Güncelleme Tarihi:
Sunumun ardından gündeme ilişkin soruları cevaplayan Ortaylı, Türkiye’de etnik gruplaşmanın tehlikeli bir boyuta gittiğini açıkladı. Türkiye’nin her zaman kanun devleti olduğu iddiasında bulunduğunu kaydeden Ortaylı, "Bizde tazminattan beri kanun devleti olmaya dikkat edilir. Bugünkü sorun ise etniktir. Maalesef etnik bir kamplaşma var ve bütün problem bunun etrafında dönüyor" dedi. İş adamlarına da seslenen Ortaylı, "İşadamları ve çevresi de ya uykuda ya da sosyal bilimciler kadar olayların farkında değil. Birşey söylemek istemediklerini veya sorunu çözmeyi düşünmediklerini tahmin ediyorum" dedi.
"SELAMÜNALEYKÜM’LE OLMUYOR"
Etnik grupların birbirlerinin tarihini, dillerini öğrenmediğine de dikkat çeken İlber Ortaylı, "Selamünaleyküm demekle lisan olmuyor. Meclis’te bir konuyu Kürtçe tartışamayacak kişiler Kürtçe’yi tartışma konusu yapıyor. Yakında etnik gruplaşmanın getireceği problem de olacak. Bence işadamları ve çevresi de uykudaki sosyal bilimciler kadar farkında değiller veya birşey söylemek istemiyor. Sorun çözmek istemiyorlar. Siyasi programlar dalaveredir ve üstü örtülü konuşuluyor. Sorunlar açık şekilde konuşmadıkça çözülmez. Pokerde bile kartları açık koymadıkça oyun bitmez" dedi.
NESİLLER ALIR
Ticaret hayatına yapılacak müdahalelerin büyük sıkıntılara neden olabileceğinin altını çizen Ortaylı, "İktisadi hayata dar partizanlıklanla müdahale yapılırsa buna hiç kimse dayanamaz. İzmir Borsası’nın işine devam edişi doğrudan iktisadi teşebbüsün, rahatlığına tabidir. Eğer bu konuda bir problem yaşanırsa onu düzeltmek de nesiller alır. Sanayi, ticaret merkezi olan İzmir’in yapısının değişmesi çok büyük krizlere neden olur" ifadelerini kullandı.
’GAVUR İZMİR’ AÇIKLAMASI
İzmir kentinin ticari tarihine yönelik açıklamalarda da bulunan İlber Ortaylı, Gavur İzmir sözüne de açıklık getirdi. Ortaylı, Yunanistan’dan İzmir’e sürülen Müslümanların bu kentte Rumları görünce ’Gavur İzmir’ lafını söylediğini aktardı. Ortaylı, "İzmir’e gelen Müslümanlar kentteki Rumlara tahammül edip uzun yıllar birlikte yaşadı. Mütarekeye kadar bu birliktelik barış içinde sürdü. Yunanistan’dan gelen Müslümanlar, kentteki Rumları görünce ’Gavur İzmir’ demiştir. Diğer yandan 1. Dünya Savaşı’nda Metaxas, Venizolos’a İzmir’e çıkmanın Yunanlılar açısından iyi olmayacağını belirtti ama bunu dinlemeyen Venizolos, Yunanistan’a ’Küçük Asya’ faciasını yaşattı" dedi.
BORSAYA GEREK KALMAZ
İzmir’deki tarım ürünlerine yönelik bilgi sisteminin İstanbul’da olmadığı için Borsa’nın bu kentte çok daha önce kurulduğunu aktaran Ortaylı, "Bunlara ek olarak Selanik, Mısır ve Beyrut limanlarının içinde bulunduğu zor durum nedeniyle elde bir tek İzmir Limanı kalıyor. Eğer bu bölgede istikrarsızlık, bölgecilik ve partizanlık devam ederse ve enformasyon ağını kıracak teşebbüsler devam ederse Borsa gibi kurumlara gerek kalmaz" diye konuştu.
BAŞ KAHRAMAN TÜRKİYE
Meclis Başkanı Barış Kocagöz Türkiye’nin son günlerde üstünde dolaşan kara bulutların dağılması için herkese görev düştüğünü söyledi. Türkiye’de etnik yapının birlikte yaşamaması için yıllardır çeşitli çabalar olduğunu belirten Kocagöz, "Özellikle gıda ve enerjinin dünya stratejisinde başrol oynadığı bilinmekte. Petrol ve gıda bakımından zengin olan Anadolu’nun istikrarsızlaştırılması hep çirkin planlardır. Bu filmin başkahramanı olan Türkiye hataya düşmemeli, çekişmeleri bırakıp, doğru adımları birlikte atmak ve kenetlenmek zorundayız" dedi.
"ACİL EL ATILMALI"
İTB Başkanı Işınsu Kestelli ise Türk tarımına çok acil el atılması gerektiğini söyledi. En canlı örneğin pamukta yaşanığını aktaran Kestelli, "Fiyatlar, Çin’in alımı kısmasıyla son 5 yılın en düşüğüne geriledi. Pamukta gelecek yıl ekim alanlarının daha da azalacağı tahmin ediliyor. Tek sevindirici nokta ise Lisanslı Depoculuk’a devlet desteğinin getirilmesi" dedi.