Orman arazisi satışına STK tepkisi
Güncelleme Tarihi:
Bazı sivil toplum örgütleri (STK), orman alanı sınırları dışına çıkarılan yerlerin satışına olanak tanıyan anayasa değişikliğiyle, ''5 milyar metrekare Hazine arazisindeki her türlü işgalin anayasal dayanağa kavuşturulduğunu'' savundular.
27 sivil toplum kuruluşu, TBMM Genel Kurulu'nda bulunan Anayasa'nın 169 ve 170. maddelerinin değiştirilmesine, yönelik yasa tasarısına Türkiye Ormancılar Derneği'nde yaptıkları ortak açıklama ile tepki gösterdiler.
  Â
Türkiye Ormancılık Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Cafer Yüksel tarafından okunan ortak açıklamada, değişiklikle, ''Devlet ormanlarının devletçe yönetilir, işletilir'' ilkesinin ''işlettirme'' eylemini de kapsayacak şekilde yeniden düzenlendiği, böylece devlet ormanı sayılan arazilerde her türlü etkinliğin yerli ve yabancı özel sermayeli kişi ve kuruluşlara yaptırılabileceği hükmü getirildiği savunuldu.
"Ä°ÅžGAL, ANAYASAL DAYANAÄžA KAVUÅžTURULUYOR"
Değişiklikle, orman köylerinin sınırları içinde kalan yerlerin bile gerektiğinde orman köylüsü olmayanlara da satılmasına olanak sağlanacağı öne sürülen açıklamada, bu durumun orman arazilerindeki yapılaşmayı hızlandırıp, yaygınlaştıracağı iddia edildi.
  Â
Açıklamada, şöyle devam edildi:Â
  Â
''(Orman niteliğini yitirmiştir) gerekçesiyle orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin herkese devredilmesi, tahsis edilmesi, terk edilmesi, kiraya verilmesi, üzerinde ayni hak tesis edilmesi, satılması olanakları getirilmektedir.
Böylece yaklaşık 5 milyar metrekare Hazine arazisindeki her türlü işgal, anayasal dayanağa kavuşturulmakta, bu arazilerin işgalcilere dağıtılmasına yönelik uygulamaların kapsamı genişletilmekte ve olanakları artırılmaktadır.
  Â
Anayasal değişikliğinin yapılması halinde devletin mülkiyetindeki 20.7 milyon hektar orman arazisi, vurguncuların yağmasına açılmış olacaktır. Bu koşularda ormancılık çalışmalarının tekniğine uygun yapılabilmesi olanakları kalmayacak, orman köylüsünün çevrelerindeki ormanlardan yararlanabilme ve kalkındırılması olanakları kısıtlanacak.
Yürürlükteki orman niteliğini yitirmiş gerekçesiyle orman sınırları dışına çıkarma uygulamalarına dayanak olan anayasal ve yasal düzenlemeler değişmedikçe bu durum süreklilik kazanacak, çözümlenmesine çalışılan sorun kesinlikle çözümlenemeyecek ve her zaman gündemde kalacak.''