Osmanlı'da kölelik tartışması

Güncelleme Tarihi:

Osmanlıda kölelik tartışması
Oluşturulma Tarihi: Haziran 22, 2009 16:47

Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği (ORDAF) ve İstanbul Üniversitesi işbirliğiyle bugün " Darfur" krizini ele alan uluslararası bir konferans düzenlendi. Konferansa kölelik tartışması damgasını vurdu.

Haberin Devamı

İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt Yerleşkesi'ndeki Rektörlük binası doktora salonunda gerçekleşen konferansa Türkiye'nin Hartum Büyükelçisi Fatih Ceylan, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi (TİKA) Başkanı Musa Kulaklıkaya, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Dr. Hakan Fidan ve ORDAF Başkanı Zekeriya Kurşun katıldı..

Konferansa Türkiye, Sudan ve İngiltere'den çok sayıda akademisyen de katılırken, ilk oturumda Prof. Dr. Hasan Mekki, Prof. Dr. Paul Moorcraft, Doç. Dr. Ahmet Kavas Darfur konusunda tebliğ sundular.

OSMANLI'DA KÖLELİK TARTIŞMASI

Konferansın ilk oturumunda konuşan Doç Dr. Ahmet Kavas, Sudan'ın devasa yüzölçümüyle bazılarının iştahını kabarttını söyleyerek, Sudan'ın da içinde bulunduğu bölge ülkelerinin sınırlarının Osmanlı zamanında çizildiği söyledi. Osmanlı'nın bölgeyi adil bir şekilde yönettiğini söyleyen Kavas'a bir öğrenci itiraz etti. Adını vermek istemeyen ve Tarih bölümünde okuduğunu söyleyen öğrenci, kendisinin atalarının Afrika'dan köle olarak getirildiği söyledi. Kavas, bu sözler üzerine Osmanlı'da da köle ticareti yapan kötü niyetli kişiler olduğunu ancak, diğer Batılı ülkeler gibi Osmanlı'nın köleliği bir devlet politikası olarak benimsemediğini söyledi. Kavas, Osmanlı döneminde Afrika'dan getirilen insanları Osmanlı Sarayı'nda çok önemli mevkilere geldiklerini de sözlerine ekledi.

Haberin Devamı

BİR AKADEMİSYE'NİN DARFUR İZLENİMLERİ

Bir Biliminsanı olarak bölgeyi yakın zamanda ziyaret ettiğini söyleyen Kavas, "kamplarda milyonlarca insanın kaldığı yerleri gördük. Kümes bile diyemezsiniz" şeklinde konuştu. Darfur konusunda Batı medyasında değişik ve yanıltıcı bilgilerin olduğunu söyleyen Kavas, " Darfur'u gözlemleyen, oraya giden bir çok kuruluş var. Onların verdiği bilgiler ne kadar taraflı-tarafsız bunu bilemiyoruz. Bizzat yerinde gidip görmek" lazım diye konuştu. Darfur'un anlatıldığı gibi ateşler içinde olmadığını söyleyen Kavas, " iç savaş dolayısıyla iki büyük şehrin etrafına birkaç milyon insan gelerek burada kamplar kuruldu. İnsanların kimliği yok. Verilen rakamlar göreceli" şeklinde konuştu. Yaşam şartlarının son derece zayıf olduğunu söyleyen Kavas, sözlerini "kampları gezdiğimizde kümes dahi diyemeyeceğiz çok basit yerlerde kaldıklarını gördük. Tek geçim kaynakları uluslararası yardım kuruluşlarının yardımları" diye sürdürdü. Türkiye'nin bölgede özellikle Kızılay aracılığıyla sağlık hizmetleri verdiğini hatırlatan Kavas, TİKA'nın hem Güney hem de Kuzey Darfur'da Üniversitelere tıbbı alet yardımında bulunduğu söyledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!