Orhangazi'deki eczacı Mukadder Erbil cinayetinin içyüzü

Güncelleme Tarihi:

Orhangazideki eczacı Mukadder Erbil cinayetinin içyüzü
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 24, 2002 00:00

Onun hikayesi, sıradan hadiselermiÅŸ gibi okuduÄŸumuz üçüncü sayfa haberlerinden biriydi. BaÅŸlıkları, ‘‘Eczacı kadın öldürüldü’’ ya da ‘‘Eczacı kadına harçlık infazı’’ olan... Ama haberi okurken, daha da sıradan şöyle bir cümleye takılıp kalıyordunuz: ‘‘Herkes tarafından seviliyordu.’’ Orhangazi gibi küçük bir yerde herkes tarafından sevilen biri niye öldürülmüştü o zaman? Ãœstelik o yörede yıllardır cinayet de iÅŸlenmiyordu. 59 yaşındaki eczacı Mukadder Erbil'in hayat hikayesini deÅŸtikçe, ÅŸahane bir kadın profili çıkıyordu karşımıza. 52 yaşından sonra araba kullanmayı öğrenen, 59 yaşında keman dersleri alan, eczacılığı bıraktığı zaman çocuklarından gizli topuk kremi yapıp satarak geçimini saÄŸlayan, yemek yarışmalarına girip kazandığı parayı köy çocuklarına dağıtan, köyden ilçe merkezine gelemeyen çocukların servis parasını ödeyen ama bunu kimselere söylemeyen ve arabasının kontağı çevrildiÄŸinde bile otomatik olarak klasik müzik çalan bir portreydi karşımıza çıkan. Eczanesinin adını Eylül koymuÅŸtu. Niye Eylül diye sorduklarında ‘‘hayatımın sonbaharındayım da ondan’’ demiÅŸti. Ä°ÅŸte bu kadın niçin öldürülmüştü? Ãœstelik 18 yerinden bıçaklanarak!O ÅŸahane kadın 50'sinde kurduÄŸu yeni hayatını 9 yıl yaÅŸayabildiEczacı Mukadder Erbil, çocukları üniversite çağına gelince Orhangazi'den Ä°stanbul'a taşınmıştı. Onlar üniversiteyi bitirip iÅŸe baÅŸlayana kadar da çalışmadı, onlarla ilgilendi. On yıl önce artık çocukları iÅŸ hayatına baÅŸladığında eÅŸinden ayrıldı ve yeni bir hayata baÅŸladı. EÅŸinden ayrıldığında hiç parası yoktu. Yıllarca piyasadan uzak kalmıştı. Önce bir eczanede bilgilerini tazelemek için çalışmaya baÅŸladı. Piyasaya tekrar hakim olduÄŸunda kendi eczanesini açacaktı. Ancak Ä°stanbul'da binlerce eczane arasında kaybolup gideceÄŸini düşündüğünden, Kırklareli'nin Vize ilçesine gidip eczane açtı.Para biriktirmek için tam altı yıl burada yaÅŸadı. Her hafta sonu otobüse atlayıp Ä°stanbul'a geliyor, çocuklarını görüyordu. Altı sene sonra Ä°stanbul'a döndüğünde, her iki çocuÄŸuna ve damadına araba alacak kadar para kazanmıştı. Altı yıl otobüslerde gidip gelirken dinletilen arabesk müzikten kurtulmak için ehliyet almaya karar verdi. Klasik müziÄŸi çok sevdiÄŸi malumdu. Hatta, cinayet zanlısı Ä°brahim Öztürk ifadesinde şöyle diyecekti: ‘‘Arabasına binip kontağı çevirdiÄŸinde Mozart tipi bir müzik çalıyordu.’’ Ä°stanbul'a döndükten bir yıl sonra, ‘‘çocuklar kendini kurtardı. Bütün eÅŸim dostum Orhangazi'de, oraya gideyim eczane açayım’’ dedi ve dediÄŸini yaptı. Erbil, Orhangazi'ye yerleÅŸeli iki yıl olmuÅŸtu. Her sabah göl kenarında koÅŸusunu yaptıktan sonra duÅŸunu alır ve saat sekizde iÅŸinin başında olurdu. Ama geçtiÄŸimiz 15 Temmuz Pazartesi günü böyle olmadı. Özellikle ilçe pazarının kurulduÄŸu pazartesi günleri daha erken gelirdi. Ayrıca o gün bir ödemesi vardı ve hiçbir zaman ödemelerini aksatmazdı. Eczanede kalfa olarak çalışan Mustafa Derebaşı, bakabileceÄŸi