Oluşturulma Tarihi: Haziran 16, 2007 00:00
TOBB Türkiye Medya ve İletişim Meclisi, Reklam Kurulu’nun örtülü reklamlarla ilgili kararları ile gazete ve televizyonlara verilen ağır cezaları ele aldı.
Meclis Başkanı Vahap Munyar, örtülü reklamlar konusunun şimdilik sadece sigara, alkollü içecekler, ilaç gibi hassas ürünlerle sınırlı olduğunu ancak uygulama alanının emlak ve otomotiv eki çıkaran gazetelere kadar genişlemesinden endişe duyduklarını dile getirdi.
TOBB Türkiye Medya ve İletişim Meclisi, gazete ve televizyonlara uygulanan "örtülü reklam" sorununu ele aldı. Meclis toplantısında ayrıca "Medya ve İletişim Sorunları Hangi Çerçevede İrdelenmeli" konulu rapor da görüşüldü. Türkiye Medya ve İletişim Meclisi, beşinci toplantısını Ankara’da TOBB merkezinde yaptı. Meclis Başkanı Vahap Munyar’ın başkanlığında gerçekleşen toplantıda, ağırlıklı olarak Reklam Kurulu’nun örtülü reklamlarla ilgili kararları ile gazete ve televizyonlara verilen ağır cezalar ele alındı.
ENDİŞELİYİZ: Munyar, özellikle örtülü reklamlar konusunun şimdilik sadece sigara, alkollü içecekler, ilaç gibi hassas ürünlerle sınırlı olduğunu ancak uygulama alanının emlak ve otomotiv eki çıkaran gazetelere kadar genişlemesinden endişe duyduklarını dile getirdi. Uygulamalarla ilgili örnekler de veren ve haksız cezaları eleştiren Munyar, "Örneğin sigarayla ilgili bilgilendirici bir
haber yaparken, bu haberde normal olarak sigara görseli kullanılıyor. Ancak bu reklam amaçlı yapılmıyor ve sigara firmalarından da herhangi bir reklam ücreti de alınmıyor. Ancak bu bile örtülü reklam kapsamına alınarak gazetelere ağır cezalar kesiliyor" dedi. Munyar, Reklam Kurulu’nun örtülü reklam konusunda bakışının değişmesi gerektiğini vurguladı.
YANKISI BÜYÜK OLUYOR: Toplantıya katılan Sanayi ve Ticaret Bakanlığından Reklam Kurulu Başkan Yardımcısı Ozan Güler de Reklam Kurulu’nun verdiği kararlarla ilgili değerlendirmeler yaptı ve Meclis üyelerinin sorularını yanıtladı. Güler, Tüketiciyi Koruma Yasasının 11. ve 16. maddelerinin en fazla idari para cezalarını öngören maddeler olduğu söyledi. Güler, "Bu maddelerdeki yaptırımın büyük olması halinde, uygulamayı hangi medya kuruluşuna yaparsanız yapın yankısı büyük oluyor" dedi. Promosyon materyallerinde eskiye oranla daha fazla yasaya uygunluk gösterildiğini belirten Güler, "Hatta bazı medya kuruluşları promosyon materyali dağıtmadan önce Bakanlığı arayarak bizlere danışıyor" diye konuştu.
ÖRTÜLÜ REKLAM CEZALARI: Bazı promosyon materyallerin tüketicinin yararına olsa da engellendiği konusunda kendilerine yöneltilen eleştirileri de yanıtlayan Güler, "Konu sadece tüketiciyi korumak değil. Aynı zamanda rekabetin de korunması gerekir. Bu yolla haksız rekabetin önüne geçebiliyoruz" dedi. Örtülü reklamların çok zor bir konu olduğu belirten Güler, bu konuda katı bir tutum izlemedikleri savundu. Güler, "Aksi takdirde işin özgünlüğü kalmayacak. Örtülü reklamlar konusunda Reklam Kurulu her ay ortalama 4 veya 5 ceza veriyor. Cezalar daha çok açık reklamlara veriliyor. Bu konuda da ilke ve yasalar, AB Komisyonundaki tüketici uzmanlarının yaptıkları değerlendirmeye göre AB müktesebatıyla yüzde 99 uyumlu. Geriye kalan yüzde 1’i de AB ülkelerinde Temmuz 2007 itibariyle uygulanmaya başlayacak olan haksız ticari uygulamaları oluşturuyor. Reklam Kurulu çalışma ilkeleri uluslararası reklam ilkeleriyle aynı" diye konuştu.
Medya ve iletişim sorunları raporuMEDYA ve İletişim Meclisi toplantısında ayrıca, Meclise akademik danışman olarak atanan Dr. Rüştü Bozkurt, "Medya ve İletişim Sorunları Hangi Çerçevede İrdelenmeli" konulu sunum yaptı. Altı temel başlık altında toplanan sunumda öncelikle "Çevre Değerlendirmesi" başlığı altında dünya genelinde medya ve iletişim alanında görülen yeni eğilimler, bu eğilimlerin ortaya çıkardığı fırsat ve tehditler, Türkiye’nin bu eğilimler karşısında duracağı noktalar ele alındı. Sunumun ikinci başlığı olan "Medya Sektöründe Rekabet" bölümünde fiyat-maliyet dengesi, tirajlar, reklam ve ilan pastası gibi konular değerlendirildi. "Teknolojik Yenilenme ve Mekansal Yayılma" başlığı altında ele alınan üçüncü bölümde ise özellikle ülke ölçeğinde rekabet ve haksız rekabet koşullarına vurgu yapıldı ve dağıtımda yüzde 30 oranında süper marketlere kayma olduğu vurgulandı. "Kültürel Değişme ve Okuyucu Profilinde Değişme" başlıklı dördüncü bölümde ise Türkiye’deki okuyucuları etkileyen yeni faktörler irdelendi. "Beklenen Yapısal Değişmeler" adlı bir sonraki bölümde ise fizik altyapılarının değişimi ve sermayenin bu değişime adaptasyonu ile özellikle yasalardan kaynaklı kısıtlar vurgulanarak, çok parçalı olan mevzuatın bütünleştirilmesi gerektiği dile getirildi.