Oluşturulma Tarihi: Ekim 04, 2003 00:00
YÖK tartışması gibi bilimsel, akademik ve siyasi bir tartışmanın içine ‘‘ölü yıkama’’nın gireceği hiç aklıma gelmezdi.Ama ne yapacaksınız; taraflardan birisi imamlar olunca böyle oluyor.Müftülükte şef olan imam Hüseyin Hoca, YÖK tarafından ‘‘Kemal Gürüz ile Kemal Alemdaroğlu'nun cenazelerini yıkamayacaklarını’’ söyleyince tartışma boyut değiştirdi.Karşı taraf zaten açıklama yaptı:‘‘Yıkamasalar yıkamasınlar, bir yıkayacak bulunur...’’Bence YÖK'ün bilimsel çalışmalarına hız verip, otomatik ölü yıkama makinesi yapması en doğrusu.*Bundan böyle tartışmalara bu gibi unsurların girmesi hem normaldir, hem kaçınılmazdır.Nitekim sözlü sınavlarda sormaya başladılar:‘‘Sırat köprüsünden kimler geçer?..’’İnsanları ise ikiye ayırdılar bile:Ölüsü yıkanacaklar, ölüsü yıkanmayacaklar.Şimdilik en azından iki kişinin ölüsünün yıkanmayacağı belirlendi, kara kara düşünüyorlardır Kemaller...Çünkü ölüsü yıkanacaklar da ikiye ayrılıyor:Sırat köprüsünden geçecekler, Sırat köprüsünden geçemeyecekler. YÖK'ün başındakiler ölülerinin yıkanmasına garanti olarak otomatik ölü yıkama makinesini yapsalar da, Sırat köprüsüne gelince kalakaldılar mı orada......*Belki Devlet Memurin Kanunu'nun ilgili maddesi gereği, gizli sicillere de işlenebilir bu:‘‘Çalışkan, verimli ve ölüsü yıkanabilir...’’Ki bendeniz ilk fırsatta bir iktidar yakınını bulup, boynumu bükerek sormayı düşünmüyorum değil:‘‘İmam efendi acaba benim ölüm yıkanır mı?..’’O zaman bu yazımı okumuşsa karar verir imam efendi:‘‘Yıkanmaz...’’Bence YÖK otomatik ölü yıkama makinesi projesini geliştirip, hemen üretime geçmeli.Çünkü bu soytarılık beni öldürecek...*Olmadı ‘‘yarı otomatik’’ de olur.‘‘Kollu-sıkmalı ve kurutmalı’’ olmasın da.Eğer laik cumhuriyet, gele gele çağdaşlığın ‘‘Ölüsü yıkanacaklar, ölüsü yıkanmayacaklar’’ noktasını yakalamışsa, ne yapabiliriz?..
button