OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 02, 2005 00:00
Hüseyin Hamdi Åžedele, iÅŸ makinelerinin büyük lastikleri için ‘Osmanlı stili’ zırh yaptı. Almanlar, Türkiye’deki üretime karşı dava açtı ama o yılmadı. Davaları kazandı, ÅŸimdi 30 ülkeye ihracat yapıyor.ELEKTRÄ°K teknikeri olarak hayata atılan Hüseyin Hamdi Åžedele, 1978’de tesadüfen ithalatına tanık olduÄŸu ‘iÅŸ makinelerinin büyük lastikleri için ithal edilen kaplama zincirleri’ üretmeye baÅŸlar. Uzun süre iÅŸin sırrını çözmeye çalışır. Sonra müzelere gidip Osmanlı askerlerinin zırhlarını inceler. Tam üretimi rayına oturtur ki bir Alman firması, Osmanlı döneminden kalma bir kanuna dayanarak bu tür lastiklerin Türkiye’de üretimi için ‘İhtira Beratı’ alır ve Åžedele’nin ÅŸirketi Las-Zırh Zincir Sanayi ve Ticaret Ltd. Åžti.’nin üretimini durdurmak için mahkemeye verir.SANAYÄ°YÄ° SEÇTÄ°M: Hüseyin Hamdi Åžedele şöyle baÅŸlıyor mücadelesini anlatmaya: ‘Biz Eazığlı, genellikle ticaretle uÄŸraÅŸan köklü bir aileyiz. Ailem, Osmanlı döneminde Mısır’a, Rusya’ya ipek ticareti yaparmış. Birinci dünya savaşından sonra ticaret bitmiÅŸ. Babam Muzaffer Åžedele, sanatkar insandı, resim yapar, ÅŸiir yazardı. Hatta Tercüman Gazetesi’nin Elazığ muhabirliÄŸini de yaptı. AÄŸabeyim de babam gibi sanatkar oldu, fotoÄŸrafı seçti. Ben ise oÄŸlum ve kızımla birlikte sanayiyi seçtim.’LASTÄ°K KARABORSA: 1970’lerin ortamında lastik bulmanın zorluÄŸunu hatırlatan Hüseyin Hamdi Åžedele özellikle de iÅŸ makinelerinin lastiklerinin bu nedenle çok daha deÄŸerli olduÄŸunu belirtiyor. Åžedele şöyle devam ediyor: ‘Ben o zamanlar elektrik teknisyeniydim ve bobinaj uzaktan kumanda gibi iÅŸlerle uÄŸraşıyordum. Bir gün (1978) çimento sektöründen arkadaÅŸlarla sohbet ederken, zincir sipariÅŸi verdiklerini, parasını da peÅŸin ödedikleri halde 6 aydır Almanya’dan zincirin gelmediÄŸini söylediler. Lastik kıtlığı yüzünden de bu zincirin çok önemli olduÄŸunu söylediler. Bekledikleri ÅŸey iÅŸ makinalarının büyük tekerlekleri için kaplama zincirmiÅŸ. Böyle bir zincir nasıl olurda memlekette yapılamaz diye onlarla tartıştım. Ben iddialaÅŸtım ve ‘yaparım’ dedim, hemen baÅŸladım yapmaya.’ 1.5 YILDA 4 ZÄ°NCÄ°R: Hüseyin Hamdi Åžedele, ‘Bana; lastiÄŸe sarılacak, lastiÄŸi kaplayacak bir zincir tarif edildi. TaÅŸ kesmemesi için gerekliymiÅŸ ama takınca da makinenin yorulmaması gerekiyormuÅŸ. Hesap yaptım; maliyet çok düşük çıktı’ diyor. Åžedele çok kolay sandığı iÅŸe baÅŸlar ama 1 yıl boyunca ‘nasıl yaparım’ diye araÅŸtırmak zorunda kalır. Bu kadar zaman geçince Adapazarı’ndaki kireç fabrikasının zinciri Almanya’dan gelir ve Åžedele’nin zincirleri elinde kalır. Åžedele, ‘Ben 1.5 yılda 4 teker bir iÅŸ makinesi için zincir yapmış oldum. Gittim oradaki yetkililere anlattım. Balıkesir Çimento Fabrikası bu ilk yaptığım zincirleri aldı. Bu iÅŸ hiç de göründüğü kadar kolay deÄŸildi.’Alman’ın üretim yasağını deldimHÃœSEYÄ°N Hamdi Åžedele, 1.5 yılda yapabildiÄŸi ilk zincirleri sattıktan sonra ikinci 4’lük takımı 6 ayda tamamlar. Osmanlı askerlerinin zırhlarından ilham alarak yeni