Güncelleme Tarihi:
Aksu, 3.5 saat boyunca kendisini izleyen yaklaşık 4 bin kişiye şarkılarını seslendirirken ‘stand-up gösterisi' ile büyük alkış aldı. Aksu'nun yere uzanarak vokalisti Nurcan ile birlikte yaptığı ‘Oryantal Şov’ ise büyük alkış aldı.
Konserine ‘İzmir Yanıyor’ adlı şarkıyla başlayan Sezen Aksu, seyircilere dönerek, bu şarkıyı kimin için yazdığımı itiraf ettiğini söyledi. Aksu, “Hüzünlü bir başlangıç yaptım. Nasıl olsa yakınım sayılırsınız. Sanki dakika başı biri için şarkı yazıyormuşum gibi bir hava var zaten. İtiraf ediyorum Onno Tunç için bu şarkıyı yazdım. Oh be sonunda rahatladım” dedi.
MEMLEKETİN TAMAMI ŞARKICI OLDU
Aksu, seslendirdiği şarkılara seyircilerin koro gibi kusursuz eşlik etmesi üzerine, şöyle devam etti:“30 yıldır bu tablo hiç değişmedi. Çok güzel söylüyorsunuz. Tebrik ederim. Bu sürede memleketin tamamı şarkıcı oldu. Tek korkum milyonların kapıma dizilerek, ‘Bana da beste’ demesi olur. Her günüm böyle geçiyor. Yetebildiğim kadar yetmeye çalışıyorum. Son zamanlarda beste yapmayan yok. İnsan aklının tıkladığı bir nokta var. Benim de çocuğum var. Vakit ayırmam lazım. Beste yapan beni arıyor. Hayattaki en büyük sanat şarkılarla insanların yaşamını güzelleştirmek, gerisi palavra. Gece buradan evlerinize giderken mutluysanız, ben de kafamı yastığa huzurla koyuyorum.”
Konser sırasında sıcaktan perişan olduğunu söyleyen Aksu, serinlemesi için konulan 2 vantilatörün yetmemesi üzerine, 2 vantilatör daha getirilmesini isterken, “İzmirli olmama rağmen sıcağa tahammülüm yok. Annemle mesafeli olmamıza rağmen üşüyünce koynuma girer” dedi.
Aksu, teknik ekipten seyircilere de vantilatör konulmasını istedi. Dudakları nedeniyle kendisini ‘Arap Bacı’ya da benzeten Sezen Aksu, “Rahmetli Egemen Bostancı, dudaklarımı boyadığım ruj yüzünden tasarruf yapamadığımı söylerdi” diye espiri yaptı. Aksu, 26 yaşındayken ‘Mithatcan'ı dünyaya getirdiğini belirtirken, “Hep ama eksik mi kaldım diye kendi kendime sordum” dedi.
TATİL Mİ KÖŞE KAPMACA MI?
Bodrum'da tatil yapmaya gittiği halde gazeteciler nedeniyle bunu huzur içinde yapamadığını söyleyen Sezen Aksu, “İki kere denize girdim biri mayoyla, ikincisi haşemayla. Tatil mi yaptık, köşe kapmaca mı oynadık belli değildi” diye konuştu.
İzmir seyircisini ‘çok tehlikeli’ nitelendiren Sezen, “Ben sizleri bir doldursam, kötüleri tükürükle boğarsınız” dedi.
Şarkılarının tamamına yakını İzmir'de yazdığını, o dönemde bugünleri hayâl bile edemediğini belirten Sezen Aksu, her gün Allah'a şükür ettiğini izleyicilere anlatırken şöyle konuştu: “Çok özel ve güzel bir hayatım oldu. Bir yaşam armağanı gibi. İnşallah çok uzun yıllar birlikte bu 2- 3 saatleri birlikte yaşamak nasip olur. Son dönemde ortyanale merak sardım. Özellikle sabah programlarını izlerken, içimde bir kıpırdanma oluyor. ‘Çakkıdı'yı yazdım diye Talim Terbiye Kurulu beni dava etmeye hazırlanıyormuş. Gazeteleri de son dönemde korkarak açıyorum. Bu şarkıdan sonra ‘Sezen Aksu Türk gençlerini kötü yola sevk' ediyormuş. Sanki ben söz verdim. Hepsisini iyi yola sokacağım diye. Durup dururken yazmıyorum bu şarkıları. Bir yerden besleniyorum. Bir şeyleri izliyor, görüyorum. Allah'tan böyle bir şey vermiş yazıyorum. Çakkıdı'yı da böyle yazdım. Yine bir sabah televizyonda sabah programlarını izliyorum. Kadının biri hüngür hüngür ağlıyor. Kocasını öldürmüş, hapishanede cezasını çekmiş, çıkmış. Ama hâlâ seviyor. İki gözü iki çeşme ağlıyor. Sunucu soruyor ‘Ne oldu bacım, niye öldürdün?' diye soruyor. Benim içim paramparça. Kadın da cevaplıyor, ‘Çok seviyordum, bir gece aldım baltayı vurdum, öldürdüm’ diyor. Aradan 30 saniye geçmiyor sunucu, kadın hep birlikte göbek atıyorlar. Al sana Çakkıdı. Üzüntüden, sevince geçerken, ben de de öyle bir durum sınır çizgisi vardır. Gülerken, ağlarım, ağlarken gülerim. Sabah programına giden hanımefendiler beni çoktan solladılar. Hayatın gerçeği bu. Hayat düğün ve cenaze.”
Sezen Aksu, anne, babası ve kardeşinin fazla ortada gözükmediğini, kendi hayatıyla da ilgilenmediklerini söyleyen sanatçı, sahnenin farklı bir büyüsü olduğunu anlattıktan sonra şöyle konuştu: “İnsan kendini kaptırırsa garip durumlara düşüyor. O kadar ilgilenmiyorlar benle. Ama sonuçta onların evlatlarıyım. Bu kadar ilgisiz olmaları da ayıp kaçıyor diye de düşünüyor olabilirler. 30 yıldır eve gittiğimde değişmeyen cümle var. Babam, annem şöyle diyor: ‘Sezencim başarılarını duyuyoruz. İftihar ediyoruz. Devamını temenni ediyoruz'. Ben bunu sahnede anlattım. Anneme uçurmuşlar. Annem çok mesafeli durur, çok gizli komiktir. Telefon açtı, ‘böyle böyle demişin’ dedi. Babamla karar vermişler, bir daha başarım olduğunda tebrik etmeyeceklermiş.”