Oscarlar dağıldı, dedikoduları sürüyor...

Güncelleme Tarihi:

Oscarlar dağıldı, dedikoduları sürüyor...
Oluşturulma Tarihi: Nisan 16, 1999 00:00

Haberin Devamı

Birbirinden ünlü yönetmen ve oyuncular, bütçe rekorları kıran yapımlarla yarıştılar. Ama 'Oscar' bu yıl da yapacağını yaptı. Biraz ona biraz buna derken güzel bir denge kurdu. Kısacası bol dedikodulu bir tören yaşandı.

Başlangıçta yalnızca ‘‘Er Ryan'ı kurtarmak’ vardı.. Gerisi fasa fisoydu, ‘‘Tulum çıkacak’ dediler. Tüm heykelcikleri toplayacak iddiasında bulundular.

‘‘The Big Night‘‘ (Büyük Gece) olarak değerlendirilen ödül gecesinin tek kahramanının Kral Steven Spielberg olacağı kanısı çoktan Hollywood simsarlarının beynine yerleşmişti. Öyle ki hazırlıklar bu yönde yapılıyordu.

Sonra devreye ‘‘Sheakspeare in Love‘‘ girdi. Hem de ne giriş. ‘‘Miramax‘‘ Spielberg'in Dreamworks film şirketine büyük bir darbe indirdi. ‘‘Miramax‘‘ daha da ileriye gitti ve bir yabancı filmin yapımcısı olarak Roberto Benigni'nin ‘‘La vita e bella‘‘yı (Hayat Güzeldir) devreye soktu. ‘‘Sheakspeare in Love‘‘ ve ‘‘Hayat Güzeldir‘‘ ile ‘‘Miramax‘‘ bir anda 20 Oscar'a aday gösterilmiş oldu.

Spielberg'in ‘‘Dreamworks‘‘çuları neye uğradıklarını şaşırdılar. Ve Hollywood'da bağımsız ‘‘Miramax‘‘a savaş açıldı. Gazetelere ilan verildi. Pis oyunların döndüğü yansıtıldı. Oysa ‘‘Miramax‘‘ın sahipleri Wernstein Kardeşler savaşlarını kurallara göre oynuyorlardı... Tek hataları bazı jüri üyelerini verdikleri davete çağırmalarıydı... Patron Harvey Wernstein ‘‘Belki bu konuda fazla ileri gitmiş olabiliriz ama kesinlikle oy satın almak için değildi. Bağımsız olduğumuzdan kendimizi bu konuda hür hissettik‘‘ savunmasının arkasına sığınıyordu.

Diğer yandan Steven Spielberg bir musevi olarak ‘‘La Vita e Bella‘‘ filmini abuk subuk bularak soykırımı lanetlemediğini yorumladı...

Bu konuda en güzelini ünlü yönetmen Robert Altman söyledi: ‘‘Durum kritik. Böyle kritik anlarda Beverly Hills'te güçler toplanır. Birbirlerini kayırmaya kalkar. 'Bugün sana yarın bana' kuralı devreye girer. Ya da eşite yakın bir şekilde paylaştırarak kimseyi üzmemek, seyirciyi heyecanlandırmak, konukları sıkmamak hedeftir. Eğer Dreamworks'un beklentisi fazlaysa Miramax da dengelenmelidir. Bu arada Miki Fare'ye çalışanlar (Walt Disney Productions'u kastediyor) her zaman ayrıcalıkla ödüllendirilirler. Bana kalsa ‘‘İnce kırmızı hat‘‘ filminin yönetmeni Terrence Malick'in oyuncusu Nick Nolte'yi ödüllendirmem. En iyi yabancı film için ‘‘La vita e bella‘‘yı seçerim o kadar. Ama dedim ya kombineler çoktan yapılmış.‘‘

Ve Robert Altman'ın dedikleri doğru çıktı.

Kurt yönetmen Hollywood politikasını iyi biliyor.

‘‘The Big Night‘‘ her zamanki gibi bir yıldızlar geçidine dönüştü...

71. Oscar Ödülleri dağıtımı bu yıl Dorothy Chandler Müzikholü'nde yapıldı. Oysa Shrine Tiyatrosu çok daha geniş ve güzeldi. Davetliler her zamanki gibi kırmızı halının üzerinden geçerek şov yaptılar, milyarlık giysilerini, mücevherlerini ortaya çıkartıp düşman çatlattılar. Gecenin yıldızı şüphesiz sunucu Whoopi Goldberg'di. Tam 14 elbise değiştirdi, her defasında inanılmaz ince espriler yaptı, evsahipliğini kusursuz üstlendi. İğnelemeleri harikaydı. Yılların sunucusu Bill Crystal'ı aratmadı. Whoopi sahnedeyken Roberto Benigni de koltuklar arasında ve üzerinde show yaptı. Deliliğine delilik kattı. Cannes'daki sululuklarını ikiye katladı. Ama Roberto bu zaten. Deliliği buradan geliyor. Ödül dağıtanlar yani ‘‘And the winner is...‘‘ kalıplaşmış ‘‘Ve kazanan...‘‘ diyenler arasında Sophia Loren gerçekten göz kamaştırdı. Zaten en iyi yabancı filmin ödülünü vermek için sahneye çıktığında kimin kazanacağı belli olmuştu. ‘‘Roberto‘‘ diye bağırınca ilk ağlayan da kendisiydi.

Tören dolu dizgin devam ederken Doronthy Chandler Müzikholü'nün hemen dışında güvenlik kuvvetleri iki kaldırımı tutmuş protestocularla haşır neşir oluyordu. Sorun Elia Kazan'dı... Ellili yılların muhbiri Elia Kazan'a Sanat ve Meslek Özel Oscar Ödülü'nün verilmemesini isteyen 150 kadar eylemci karşı kaldırımdaki Elia Kazan taraftarlarına sloganlar atıyorlardı. İşte bu elektirikli havada Elia Kazan sahneye çıktı. Martin Scorsese'nin koluna giren Elia Kazan, alkış barometresi sonucu rahat bir nefes aldı. Oysa yuhalanmaktan, ıslıklanmaktan korkuyordu.

Ama davetliler tören öncesi uyarılmıştı. Tek iz, tören öncesi karalara büründürülen Oscar Heykeli ile protesto eylemi olarak kaldı. Oscar yastaydı.

Sonuçta Er Ryan kılpayı bile olsa Shakespeare'in salvoları karşısında hafif yaralarla atlattı. İki nefis film ‘‘İnce kırmızı hat‘‘ ve ‘‘The Truman Show‘‘ ağır hezimete uğradılar. Hollywood bir kez daha sulu güldürü ustalarının birden ciddi rol yapmalarını hazmedemedi. Jim Carrey cezalandırıldı. Roberto Benigni, Tom Hanks'e üçüncü Oscar mutluluğunu yaşatmadı.

Ve ‘‘The Big Night‘‘ her zamanki gibi nabza göre şerbet verilerek 2000'e bir kala William Sheakspeare'in üstünlüğü ile sona erdi.

Allahtan birileri son anda düşünmüş olacak ki dahi yönetmen Stanley Kubrick'te saygıyla anıldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!