bir tasarım yapar. Åžedele, şöyle devam ediyor: ‘1985’ti bir gün iÅŸ yerimi avukatlar, savcı, polis bastı. Adamlar ‘sen bu üretimi yapamazsın. Ä°ÅŸi bırakacaksın, kalıplarını imha edeceksin, gazetelere ilan verip bu iÅŸi yapmadığını ilan edeceksin’ diyorlardı. Sanayi Bakanlığı’na gittim ve ilgili daire baÅŸkanına, patent dairesine çıktım. Mesele anlaşıldı ki; Almanya’dan gelmiÅŸler, Osmanlı’dan kalma (1879 tarihli) bir kanuna dayanarak 20 lira harç yatırıp, Ä°htira Beratı almışlar ve 15 yıl bu tür zincirlerin üretimini baÅŸkası yapamayacakmış. Müzelere gidip Osmanlı askerlerinin zırhlarının ayrıntılı resimlerini çektim. Mahkemeye çıkıp tekniÄŸi nereden aldığımı anlattım. Mahkemeyikazandık. Yolumuza devam ettik. O firma ÅŸu anda rakibimiz.’Yunanistan’a ihracat yaptım ‘Made in Turkey’ yazma dedilerHÃœSEYÄ°N Hamdi Åžedele, mahkemeden zaferle çıkınca iÅŸini büyütür. Hadımköy’de 1800 metrekarelik bir yer kiralar ve 2003’e kadar burada faaliyet gösterir. Sonra da 5 bin metrekarelik bir fabrika inÅŸa edip oraya taşınır. Las-Zırh’ın ihracatını da Fatih Åžedele şöyle anlatıyor: ‘İlk ihracatımızı 1995’te Lübnan’a bir mermer ocağına yaptık. Sonra bir mermer fuarına katıldık ve 1997’de Yunanistan’dan bir firma geldi ve ürün istedi. 1997’den sonra biz Yunanistan’a gidip, aktif pazarlama yaptık. Orada bir bayi bulduk ve mal vermeye baÅŸladık. Ancak Yunanistan’daki firmalar ürünlerimizin Türk malı olduÄŸunun anlaşılmasını istemiyorlardı ve bize ‘Made Ä°n Turkey yazmayın’ dediler. Biz yazmaya devam ettik. Sonra Ä°ran’a bayilik verdik. Güney Kore, Hindistan ve ABD dahil 30 ülkeye ihracat yapıyoruz. 4 milyon dolar ciromuz var yarısını ihracattan saÄŸlıyoruz.’Anadolu’nun rekabet gücünü özel sektörün demiryolu artıracakTCDD’nin özel sektörü de içine alan yeni ulaşım politikaları meyvesini veriyor. Arkas Holding bünyesindeki ArGü firması, Çukurova ve Marmara bölgesinde demiryolu taşımacılığını da içine alan kombine taşımacılık hizmetini ülke geneline yayıyor. Åžu anda TCDD’den sonraki en büyük demiryolu ÅŸirketi olma özelliÄŸini taşıyan ArGü; Yenice, Derince, Gaziantep, EskiÅŸehir, Alsancak ve Mersin’de istasyon sahibi oldu. Åžirket, yıl sonuna kadar Konya, Kayseri, Erzurum ve Samsun istasyonlarını da faaliyete geçirecek. Böylece Anadolu’daki birçok vilayetin sanayicisi ihraç ürünlerini demiryolu üzerinden dilediÄŸi ihracat limanına gönderme imkanı buluyor ve ulaşım maliyetlerini de önemli ölçüde düşürüyor. ÖrneÄŸin; Gaziantep’ten malını yükleyen bir sanayici ister Mersin Limanı’ndan isterse Ä°stanbul’dan ihracat yapıyor. EN BÃœYÃœK ÖZEL DEMÄ°RYOLCU: Åžu anda 190 adet vagonu bulunan ArGü, yıl sonuna kadar bu sayıyı 300’e çıkarmayı planlıyor. TCDD’den özel sektör için ‘lokomotif izni’ de çıktığını belirten ArGü yetkilileri, Schenker Arkas ortaklığıyla da taşımayı raylarla Avrupa’nın merkezine yapabildiklerini söyledi. Almanya, Hollanda ve Belçika’ya taşıyacak demiryolu hattının maliyetleri yaklaşık yüzde 25 azalttığını belirten ÅŸirket yetkilileri, ‘Schenker Arkas, Avrupa’nın merkezine Ä°stanbul’dan düzenli demiryolu seferleri baÅŸlattı. Belçika, Hollanda ve Almanya’nın sanayi merkezlerine gidecek olan bu demiryolu hattı, Türkiye için bir ilk. Yeni proje ile Ä°stanbul Halkalı’dan malını yükleyen Marmaralı sanayici veya mal alacak ithalatçı; hızlı, güvenli ve düşük maliyetlerle taşımacılık olanağına kavuÅŸacak’ diye konuÅŸtu. 