Güncelleme Tarihi:
ÇAĞDAŞ UYGARLIK SEVİYESİ
“19 Mayıs’ın 100. yılındayız. Bugün ülkemiz, 100 yıl önceki mücadele sonunda elde edilen kazanımların gerisine düşmüş olabilir. Demokrasimiz ve anayasal kurumlarımız çağın gerisine düşmüş, ülkemiz otoriter tek adam rejimiyle yönetiliyor olabilir. Fikri, vicdanı ve irfanı hür gençlerimiz başta olmak üzere bizler tüm zorlukları yenip ülkemizi çağdaş uygarlığın üzerine taşıyacağız. Bu bizim Mustafa Kemal ve arkadaşlarına verdiğimiz sözdür. Hiç kimse bizi bu sözden döndüremeyecek. Hangi partiden olursa olsun, hangi düşünce, inanç ve kimlikten olursa olsun hepimizin ortak amacı güçlü bir demokrasiyi inşa etmektir.
DEVLETTE LİYAKATİ BİTİRDİLER
Son bir yılda 1 milyon 376 bin kişi işsiz kaldı. Çaresizlik içinde kendini yakanlar var. İşsizlik sokağa çıkamamaktır, umutsuzluktur. İşsizlik ahlakın çökmesidir. Bunlar işsizliğin ne olduğunu biliyorlar mı acaba? İşsizlik sorununu da ekonominin sorununu da bunlar çözemezler. Ekonomide çözülmeyecek sorun yoktur ama bunlar çözemezler. İstişare yapmıyorlar çünkü devlette liyakati bitirdiler. Beyefendi eleştiriye tahammül edemiyor. Sorumluluk sahibi kişiler uyarılarını yapıyorlar. Bu uyarıları yapanlardan birisi de TÜSİAD. Başkan açıklama yapıyor. ‘Bu yönetim tarzı doğru değil’ diyor. Kim rahatsız oluyor bundan? Devleti yöneten kişi. ‘Bunun hesabını sormasını da bilirim’ diyor. Kimin hesabını soruyorsun sen? Devletin temeline dinamit koydun, yargı bağımsızlığını yok ettin, görmüyor musun? Bir toplantıda şunu söylüyor; ‘Herkesin midesini doyurduk ama neticede durum böyle. Karnını doyuruyorsunuz yine de oy vermiyor.’ E millet akıllı kardeşim. Niye sana oy versin? Kimin parasıyla kimi doyuruyorsun? Kendi cebinden mi veriyorsun o parayı? Asıl o 80 milyon seni doyuruyor kardeşim, sen bunun farkında mısın? Senin rüyanda görmediğin maaşını veriyorlar sana. 80 milyon sana çalışıyor. Verdikleri oy fazla bile. Sen o oyların hiçbirisini hak etmiyorsun.
NASIL GEREKÇE BULDULAR?
YSK pazartesi günü gerekçesini açıklayacaktı. Bunların hiçbiri hâkim değil. Yedi kişi oturdu hazırladılar. En çok merak ettiğim şu; bir zarfınız var, dört seçim pusulası var. Bu yedi kişilik çete diyor ki ‘bu zarfın içinden çıkan dört seçmen pusulasının birisini kabul etmiyorum üçünü doğru buluyorum’ diyor. Buna nasıl bir gerekçe uydurduklarını merak ediyorum. En çok merak ettiğim bu. Binali Bey meselesine girmek istemiyorum, onu Allah’a havale ediyorum. Ne yaparlarsa yapsınlar ben bu milletin ferasetine, vicdanına, ahlakına güveniyorum. AK Partili kardeşlerimin de vicdanına güveniyorum. Onların vicdanına da sesleniyorum; haksızlık karşısında susmayacağız, çünkü susan dilsiz şeytandır. Gideceğiz haksızlığa uğrayana hakkını teslim edeceğiz.
BÜYÜK SÜRGÜNÜ ANDI
155 yıl önce Kafkasya’dan Anadolu’ya büyük bir sürgün başladı. Çarlık Rusyası’nın Anadolu’ya, Osmanlı’ya sürgüne gönderdiği Çerkes göçü başladı. Karadeniz’in azgın dalgalarıyla boğuştular. Binlerce kişi hayatını kaybetti. Kuşaktan kuşağa o acılar devredildi. Acıları unutmayacağız, bir daha aynıları yaşanmasın diye.”