Güncelleme Tarihi:
    * Montenegro’daki cep telefonu sayısı
-        ÂBugün televizyonda cep telefonları ve teknolojiyle ilgili bir programın sunucusuÂgenç hanım "Montenegro'daki cep telefonu" sayısından söz ediyordu. Montenegro bildiÄŸiniz KaradaÄŸ. Hani Sırbistan-KaradaÄŸ'ın KaradaÄŸ'ı..Ama marifet ona Montenegro demekte. Eh belgesellerde de ne zamandır Åžam, Damascus (Damaskus).. Gel de geçen haftaki yazının baÅŸlığını tekrarlama: Ecnebi kaşığıyla kurufasulye yenmeeeeezzz!
* World, Euro, mail, Eurovision
-        ÂEcnebi kaşığı diyince aklıma yabancı kelimeleri söylerken gösterilen özen geldi. Dikkat ediyor musunuz, bilhassa "world", "Euro", "mail", "eurovision" filan derken nasıl da ÅŸekilden ÅŸekle giriyorlar. Öğürür gibi gurultular çıkarıyorlar. Halbuki baÅŸka milletlerden hiç kimsenin yabancı bir dili mükemmel telaffuz edebilmek için kendini bu kadar paraladığını duymadım. (Bakınız: Yabancı tv kanallarındaki haber muhabirleri.) Arap, Arap gibi konuÅŸur, Yunanlı Yunanlı gibi. Ayrıca geçen hafta Akademi Türkiye'de ders veren konuÅŸma hocası Can Gürzap en çalışkan Jale'yi Edgar Allen Poe'nun meÅŸhur ÅŸiirini okurken Annabell Lee'yi yabancı gibi söyledi diye uyardı. Yani bu eleÅŸtirimin bilimsel dayanağı da tamam!
* Söylemiyor, açıklama yapıyor!
-        ÂÅžu aralar birilerinden "Açıklama yapmak" lafını duyarsanız sakın ciddiye almayın. Çünkü bu laf da sakız oldu. Çürüdü. Malum yarışmaların mahut yarışmacıları "dedim", "söyledim" yerine "açıklama yaptım" diyorlar. Duyan da pek mühim bir ifÅŸaatta bulunduÄŸunu sanır. Halbuki "açıklama"sında mesela, banyoyu tıkayan saçlarınÂzinhar kendisine ait olmadığını beyan ediyor. "Ben o konuda açıklama yapmıştım, artık konuÅŸmayacağım...".. Hay hay. Nasıl tensib buyurulursa HaÅŸmetmeab!
* Müjde! Tülin köşe yazarı oldu
-        ÂEvet, bunlara saygıda kusur etmemek lazım. Bakın köylü kızı dediÄŸiniz Tülin'e.ÂKonuÅŸmayı bir türlü sökemedi diye beÄŸenmezsiniz ama yazma kabiliyeti varmış. Artık o bir köşe yazarı. Menajeri bile var. Böylece menajer sahibi ilk köşe yazarı olarak basın tarihimize adını altın harflerle yazdırdı. Yarın karşımıza hangi mevkide çıkacağı belli olmaz. Tedbiri elden bırakmamak lazım!
* Benzinci deÄŸil, benzinlik, tekerlek deÄŸil, teker
-        ÂSiz siz olun artık "benzinci"ye "benzinci", "tekerlek"e "tekerlek" demeyin. Onların birinin adı "benzinlik", ötekinin adı "teker" oldu. Tabii "kahvaltı"ya "kavaltı" diyeceksiniz ve "kahvaltı etmek" yerine "kahvaltı yapmak"ı kullanacaksınız. "Sahneye çıkmak" "Sahne almak", "Telefon etmek" de "Telefon açmak" çoktandır. Ä°ngilizce’den ithal, aynen tercüme. Umarım bunları zaten biliyorsunuzdur. Sakın ha benim gibi inatçılık yapıp eski hallerinde ısrar etmeyin yoksa asla halkın sevgilisi olamazsınız! Tabii böyle bir niyetiniz varsa.
