Oluşturulma Tarihi: Eylül 25, 2001 00:00
ABD'nin Körfez Savaşı'nı ilk gününden sonuna kadar -bir bölümünü bombalanan Bağdat'ta olmak üzere- izlemiş gazeteci sıfatıyla son krizde kalem oynatırken iki temel varsayıma dayandık:1) ABD rövanş için hiç acele etmeyecek.2) Hava harekátı mutlaka kara savaşıyla devam edecek.İki imparatorluğu (İngiltere ve Sovyetler) dize getiren zorlu Afganistan coğrafyasında ABD ve müttefiklerinin, ülkenin kuzeyinde askeri varlıklarını sürdürmeye çalışan Kuzey İttifakı'na (Özbek-Tacik-Şii Hazaralar) ihtiyaç duyacağı daha ilk günden belliydi. Dolayısıyla dengenin Taliban aleyhine bozulduğunu görmek zor değildi. Bir yanda aniden dünyanın desteğini arkasında bulan Taliban muhalifi güçler... Diğer yanda Pakistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi hamilerini kaybeden Taliban...Ne var ki bombaların Afganistan'a düşmesi, savaşın bu ülke sınırları içinde kalacağını garanti etmez. Taliban'ın askeri yenilgisi de mutlak zafer anlamına gelmez. Aksine, daha şimdiden Özbekistan ile Tacikistan'ı (belki de Kırgızistan'ı) Afganistan Savaşı'nın cephe ülkeleri saymak mümkün.Üstelik komşu topraklardaki savaş da en az Afganistan dağları kadar çetin coğrafyada geçecek: Özbekistan-Tacikistan ve Kırgızistan'ın paylaştığı Fergana Vadisi'nin yakında alev alması çok muhtemel...Taliban'ın Afganistan'daki üslerinde askeri eğitim alan, silahlanan köktendinci gerillaların iki-üç yıldır yığınak yaptıkları Fergana'da pusuya yattığı belli...Başkan George Bush'un New York ve Washington'daki terör eylemlerinin sorumlusu olarak ismen saydığı üç örgütten Özbekistan İslami Hareketi'nin (diğer ikisi İslami Cihad ile Usame bin Ladin'e bağlı El Kaide) Fergana'daki binlerce medrese, cami ve Kuran kursundan beslendiği kesin.* * *Özbekistan İslami Hareketi'nin Orta Asya-Kafkasya hattındaki eylemlerine geçmeden biraz yakın geçmişe dönüp Ankara ile Taşkent'in arasını açan suikast girişimini hatırlamakta fayda var.16 Şubat 1999 günü, Özbek başkenti Taşkent'te dört ayrı yerde patlayan bombalar ortalığı savaş yerine çevirdi. 13 kişi öldü, çoğu ağır 124 kişi yaralandı. Cumhurbaşkanı İslam Kerimov olayın son derece iyi organize edilmiş suikast girişimi olduğunu açıkladı.Taşkent suikastının sanıkları birkaç hafta sonra Türkiye'de yakalandı. Sanıklardan Rüstem Mamatkulov'un 1 Mart 1999'da İran'ın başkenti Tahran'dan ayrıldığı saptandı. Mamatkulov 3 Mart'ta İstanbul
Atatürk Hava Meydanı'na ulaştı. Pasaport kontrolünden geçmesi beklendi, daha sonra kendisini karşılamaya gelen kişiyle birlikte gözaltına alındı. Aynı örgütün Dış İlişkiler Sorumlusu Abdurrahman Mansur kod adlı Zayiniddin Askarov 5 Mart'ta örgütün merkezi ve ikamet yeri olan Fatih'teki evde yakalandı.Üstelik Emniyet Genel Müdürlüğü'nün Dışişleri Bakanlığı'na sunduğu ‘‘Özbekistan Rejim Muhaliflerinin Ülkemizdeki Faaliyetleri’’ başlıklı raporda bu ikilinin daha önce de Türkiye'ye geldikleri ortaya çıktı: Askarov'un 1.5 yıl önce Türkiye'ye geldiği, İstanbul'da bazı dini cemaat ve gruplarla görüşüp yardım istediği belirlendi. Askarov, İstanbul Hizbullah Örgütü'nün legal yaygın organının yöneticileriyle buluştu. Bu gazetenin yöneticileri aracılığıyla İran'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda görevli Kültür Ataşe Yardımcısı Muhammed Hamidi ile yakın ilişki kurdu. Örgüt lideri Tahir Yoldaşev'in Ramazan'da Suudi Arabistan'da bazı Türklerle temas kurduğu anlaşıldı.* * *Taşkent suikastının Türkiye'de yakalanan iki sanığı 7 Mart 1999 günü Özbekistan'a iade edildi. Taşkent'ten gelen haberlere göre daha ilk sorgularında suçlarını itiraf edip, bir de sürpriz isim verdiler: Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan.Ankara'ya ulaşan bilgiye göre, Rüstem Mamatkulov sorgusunda, Erbakan'ın örgüt lideri Tahir Yoldaşev'e 2 Temmuz 1997 günü 100 bin dolar para yardımında bulunduğunu ileri sürdü. Bu iddia Ankara'da hemen yankı buldu. Kapatılan RP'nin yasaklı lideri Erbakan hakkında Ankara DGM tarafından soruşturma açıldı. Konuyla ilgili TV programının kaseti Özbekistan'dan istendi. Erbakan bu iddialar karşısında sessiz kalmayı yeğledi, yanıt FP Lideri Recai Kutan'dan geldi. İddiaları ‘‘Saçma, akıldışı, mantıkdışı’’ sözleriyle değerlendiren Kutan, ‘‘Olmamış bir hadiseyi olmuş gibi gösterme gayreti içinde olan iç ve dış bazı güçler var. Biz bu itibarla böyle iddiaları ciddiye almıyoruz’’ dedi.Taliban'a karşı savaşan Özbek General Raşit Dostum'a sırt çeviren Refah-Fazilet çizgisinin yine Taliban tarafından desteklenen köktendinci bir örgüt tarafından düzenlenen suikasttan dolayı suçlanmasının faturası ağır oldu.Türkiye daha Azerbaycan darbesindeki ithamlar unutulmadan Özbekistan'daki suikast nedeniyle yine sanık sandalyesine oturtuldu.* * *Savaşın Türkiye'den çok uzakta geçeceğini düşünmüyorsanız... Yarın yola devam edeceğiz, Fergana'dan Kafkasya'ya uzanan hatta ilerleyeceğiz.
button