Güncelleme Tarihi:
YGS ve ALES'e ilişkin süreci hatırlatan Kılıç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, “ALES'te yaşananları YGS'den ayırarak, bir sorun bulunduğunu ima eden açıklamalar yaptıklarını” ifade etti.
Ortaya çıkan güven zedelenmesi ve tutarsız açıklamaların bazı soru işaretlerini akıllara getirdiğini kaydeden Kılıç, “Acaba süreç, ÖSYM Başkanı'nın açıkladığı gibi acemi, işgüzar bir METEKSAN görevlisiyle, hatalı ve eksik kitapçıklar nedeniyle METEKSAN matbaasına yıkılarak çözülmeye mi çalışılacak? Hatta daha da ileri gidilerek METEKSAN'ın anlaşması iptal edilip bir yandaş matbaayla yeni anlaşma düzenlenip bu kriz bir fırsata mı dönüştürülmeye çalışılacak?” diye sordu.
Sendika olarak sürecin üzerinin örtülmesine izin vermeyeceklerini söyleyen Kılıç, yaşananların sorumlularının ortada olduğunu, bu sorumluların en başında da ÖSYM Başkanı Ali Demir'in geldiğini kaydetti.
Kılıç, şunları söyledi:
“Kamu görevini kötüye kullanan, görevinin gereğini yerine getirmeyen, milyonlarca öğrenciyi, velileri ve tüm toplumu mağdur eden ÖSYM Başkanı asıl sorumludur. Çocuklarımıza sistematik eziyet çektiren, bu sürecin mimarı ÖSYM Başkanı sorumludur. Ali Demir'de sürecin sorumluluğunu üzerine alarak istifa etmek gibi bir etik değer yok. Hatta hakkında intihal iddiaları çıkmasına rağmen buna ilişkin de suskun. Sadece buna ilişkin de istifa etmesi gerekirken herhangi bir adım atmamaktadır.”
Kılıç, süreç daha da içinden çıkılmaz hale gelmeden çözüm adımlarının atılması gerektiğini belirterek, Ali Demir'in görevden alınmasını, YGS'nin yok sayılmasını, LYS'nin tek basamakla düzenlenmesini ve bunların ardından “eşitsiz, adaletsiz, çocukların eğitim yaşamlarını ellerinden alan, çürümüş, sınava endeksli eğitim sisteminin yerini bilimsel ve nitelikli bir sistemin almasını istedi.
Sendika üyeleri, açıklamaların ardından Demir hakkında “görevini kötüye kullandığı” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusu dilekçesinde, “Demir'in, geçerlilik ve güvenilirliği açısından ciddi sıkıntılar taşıyan YGS'nin uygulanması ve sonuçlarında görevinin gerektirdiği sorumluluğu yerine getirmediği, ölçme ve değerlendirme uzmanlarının kabul edebileceği bir sınav için gerekenleri yapmadığı ve bu şekilde görevini kötüye kullandığı” öne sürüldü. Suç tarihi olarak ise “27 Mart 2011'den (YGS'nin tarihi) bu yana devam etmektedir” ifadesi kullanıldı.
EĞİTİM HAKKI MECLİSİ ÜYELERİNİN AÇIKLAMASI
Bu arada, Eğitim Hakkı Meclisi üyeleri de adliyenin önünde basın açıklaması yaptı.
Meclis sözcüsü İlhan Yiğit'in okuduğu yazılı açıklamada, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ve ÖSYM Başkanı Ali Demir'in derhal istifa etmesi, YGS'nin yok sayılması istendi.