Osmanlı'nın hastalıklara karşı reçetesi

Güncelleme Tarihi:

Osmanlının hastalıklara karşı reçetesi
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 24, 2002 00:00

Osmanlı döneminde, ''ayı yağından deve yağına'', ''alabalık yağından balık nefsine'' kadar çeÅŸitli hayvanların belirli yerlerinden alınan yaÄŸlar, bazı iÅŸlemlerden geçirilerek hastalıkların tedavisinde kullanılıyordu. UludaÄŸ Ãœniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Ãœyesi Prof. Dr. AyÅŸegül Demirhan Erdemir, ''Osmanlı ArÅŸiv Belgelerine ve Bazı Türkçe Tıp Yazmalarına Göre, Bazı Hayvansal Ä°laçların Türk Tıp Tarihindeki Yeri ve Bazı Sonuçları'' konulu araÅŸtırma yaptı. 14. Türk Tarih Kongresi'nde de bildiri olarak sunulan Prof. Dr. Erdemir'in araÅŸtırmasına göre, halk arasında ''akamber'' olarak tanınan ve tropikal denizlerde yaÅŸayan KaÅŸalot balığından elde edilen kül renginde, balmumu kıvamında bir madde, Osmanlı döneminde ''kalp kuvvetlendirici, cinsel arzu ve iÅŸtah artırıcı'' olarak kullanılıyordu.  Günümüzde kozmetikte koku verici ve sabitleÅŸtirici olarak kullanılan akamber, halk arasında da cinsel gücü artırıcı macunların bileÅŸimine katılıyor.       ALABALIK, AYI VE DEVE YAÄžI     16 ve 18. yüzyıllar arasında, aktar defterlerinde sıkça rastlanan alabalık yağı ise kırık-çıkık ve burkulma tedavilerinde kullanılıyordu.  Bunun için zeytinyağında kaynatılan alabalık bekletilerek çürütülüyor ve elde edilen yaÄŸ, sabunlu ılık suyla yıkanan hasta bölgeye sarılıyordu. Ayrıca kapanmayan yaralara da alabalık yağı sürülüyordu. Halk tedavilerinde özellikle yumuÅŸatıcı bir etki yapan alabalık yağına, günümüzde de bazı bileÅŸimlerde yer veriliyor.  Ayı yağı da Osmanlı döneminde halkın tedavi amacıyla sık baÅŸvurduÄŸu maddelerden biriydi... Ayının dokularından elde edilen katı yaÄŸ, kırık-çıkık ve burkulmalarda dışarıdan kullanılırken, bronÅŸit tedavisi için ağızdan alınıyordu.  Öte yandan, ayı yağı, 10. yüzyılda Ä°ngiltere'de boyun iltihaplanmasına, 13. yüzyılda Fransa'da ise gut hastalığına karşı kullanılıyordu.  Devenin hörgüçlerinden alınan yaÄŸ da aÄŸrı, sızı ve burkulmalarda yumuÅŸatıcı olarak hasta bölgeye uygulanıyordu. Bu uygulamada, hasta bölge sabunlu ılık su ile banyo yapıldıktan ve bu yaÄŸla yaÄŸlandıktan sonra sarılıyordu. DiÄŸer kullanımda ise aÄŸrıyan yere deve yağı ile masaj yapılıyordu.  Eski Hint tıbbında bir ilaç olarak bilinen deve yağından, OrtaçaÄŸ'da Ä°slam tıbbında hemoroid tedavisinde yararlanılıyordu. Deve yağı ayrıca, mistik inanışlarla ilgili bileÅŸimlerin hazırlanmasında daen çok kullanılan maddelerden biri olarak yer alıyordu.       BALIK NEFSİ     KaÅŸalot balığının burunlarına yakın açılan deliklerden çıkarılan sıvının çeÅŸitli iÅŸlemlerden geçirilmesiyle elde edilen ''Balık nefsi''de Osmanlı'nın ilaç olarak kullandığı maddelerden biriydi...  Balık nefsi, o dönemde ''göğüs yumuÅŸatıcı'' olarak kullanıldığı gibi çeÅŸitli krem ve preparatların bileÅŸimine de katılıyordu. Balın boÅŸaltılmasından sonra peteklerin eritilmesiyle elde edilen balmumu da yüzlerce yıl yaygın olarak tedavi amaçlı kullanıldı.  Hekim Nidai'nin 16. yüzyılda Türkçe kaleme aldığı tıp yazmasında, balmumunun, halk arasında ve tıpta kullanılış ÅŸekillerinden örnekler verilirken, bu maddenin frengi hastalığının yanı sıra hemoroid ve egzama için hazırlanan preparatların bileÅŸimine hem yumuÅŸatıcı hem de baÄŸlayıcı olarak konulduÄŸu belirtiliyor.  Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!