5 GÃœNDE AVRUPA’DA, ADRESTE: Almanya Rhine-Main sanayi bölgesi, Belçika ve Hollanda’nın ortasında bulunan Duisburg kenti ile Marmara bölgesinin ortasında bulunan Halkalı tren terminali arasında karşılıklı olarak Cumartesi günleri hareket eden konteynerler 5 gün içerisinde karşı terminale varıp, 24 saat içerisinde de kamyonlarla adrese teslim ediliyor.Anadolu-250 sonuçları eylülde açıklanacakEKONOMÄ°ST Dergisi ile Dışbank’ın gerçekleÅŸtirdiÄŸi ‘Anadolu’nun En Büyük 250 Åžirketi’ araÅŸtırmasında son aÅŸamaya gelindi. Åžirketlerin yoÄŸun katılımı ile gerçekleÅŸen araÅŸtırma için baÅŸvurular sürerken, gelen bilgilerin tasnifine ve deÄŸerlendirilmesine de baÅŸlandı. Sonuçlar eylül ayının ilk haftasında açıklanacak. Bu yıl ikincisi yapılan yarışmada, Ä°stanbul Ankara ve Ä°zmir merkezli ÅŸirketler dışındaki tüm iÅŸletme ve sanayi kuruluÅŸları ciro, vergi öncesi kár, ihracat, öz sermaye, çalışan sayısı bazında deÄŸerlendirmeye tabii tutuluyor. Åžekerci dükkánından gıda holdingineKARAMAN’da 3 tekerlekli motosikletiyle bakkallara ürün satmaya çalışan gıda toptancısı Sami Özdağ’ın kurduÄŸu Saray Holding, 70 ülkeye 20 milyon dolarlık bisküvi, cips, bakliyat ve makine ihracatı yapıyor. Saray Holding Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Sami ÖzdaÄŸ, babası Kamil ÖzdaÄŸ ile birlikte 1960’lı yıllarda sokak aralarında dolaÅŸarak, zor ÅŸartlar altında küçük bakkallara gıda ürünü sattıklarını söyledi. ÖzdaÄŸ, ‘O zaman ÅŸekerci dükkanımızın ismi olan Saray bugün bir marka olarak 100 ülkede tescilli’ dedi. 1981’de Karaman Organize Sanayi Bölgesi’nde Saray Gıda’yı kurduklarını dile getiren ÖzdaÄŸ ÅŸunları anlattı: ‘Şu anda Saray adıyla ürettiÄŸimiz bisküvi, ÅŸeker, çikolata, gofret, cips, bakliyat ve makine gibi 200’e yakın çeÅŸitte ürünümüzle Avrupa’nın geliÅŸmiÅŸ ülkelerinin de aralarında bulunduÄŸu 70 ülkeye yılda 20 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz.’Deniz manzaralı ölü yatırım, çözüm bekliyorÄ°ZMÄ°R’in ilçesi AliaÄŸa’nın Çakmaklı Köyü’nde, 1977 yılında ‘Milliyetçi Cephe’ Hükümeti döneminde, BaÅŸbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan tarafından, ‘Vasıflı Çelik Fabrikası’ kurulmak üzere temeli atılan yatırım kaderine terkedildi. Makine Kimya Endüstrisi’nin fabrika inÅŸaatından önce yaptırmak istediÄŸi 100’er metrekarelik 48 konutun kaba inÅŸaatı 3 yılda tamamlandı. Ancak ünlü ağır sanayi hamlesi baÅŸarısızlıkla sonuçlanınca, lojman binaları da çürümeye terk edildi. Çakmaklı Köy Muhtarı Ahmet Kahraman fabrikanın yapılacağı alanın, yörenin en verimli alanı olduÄŸunu kaydetti. Kahraman, ‘Toprakları istimlak edilen köylülerden, halen paralarını alamayanlar var. VatandaÅŸlar mahkemede sürünüyor’ dedi. Arzu ÇETÄ°K/Ä°ZMÄ°R, (DHA)Â
button