Güncelleme Tarihi:
Son araştırma da gösterdi ki, ABD'ye en olumsuz gözle bakanlar Türklermiş. Türk halkı ABD'ye mi karşı yoksa Bush yönetimine mi, bu tartışılır ancak bu karşıtlığa herkes bir neden ararken bir tespite daha dikkati çekmek lazım. Biz ne kadar kötü bir Amerikan sistemi taklitçisi olmaya özendiysek bugüne kadar, Bush yönetimi altında da ABD'nin kötü bir Osmanlı taklitçiliğine soyunduğunu görmeliyiz. Türk halkı bu projeye karşı, onaylamıyor, çünkü mazisini, o bugüne kadar çok sevdiği ülke olsa da bir başkasıyla paylaşmak istemiyor. | |
Osmanlı taklitçiliği, ABD tarafından, zaten bilinçler altında belli bir yatkınlık ve yakınlık olmasa benimsenmezdi. Bir kere her ikisi de kozmopolit bir sosyal dokuya, hoşgörüye, bir şekilde hukuka, güçlü devlet ve asker yapılanmasına, geniş topraklara ve eyalet sistemine dayanıyor ve ABD'nin ısrarla uygulamakta kararlı olduğu Büyük Orta Doğu Projesi üzerinden gözünü diktiği yerler, Osmanlının eski coğrafyası. Osmanlı, Hezarfen Efendinin kulaklarını çınlatacak kadar Washington'un kanatları altında sanki. | |
Fetihlerin doğuda başlatılıp devam ettirildiği bölge, tarihte de olduğu gibi, Irak-Suriye-İran koridoru. Aslında bütün dünya bir "Darü'l Harp", harp bölgesi. Batıdan da Türkiye, Avrupa'ya girerse vay Avrupa'nın başına geleceklere. Rusya'ya karşı mevziler eskinin Doğu Avrupası üzerinden kazanıldı, "atkılı demokrasi" hamleleriyle devam etti şimdi de füzelerle donatılmak isteniyor. Avrupa ve Rusya ile zaman zaman birbirlerine karşı kurulan ittifak dengeleri üzerinden uğraşmak, hemhal olmak Osmanlının zaten en eski manevrası. | |
Bunun uygulama alanlarının başında da enerji coğrafyası geliyor, ve biz bu konuda atalarımızın kemiklerini sızlatırken onlar çıkarlarını gayet iyi çatıştırıyorlar. Sonra ideolojisi "Gaza", gazi teması üzerine. İnanç uğruna verilen bir mücadele ve askeri seferler, bir nevi "Cihat", dinini yayma güdüsü ile genişleme isteği. Bu tabiidir ki bir "Demokrasi Cihadı" adı altıda vücuda getiriliyor bugünün dünyasında. | |
Fethettikleri yerlerde "Ahilik" gibi Sivil Toplum Kuruluşlarını kullanıyorlar. Fethedilen yerler farklı dinler ve kültürlerden olduğu için, din ayırımı yapılmadan kurulan "Gedik Teşkilatlanması" söz konusu. "Soros" bunun bir örneği ve üstelik her çöplükte ötebilme yeteneğine sahip, gedikler böyle açılıyor cephelerde. | |
Açık toplum örgütleri "Lağımcı" marifetiyle sızıyorlar gediklerden. Fethetmeden önce de bu ülkelerde "Şeneltme","Devşirme" yoluyla aydınlar kullanılıyor. "İçoğlanlığa" özenen çok nasılsa. Yazıyorlar, çiziyorlar, konuşuyorlar. Lağımcılar tüm kanallara çıkarıyorlar onları. | |
Mutlaka incelense altından "Kapıkulu Ocakları" mantığı çıkacaktır ve işgalller, bezdirene kadar topla dövme stratejisi üzerine kurulu. Buna zihinlerin de işgal edildiği ve yönetimlerin bezdirildiği, adına uluslararası baskı denilen demokratik medya bombalamasını da dahil edebiliriz. | |
"Humbaracılar" kumbaracılar kol geziyor. Ancak manzara öyle ki işsiz kitleler arasından topladıkları askerleri tam bir Yeniçeri "Başıbozukları" profilinde ve işkence kültürlerine de şark izlerini taşımışlar. Bu durumun değişmesi için artık II.Clinton gelir de Vakai Hayriye mi olur, yoksa III.Bush'un gelip Nizamı Cedid'i kurmasını mı bekleriz, onu zaman gösterir. | |
Fethettiği toprakları "Tımar" yoluyla yerel güçlere belli bir paylaşım ve üs talepleri doğrultusunda devrediyor. "İltizam", "Arpalık" bir şekilde sancak beylerine devrediliyor. Bunların meraklıları da çok. Aşiret Beyleri gibi yaşıyorsunuz nihayette. | |
"Harem" konusuna girmiyorum. Şimdiki Sultan bir önceki kadar meraklı değil bu konulara. Keşke meraklı olsaydı, nefsi biraz körelseydi de, Lale Devrini tersten yaşatmasaydı dünyaya. Her neyse şifrenin nerede hata verdiğini hepimiz biliyoruz. İşin ironik yanı da bu, tüm bu ince detaylarına kadar kurgulanmış proje gelip de bir eski Osmanlı geçiş belgesi "Tezkere"ye ! takılıp da, altüst olmadı mı ilişkiler? Osmanlının gizli kodu da buydu işte, ters oturttu, nereden geleceği, sağı solu belli olmazdı, bu Geçiş Belgesi bakarsınız tutar şimdi çıkar gelir. |