaktır. Onun için Hüseyin Çelik’in pilot benzetmesi çok yerindedir. Pilotun ‘otomatik’ olmasına gelince, o da gelişmişlik seviyemizi gösterir.
Japonlar, robot öğretmen yaptı da olay oldu.
Demek ki bizi bunu çok önceden yapmışız. Her şey otomatik.
(Bu arada çok güçlü öğrenme felsefesi olan, öğrencilerin hayatını değiştiren öğretmenleri tenzih ederim.)