<B>Gaye GÜZELAY</B>
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 31, 2004 00:53
İstanbul’da biri Avrupa, diğeri de Asya yakasında olmak üzere iki Bağımsız Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi (OÇEM) bulunuyor. Otistik özellikleri nedeniyle, ilköğretim okulları bünyesinde oluşturulan ve kaynaştırmaya dayanan Bağımlı OÇEM’lere devam edemeyecek çocukların gitmeleri gereken bu kurumlar, ihtiyacı karşılayamıyor. Kadıköy’deki Halit İbrahimiye OÇEM’e 104 öğrenci devam ediyor, 170 çocuk sırada. 65 öğrencisi olan Kağıthane’deki İstanbul Bağımsız OÇEM’de okumak için ise 60 öğrenci sıra bekliyor.
Yaşam boyu süren sosyalleşme, dil, iletişim becerileri ve ilgi alanlarını etkileyen bir iletişim bozukluğu olan otizm, yoğun ve sabırlı bir eğitim süreci gerektiriyor. Her biri farklı yoğunluklardaki farklı semptomlar gösteren otistik çocukların arasında, en karmaşık matematik problemlerini kolaylıkla çözme, uzun metinleri ve sayıları ezberleme gibi üstün yetenekleri olanları bulunuyor. Nedeni halen bilinmeyen bu hastalığın tedavisi ise sürekli, yoğun ve kişiye özel eğitim. Ancak İstanbul’daki Bağımsız Otistik Çocuklar Gelişim Merkezleri (OÇEM’ler) için sıra bekleyenlerin sayısı, okuyanlardan fazla.
SIRADAKİ ÖĞRENCİLER
İstanbul’da, otistik çocukların eğitim alabilecekleri iki OÇEM bulunuyor. Kadıköy’deki Halit İbrahimiye OÇEM’e 104 öğrenci devam ediyor, 170’i ise sırada. Müdür Ali Öner, sırada bekleyen çocukların bir kısmının normal ilköğretim okullarına devam ettiklerini anlatıyor. Norm kadroya göre okullarında 53 zihinsel engelliler sınıf öğretmeni olması gerektiğini ancak şu anda bu sayının 23 olduğunu, 11 öğretmenin de ek ders ücreti karşılığında görev yaptığını belirtiyor. Öner, resim-iş, beden eğitimi, anaokulu gibi branş öğretmenlerinin sayısının da, gerekenin altında olduğunu söylüyor.
Yönetmeliğe göre, sınıflarda dörder öğrenci ve ikişer öğretmen bulunması gerekiyor. Öner, ‘Sırada çok fazla öğrenci olduğu için, sınıflarda altışar öğrenci ve ikişer öğretmenle ders yapılıyor’ diyor.
Her çocuğun taşıdığı özelliklere göre bireyselleştirilmiş eğitim programları uyguladıklarını; iletişim, problem davranışların giderilmesi, sosyal etkileşim gibi derslerin ağırlıklı olduğunu anlatıyor.
‘Aynı mahalledeki üç otistik çocuk velisinin talep etmesi halinde, o bölgedeki bir ilköğretim okulu bünyesinde bu çocuklar için özel sınıf açılması zorunluluğu bulunduğunu’ hatırlatan Öner, bu yönetmeliğin uygulanmadığını vurguluyor. Sınıf veya öğretmen eksikliğinin gerekçe gösterildiğini belirtiyor. Öner, karşılaştıkları diğer sorunları şöyle anlatıyor:
‘Öğretmen problemimiz var. Bir öğretmeni otizm konusunda eğitmek, her otistik çocuk farklı nitelikler taşıdığı için kolay değil. Öğretmenin tam yarar sağlayacağı dönemde tayini çıkıyor. Ayrıca, çocuklarımızın neredeyse tümü hiperaktif olduğu için kullandığımız materyallerin sık yenilenmesi gerekiyor.’
Kağıthane’deki İstanbul Bağımsız OÇEM’de ise 65 öğrenci okuyor, 60 öğrenci sıra bekliyor. Bu öğrencilerin 15’ine, haftanın iki günü eğitim verilebiliyor. Yedi sınıfın bulunduğu okulda dört sınıf öğretmeni ve bir beden öğretmeninin yanı sıra, 23 sınıf ve branş öğretmeni ücretli görev yapıyor. Sınıflar ise sekizer kişilik.
ÜÇ YAŞ SINIRI
Kağıthane OÇEM’in Müdürü Bilge Erol, otistik çocukların üç yaşından itibaren kabul edilmesine rağmen, talep olmaması nedeniyle okullarındaki en küçük sınıfın beş yaşındaki öğrencilerden oluştuğunu belirtiyor. Bu durumu, otizmin aileler tarafından geç fark edilmesine bağlayan Erol, ‘Otizm, genelde çocuklar ilkokula başladıklarında fark ediliyor. Tanısı 10 yaşında konulan, o yaşa kadar normal eğitim verilmeye çalışılmış çocuklar var’ diyor.
Erol, diğer sorunları ise şöyle özetliyor:
‘Özel öğretmen açığı çok fazla. Bu öğretmenlerin gerçekten çok donanımlı olmaları gerekiyor. Burada çocuğun iletişim becerileri, topluma uyum sağlaması ve sosyalleşmesi amaçlanıyor. Bireysel eğitim programı uygulanması gerektiği için, iki öğrenciye bir öğretmen gerekiyor. Ayrıca, bağımlı OÇEM’ler işlevini yerine getiremiyor.’
Her otistik, birbirinden farklı semptomlar gösterebiliyor. Bu semptomlar çok şiddetli ya da çok hafif, etkileri de birbirinden farklı olabiliyor. Otizmin belirtilerinden bazıları şunlar:
Diğer çocuklarla ilişki kurmakta zorluk.
Her şeyin aynı olmasını istemek, rutin yaşama bağlılık, değişikliklere aşırı tepki vermek.
Uygunsuz ve sebepsiz gülmek ve ağlamak.
Tehlikeye karşı duyarsızlık.
Göz temasının çok az ya da hiç olmaması.
Sürekli aynı oyunları oynamak.
Acıya karşı duyarsızlık.
Ekolali (Cevap vermek yerine, kendisine söylenenleri aynen tekrar etmek).
Yalnız kalmayı tercih etmek.
Temastan, kucağa alınmaktan ya da sevilmekten hoşlanmamak.
Objeleri kendi etrafında çevirmek.
Seslere karşı aşırı duyarlılık ya da aşırı duyarsızlık.
Objelere gereksiz yere bağlanmak.
İhtiyaçlarını belirlemekte zorlanmak. Konuşma yerine hareketlerle ihtiyaçlarını belirtmeye çalışmak.
Aşırı hareketlilik ya da aşırı hareketsizlik.
Bir sebep olmadan strese girmek, üzüntü duymak.
Normal öğrenme metodlarına karşı duyarsızlık.
Motor hareket gelişiminde düzensizlik (Topa vuramaz ama küpleri üst üste dizer).