Güncelleme Tarihi:
  * Et çok sever ama pahalı diye bıraktı, spam alıyor.
 Lüzumsuz e-postalara da adını veren, domuz eti ve jambondan yapılma, kayış gibi tatsız tuzsuz bir konserve ürünü spam. Fakir Amerikalı klasiği.
Â
 * Alışveriş yaptığı yeri değiştirdi. Bütün perakendecilerin satışları düşerken, ülkenin ucuzcu marketi Wal-Mart yükseliyor. Bu gidişle Wal-Mart tekel olacak.
Â
 * Gezmiyor. Benzinin litresi 1.6 YTL'den 80 Kuruş'a düştü, yine de otomobil kullanımı azaldı.
  Â
 * Beleşçilik yapmaya başladı. Yazar Michelle Slatalla, geçenlerde açık  açık anlattı hatta. Parasızlıktan araç kiralayamadıkları için şehir dışında gittikleri bir partide, kocası bir yandan kendi bir yandan bütün gece otomobili olan insanları kollamışlar.
Â
 * Noel tatilini erteledi. İnternet tatil sitesi Expedia, Bahamalar'da 4 gecelik cruise turunu 99 dolara kadar düşürdü, yüzüne bakan yok.
Â
 * Falcıya koşturuyor. New York'ta her köşe başında bir medyum yazıhanesi var ve hepsinin işleri yarıya yarıya artmış durumda. Aşk, iş, klasik zaten ama şimdi bir de emeklilik fonlarının akıbeti soruluyor falcılara.
Â
 * Atılacağım korkusundan, işe giderken artık şıkır şıkır giyiniyor. New York Times, "Mülakat Kıyafetinin Dönüşü" manşetiyle koskocaman bir kapak yaptı önceki hafta.
Â
 * Tiyatro, sinema, eskisi gibi yok artık. Hiçbir yeni Broadway projesi kredi bulamıyor. New York'un Noel klasiği Rockettes bile talep yok diye gösteri sayısını azaltmak zorunda kaldı.
Â
  ÂREKLAMCILAR NE YAPIYOR
Â
 Ortalama Amerikalı değişince, Madison Caddesi (reklam ajansları için kullanılan, Babıâli gibi sembolik bir söz) de, kampanyaları yeniledi. Lüks algısı yaratan bütün resimleri, bütün lafları temizlediler. Mesela gıda zinciri Whole Foods, pahalı market imajını silmek için milyonlar harcıyor, "Ben aslında pahalı değilim" diye ilanlar yayınlıyor. Mesajlar sertleşti. Rakipleri daha çok hedef almaya başladılar.
Bir de artık direkt para konuşuyorlar. Doritos'tan Sony'ye, American Express'e kadar hepsi ödüllü kampanyalar hazırladı. En popüler rakam, 1 milyon dolar. 1929'daki Büyük Buhran'da da böyle olmuş. Radyolarda sürekli para ödüllü bilgi yarışmaları yapılıyormuş.
Â
Amerikan ikonu neymiş, Roket kızları görünce anladım
Â
New York'ta gösteriler azaldı dedim ama Rockettes, New York'un 75 yıldır değişmeyen bir Noel geleneği. Kasımdan yılbaşına kadar 8 haftada 200'ün üzerinde oyun sergileyen, sadece kızlardan oluşan 100 kişilik bir kızlar kadrosu bu.
Â
Radio City'deki şovları başlamadan önce Rockettes'ın Saint Paul Kilisesi'nde süren provalarına katıldım (Evet, provalar bir kilisede oluyor).
Â
Bu sene 75. yılları diye öncekilerden çok daha büyük bir prodüksiyon ve krize rağmen daha fazla gösteri planlamışlardı. Ama krizden sonra 225 gösteriyi 216'ya düşürmüşler.
Â
Şov, gücünü; kostümler, pahalı ışık oyunları ya da sahneye çıkarılan hayvanlar dışında öndeki 100 kızın kusursuz bir senkronizasyonla aynı hareketi yapmasından alıyor. Karşınızda aynı anda, aynı noktaya bakıp uzun bacaklarını aynı açıyla açtıklarında, bir süre sonra seyrettiğiniz şeyin dans eden bir kırkayak olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz.
Â
Amerika'da her kız, küçükken bir dönem Rockettes olma hayaliyle yaşıyor. Zaten ön sıraların hepsinde gösteriyi başından sonuna ağzı açık seyreden çocuklar var. Amerikan başkanları, yemin törenlerine bir de Rockettes gösterisi ekliyor. Grubun Amerika genelinde yaptığı seçmeler ise olay oluyor. Mesela 21 yıl önce siyah bir dansçı kabul etmeleri şov dünyasında hâlâ bir milat sayılıyor.
Â
Provadan sonra koreograf Linda Haberman'la görüşürken, bunların ne anlama geldiğini ona da sordum. Neden ufak bir kız 100 kişinin arasında dans etmeyi bu kadar çok isteyebilir? Linda Haberman çok şaşırdı bu soruma. "Çünkü Rockettes bir Amerikan ikonudur" diye kestirip attı.
Â
Sonra düşündüm, haklıydı. Çok süslü bir şov, bir kere. Çok gösterişli. Dansçıları belki çok yetenekli değil ama bir araya geldiklerinde çok estetik gözüküyorlar. Sistematik. Pazarlaması çok kuvvetli. Ayrıca kurumsal. Gerçekten de bir gösteri, Amerika'yı bundan daha iyi yansıtamazdı.
