Güncelleme Tarihi:
Örümceklerin yolların karşısına nasıl ağ ördüğü uzun zamandır merak konusu. Doğabilimciler eskiden örümceklerin ipliklerinin bir ucunu bir bitkiye bağlayıp yürüyerek yolun karşısına geçtiğine inanıyordu. Fakat 1889’da örümcek uzmanı Henry Christopher McCook, New Jersey’de gözlemlediği, suyun üstünde bir çalılıktan diğerine uzanan ağlara dayanarak alternatif bir teori geliştirdi.
“Bunlar nasıl yapıldı?” diye yazıyordu. “Havadan yardım almış olmalı.” McCook ağların rüzgârla nasıl yol aldığına dair bir kanıt bulamadı. Ondan neredeyse yüz yıl sonra Panama’daki Smithsonian Tropik Araştırma Enstitüsü’nde bilim insanı William Eberhard, 65 farklı türe ait örümcekleri yakalayıp stratejilerini inceledi. İçlerinden bazılarının bir “köprü ipliği” üretip bunu rüzgâra bıraktıklarını, sonra da bir ağaç dalına ya da taşa yapışmasını beklediklerini gördü. İplik yapışınca örümcek ipliği geri çekip gerginleştiriyor, sonra üzerinde yürüyordu.
McCook, genişliği 8 metreyi bulan ve köy yolunun üzerinden aşan bir iplik görmüştü. Rekor ise Caerostris darwini ya da Darwin’in ağaç kabuğu örümceğine ait. Madagaskar’da yaşayan bu örümceğin ipliği 25 metreden geniş nehirlerin, göllerin üzerinden aşıyor. Bir yöntem de “balon ipliği”.
Bu stratejiyi kullanan örümcekler havaya bir iplik salıp ucuna tutunuyor. Rüzgâr örümceğin ağını havalandırınca, hayvan adeta şemsiyeyle uçan Mary Poppins gibi havada yol almaya başlıyor. “Örümceklerin balon yöntemiyle kilometrelerce öteye gittiğini gösteren kanıtlar mevcut,” diyor Akron Üniversitesi’nde örümcek biyoloğu olan Todd Blackledge. “Bazıları atmosferde 300 metre kadar yükselerek okyanus ortasındaki gemilerin üstüne düşüyor.” Fakat örümcekler söz konusu olduğunda her yanıt yeni bir soruyu beraberinde getiriyor. Örneğin, “Uçan bir örümcek ‘ben burada ineyim’ diyebiliyor mu?” diye soruyor Eberhard. “Bu, hiç kimsenin yanıt aramadığı, çok ilginç bir soru.”
popsci.com.tr Tarafından Hazırlanmıştır.