Orkestra arkadaşları robotlar

Güncelleme Tarihi:

Orkestra arkadaşları robotlar
Oluşturulma Tarihi: Nisan 16, 2011 00:00

Bilgisayarlar, robot kolları ve vücuda yerleştirilen sensörler... Bunlar bir deney unsuru değil Sinan Bökesoy’un enstrümanları. Bökesoy, avangart ve deneysel müziklerini teknolojinin nimetleriyle kurgulayan, çağdaş bir kompozitör. Geçen yıl Çırağan Sarayı’nın çatısında bir konser veren Bökesoy, şimdilerde ‘Bosphorus Decomposed’ adlı bir albüm yayınladı.

Haberin Devamı

Çocukken piyano çalmaya başladı, klasik müzik eğitimi aldı. İzmir’de doğdu, İstanbul’da Alman Lisesi’nde okuduktan sonra İTÜ’de elektronik ve haberleşme mühendisliği okudu. Paris’teki CCMIX (Centre de Creation Musicale Iannis Xenakis) ve Paris VIII Üniversitesi’nde bilgisayar muziği üzerine yüksek lisans ve doktora yaptı. “Kişisel gelişim ve eğitim sürecimin yarattığı karışım sayesinde müzikte çok disiplinli uygulamalara merak saldım. Avangart ve deneysel müziği uluslararası akademik bir seviyede yapmak istedim. Matematik ve elektronik uygulamalarından bilgisayar programcılığına, çağdaş kompozisyon tekniklerini içeren birçok araçla haşır neşir oldum. Bu sektörün gelişim içinde olması da merakımı taze tuttu” diyor Sinan Bökesoy.
İstanbul 2010 için ‘1city 1001vibrations’ adlı projesini hayata geçirdi. Kaynağı İstanbul olan, yüksek teknoloji ve sanatı buluşturan büyük prodüksiyonlu bir iş yapmak istedi. Yapay zeka, canlı ses analizi ve birbirinden çok uzak mekanların etkileşime girmesi, robot teknolojisi ve etnik enstrümanlarla görenleri etkileyen bir eser oluşturdu. “Çokdisiplinli bir uygulama olduğu için geniş bir kitlenin ilgisini çekti. Sanat eserinin sadece belli araçlarla ortaya çıkmasını değil, insanlığın birçok dalda birikimini kullanabilen, özgün şekillerde yaratılması gerektiğini savunuyorum. Gelişmiş bir robotu bir sanatçının vizyonuyla bir enstrüman icracısına dönüştürmek ve bunu hiç karşılaşmadığımız bir koreografiyle sunmak istiyordum” diyen Bökesoy, performansın asıl amacının, sahne tasarımı, multimedya unsurları ve yaratıcılığı farklı ama tutarlı formlarda sunmayı istemek olduğunu anlatıyor.

Haberin Devamı

İLK ALBÜM ÇOCUKLUĞUNA İKİNCİSİ İSTANBUL’A

Bökesoy ilk albümü ‘Gelecekten Masallar/Tales of Future’da müzikal birikimi ve akademik tecrübesini çocuksu bir ruha emanet ettiğini söylüyor. Bisiklet, atlı karınca ve mavi bir bilye, sanatçının çocukluğuna güçlü çağrışımlar yapan objelerdi, sahne dekoru da bunlara göre hazırlandı. Yeni albümü ‘Bosphorus Decomposed’ ve ‘1city 1001vibrations’ projesinde Boğaz’dan ilham aldı. “O projenin hayata geçiş sürecinde İstanbul Boğazı’nda kayıtlar yaptım ve çok malzeme birikti. O konser için Boğaz temalı dört yeni eser yazmıştım. Yeni albümümdeyse bu birikimi kullanarak değişik bir bakış açısıyla İstanbul Boğazı’nı mercek altına aldım. Albüm de konser gibi bir ses yerleştirmesi. Kız Kulesi aşıklarına atfettiğim şarkı ‘Işığın Sonu’nda 10 Kasım’da Boğaz’da yankılanan vapur sirenleri, başka bir parçada Eminönü’nde kaydettiğim sesler duyulabiliyor. Aslında İstanbullular bu ses uzayını çok yakından tanıyor” diyor Bökesoy.

Haberin Devamı

MIT’DE MAKALESİ YAYINLANDI

Sanatçı, Paris’teki bir merkeze 2001’de çalışmalarını yolladı. Burs kazandı ve altı yıl orada yaşadı. Makaleler yayınladı sunumlar yaptı ve çevresi genişledi. 2002’de Stochos adlı bir yazılım geliştirdi. İlgi görünce makalesi MIT’de yayınlandı ve yeni kapılar açıldı. Londra ve San Fransisco’da da çalışmalar yaptı. Robotları müziğine entegre etmeye karar verdi. Alman Kuka firmasının ürettiği robotlar aslında bilindik sanayi robotları. Fakat robotlara perküsyon çalabilecek el aksamları geliştirdi, hepsine koreografi yazdı ve elle kumanda edilebilir hale getirdi. Aynı işlemi bugün sıfırdan yapmanın bütçesi bir milyon lira civarında. Bu çalışması uluslararası bir ilgi gördü. Çalışmasının teknik geliştirme ve yerleştirme (enstalasyon) uygulaması bu yıl Norveç, Oslo’daki NIME 2011 konferansında tanıtılacak ve literatüre girecek.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!