* Bayan ve yemin ederim
-        ÂBendenizin naçizane, lümpen dedektörü olarak mim koyduÄŸu bazı kelimeler vardır. Eskilerin "Ne kadar nazik olsa/Nazeninim olamaz" deyiÅŸindeki gibi, bir kiÅŸi ne kadar asıl hal ve gidiÅŸini saklasa da o lafları edince yakayı ele verir. Bunlardan biri "Bayan"dır ki o baÅŸlı başına bir yazı konusudur. Öteki ise söze "Yemin ederim" diye baÅŸlamak. Hatta bir keresinde kızımdan duymuÅŸtum da koca kızın aÄŸzına biber sürmeye kalkışmıştım. Fakat ÅŸimdi huzurlarınızda "bayan"cılardan olmasa da "yemin ederim"cilerden özür diliyorum. MeÄŸer onlar da Ä°ngilizce hatta Amerikanca düşünür biz anlayalım diye Türkçe konuÅŸurlarmış. Hani "I swear.." diye baÅŸlıyorlar yaÂcümleye. Bugün bir arkadaşım açıkladı da öğrendim. Ve ona, bundan sonra yabancı konuÅŸmalı Amerikan dizilerini daha dikkatli seyretmeye söz verdim. Mahçup olmamak için!
* Sen benim Leylam deÄŸilsin
-        ÂBugünlerde benden beter mahçup olan birileri varsa onlar da ayak fetiÅŸistleridir. Ekranlardan üzerimize üzerimize yürüyen ayak çeÅŸitlerini gördükçe, bu meraklarını bilen tanıdıklarının yüzüne bakamıyorlardır. E "Tüh senin zevkine, seni heyecanlandıran organ bu muydu?" ÅŸeklinde bir serzeniÅŸe muhatap olmak var. Zaten birçoÄŸu da çoktan "Sen benim Leylam deÄŸilsin" diyen Mecnun'a dönmüşlerdir. Bilhassa da çorap üstüne sandaletliler kimbilir kaç fetiÅŸisti ÅŸu dar-ı dünyadaki yegane heyecan vesilesinden mahrum etmiÅŸtir!
*Â YaÄŸa yemek ilave edenler
-        ÂReklamların, yarışmaların, haberlerin bile isteye bilinç altı kurgulaması sayesinde kafayı üreme fiiline takan ve her ÅŸeye o pencereden bakan bir millet olmamız yüzünden, artık bazı kelimeleri gönül rahatlığıyla kullanmaktan mahrumuz. Yemek programlarına meraklı olanlar fark etmiÅŸlerdir. Åžimdilerde "Tencereye yemek koymak" yerine "Tencereye yemek ilave etmek" deniyor. Hadi tencerede o sırada baÅŸka bir ÅŸey olsa ilave edelim lakin tencere boÅŸ. Tarif devam ederken de "Domatesi bıraktım", "Suyu kattım" ÅŸeklinde fiil çeÅŸitlemeleri ortaya çıkıyor. Durumu bildirmek benden. Derinlemesine "TeÅŸhis koymak", pardon "Bırakmak" ya da "Ä°lave etmek" sosyologların iÅŸi. "TeÅŸhis bırakmak", "TeÅŸhis ilave etmek" de olmaz artık demeyin. Zamanında rahmetli babaanneme bir gün gelecek "Tencereye yaÄŸ bıraktım" denecek deselerdi o da inanamazdı ama oldu. Sizler de bunu bir gün kulaklarınızla duyacaksınız. Bakın buraya yazıyorum!
Tahmin ettiğim gibi yerim yetmedi. Mesela yakası açılmamış komplo teorilerime sıra gelmedi. Bilhassa da sağlıklı beslenme modasıyla ilgili olanı çok işinize gelecekti. Bekleyiniz. Sonra, TRT'nin Eurovision'a 8 bin personeli içinden bir yönetmen bile beğendirememesi gerçeğiyle ilgili fikir beyan edemedim. Şaka bir yana, şaşırmadım ama çok üzüldüm. Umarım sorumluları da üzülmüştür. Ama itiraf edeyim ki bu kadar yazmakla bile çok ferahladım. Eğer sizin de benim gibi yüreğiniz daralıyor, bir şeyler üstünüze üstünüze geliyorsa ve kaçıp saklanacak yer bulamıyorsanız siz de yazın. Bana yazın mesela. Belki Ortaya Karışık 2, 3 diye devam ederiz.