Güncelleme Tarihi:
İstanbul Beykoz’un ormanlarında hava 2 derece. Uzaktan siyah, lüks bir otomobil yavaş yavaş yaklaşıyor. Bir anda onlarca köpek etrafını sarıyor, camlarına atlamaya çalışıyor. Ancak bu saldırı değil bir sevgi gösterisi. Otomobilden yağmurluklarla inen kişi, her cumartesi bagajı mamayla doldurup ormana gelen Yeminli Mali Müşavir Erdem Angın. Gönüllüler haftanın neredeyse her günü buralarda hayvanları besliyor ancak aralarında bir anlaşma yok. Erdem Angın de cumartesi günü kimsenin gelmediğinden emin olunca, o günü hayvanlar aç ve susuz kalmasın diye sahiplenmiş. Her hafta cebinden ortalama 800 liralık mama alıyor, bagaja yüklüyor ve ormanın yolunu tutuyor.
'MAALESEF YETEMİYORUZ Kİ...'
Erdem Angın her köpeğe bir isim koymuş ve onları isimleriyle çağırıyor, sağlıklarını kontrol ediyor. Tedavi gerekirse onu da cepten karşılayıp kliniğe götürüyor. Ona büyük özveri göstererek geldiği ormandaki bu hayvanları beslemenin nasıl bir duygu olduğunu soruyorum: “Mutluluk vermiyor... Yetmiyorum çünkü. Yetemiyoruz ki” diyor... Şöyle devam ediyor sözlerine: “Yani şimdi bu yoldan devam edeceğim. Yüzlerce hayvan var. Yani yetmek mümkün değil. Dönüşte üzülüyorum ‘Acaba aç bıraktığım var mıdır?’ diye. Mutluluk vermiyor bu iş bana ama geliyoruz işte. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu canların karnı doyunca başımı hastığa huzurla koyabiliyorum.” Eşi ve kızının her cumartesi gününü köpeklere ayırmasına ne dediğini soruyorum, yanıtı kısa oluyor: “Evimizde de bir köpeğimiz var. Onlar da seviyor ama bu dereceye taraftar değiller!...”
Erdem Angın bagajdaki çuvalların bir kısmını köpeklere veriyor, onları seviyor, konuşuyor. Daha sonra da dostlarının yolunu gözlediği diğer bir durağa doğru yola çıkıyor.