Â
Televizyonun yeni yıldızı Oxfordlu lezbiyen sunucu
Â
Amerika'da seçimler, medya açısından Türkiye'ye göre çok farklı. Bir defa yayıncılar daha en baştan çıkıp kimi desteklediklerini söylüyorlar. İnsanlar da böylece bir yandan başkan adaylarının çekişmesini, bir yandan da medyadaki kapışmaları izliyorlar.
Â
Bu seçimde herkes televizyonlardaki iki esas oğlanın Obamacı MSNBC'nin baş anchor'ı Keith Olbermann ve Cumhuriyetçi Fox'un yorumcusu Bill O'Reilly olacağı zannediyordu. Oysa şimdi bütün ülke MSNBC'de kendi
 programına daha iki ay önce başlayan yeni bir yıldızı konuşuyor. Stanford+Oxford mezunu, 35 yaşında, a la garçon saçlı lezbiyen haberci Rahchel Maddow'ı.
Â
Maddow'ı ekranda ilk gördüğümde, asıl şarkıcıdan önce sahneye çıkıp seyirciyi havaya sokan ön gruplar gibi
 Keith Olbermann'ın ön habercisi zannetmiştim. Okuduğu haberlerle ağzını yamultarak dalga geçişi, ekrana bakıp göz kırpmaları çok sevimsizdi. Ama sonra bir baktım, o kendi tiklerini azaltmış, ben de onun bilerek kalınlaştırdığı sesine alışmışım. Hatta esas anchor Olbermann yerine artık Maddow'ı seyretmeye başlamışım.
Â
Birçok televizyoncu gibi radyo kökenli. Keşfeden MSNBC olmuş.
Â
4 yaşında gazete okumaya başlayan, 7 yaşında televizyonun karşısına geçip 1980 seçimlerini izleyen bir kaçık. Zaten ergenlikten beri döngüsel depresyon yaşıyor. Ayrıca hayaletlere inanıyor.
Â
Stanford Üniversitesi'nden kamu yönetimi diploması, Oxford Üniversitesi'nden politika doktorası var ama öğrencilik yıllarında bir yandan kamyon boşaltma işi de yaptığı için "kamyon şoförü" diye dalga geçiyorlar.
Â
20'li yaşlarda, politika bağımlısı çok genç bir ekibi var. 8 Eylül'den beri yayındalar ve şimdiden ondan önce aynı saatte program yapanların reytingini ikiye katladılar.
Â
Programında eğleniyor. Gülüyor, şarkı söylüyor, bağırıyor. Sevmediği bir konuk olduğunda da aşağılıyor. Hafta içi, hükümetin resesyonu önlemek için altyapı yatırımlarını artıracağı açıklanınca Pensilvanya Valisi'ni yayına aldı. Adam, stüdyoya köprüleri nasıl yenileyeceğini anlatmaya gelmiş, bekliyor, bizim anchor yayın sırasında başladı "Ah işte en sevdiğim kelime... Altyapııı... Altyapııı" diye bağırmaya. Sonra da ağzıyla çıs-tak çıs-tak yapıp şarkı besteledi.
Â
Lezbiyen olduğunu 17 yaşında keşfetmiş. 10 yıldır, Susan Mikula adında, kendisinden 15 yaş büyük bir oyuncuyla yaşıyor. Evlenmiyorlar.
Â
Neden böyle bir medya figürü böyle bir zamanda bu kadar ilgi çekti, diye çok soran var. Çünkü kadın habercilerin yeterince yükselememesi, Türkiye gibi Amerika'da da çok tartışılıyor ve birçok kişi lezbiyen Maddow'ı da, erkek haberci algısının devamı gibi görüyor. Halbuki programı izlediğinizde, diğerlerinde olmayan genç, yeni, dinamik bir yan hissediyorsunuz.
Â
Günde 16 saat çalışıyormuş. "Başarısız olmaktan o kadar çok korkuyorum ki, ne bulursam okuyorum" demiş.
Â
En ünlü restoran eleştirmeni hesap ödemedi, kovuldu
İstediğiniz kadar ünlü olun, istediğiniz kadar geniş bir okuyucu kitleniz, bir geçmişiniz, bir çevreniz olsun; kuralları ihlal eden gazetecilere Amerika'da iş vermiyorlar. Gael Greene (74), Amerika'nın en önemli restoran eleştirmeni. 40 yıldır New York Dergisi'nde hiç çıkarmadığı şapkasıyla gurme yazıları yazıyordu. Yemek yemeyi sekse benzeterek, aşılması zor bir üslup farkı yaratmıştı. New York Dergisi, geçen hafta Greene'i işten çıkardı. Başından beri dergide çalışan tek isim, en güçlü marka olduğu halde. Greene, eleştiri yazmak için gittiği restoranlarda hesabı mutlaka ödediğini söylüyor ama iki hafta önce Per Se lokantasında 1500 dolarlık bir yemek yemiş ve tek kuruş ödememiş. Beni onlar davet etti, diye. Sonra da dergiye Per Se ile ilgili bir yazı yollamış. Şimdi restoran eleştirilerini kişisel blogunda yazıyor.