her yere baktıktan sonra Erbil'in Ä°stanbul'da yaÅŸayan kızı Işıl'a haber verdi. O saatten sonra Ä°stanbul'daki akraba trafiÄŸi de hızlandı. Işıl, dayısı Önder Erbil'e annesiyle konuÅŸup konuÅŸmadığını sordu. Yanlarına teyzesi Vildan Sezer'i de alarak Orhangazi'ye doÄŸru yola çıktılar. O gün borsada çalışan oÄŸlu Erdem Uygar'ın doÄŸumgünüydü ve annesi asla doÄŸumgününü unutmazdı. Bugüne kadar kutlama için aradığı en geç saat, sabah 10'du ama o gün saat ikiyi gösterdiÄŸinde annesinden hálá ses yoktu. ‘‘Anneme mutlaka birÅŸey oldu’’ diye düşündü ve borsanın kapanış saati 16.30'u bekleyemeden o da Orhangazi'ye doÄŸru yola çıktı.MÃœCADELE ETMÄ°Åž, BELLÄ°YDÄ°Tüm aile ve Mukadder Erbil'in dostları Eylül Eczanesi'nde toplanmıştı. Öğlen saatlerinde artık polis aranmış ve kaybolduÄŸu haber verilmiÅŸti. Gece 23.00'ü biraz geçe Mukadder Erbil'in kardeÅŸi Önder Erbil'e, emniyetten telefon geldi. Erdem, Önder Bey ve üst kat komÅŸusu Mustafa Bey beraberce polise gittiler. Polis,‘‘Güneyköy'de ölü bulunan biri var, eÅŸkale tam uymuyor ama gidip bir bakalım ’’ dedi. Sonrasını Erdem Uygar şöyle anlatıyor: ‘‘Annem deÄŸilse bile hayatımda ilk kez öldürülmüş birini görecektim. Yol boyunca emniyetteki kiÅŸi benimle konuÅŸtu. TeÅŸhis için geldiÄŸimiz yere yaklaşınca, ‘Hayatta her ÅŸey insan başına, her ÅŸeye hazırlıklı olalım' deyince ürperdim. TeÅŸhis için, ne ben ne de dayım morga girebildi. Önce komÅŸumuz Mustafa Bey girdi. Çıkınca yüzündeki ifadeden annem olduÄŸunu anladım. Hemen içeri daldım. Orada bir kadın vardı. Tanıyabilmek için suratına bayağı uzun bir süre baktım. Annem olduÄŸuna inanamadım ama oradaki kadın benim annemdi. Hayat boyu mücadeleci biriydi, bunu ona her kim yaptıysa onunla da çok mücadele ettiÄŸini düşündüm.’’Şimdi Orhangazi halkı, Mukadder Hanım’ın hatırası için bir orman yapılmasına çalışıyor. Eczanesinin bulunduÄŸu caddeye de onun adını vermek istiyorlar. Orhangazi Yardımseverler DerneÄŸi'nin kurucusu olduÄŸu ve herkese yardım ettiÄŸi için ona layık olmaya çalışıyorlar. Cenazesi ise bugüne kadar Orhangazi'de görülmemiÅŸ bir kalabalıkla kaldırılmış ve imam ona ÅŸehit namazı kıldırmış. Ama cenazeden herkesin aklında tek kalan, üç tekerlekli bisikletiyle mezarlığa gelen ve dua ederken aÄŸlayan sarı saçlı küçük bir çocuk. OÄŸlu Erdem Uygar (31)BEN ANNEMÄ° AÅžAMADIMHer neslin bir önceki nesli aÅŸtığını düşünürüm. Ama annem öyle nitelikliydi ki ben onu aÅŸamadım. EÄŸer benim de geride iki çocuÄŸum kalsaydı ve böyle bir travma geçirselerdi, huzur içinde olabilmem için herÅŸeye raÄŸmen hayata devam etmelerini isterdim. Ben de annem için bunu yapmaya ve güçlü olmaya çalışıyorum.Kızı Işıl ArıoÄŸlu (33)KENDÄ° DE RUHU DA ESTETÄ°KTÄ°Defin için Ä°stanbul'a götürmeye kalkınca, herkes Orhangazi'de kalması için ısrar etti. Tamam deyince, aÄŸlayarak, sarılarak gelip bana teÅŸekkür ettiler. Kendisi de, ruhu da, her ÅŸeyi de estetikti. Her zaman annemin kızı olmaktan gurur duydum, annemle ilgili tek kötü anım yok. KızkardeÅŸi Vildan Sezer (55)ABLAM BÄ°R YILDIZDI KAYDI GÄ°TTİÇiçekleri çok severdi, kendimi çiçekçilere attım. Onun kızkardeÅŸi olduÄŸumu anlayınca çiçekçi ‘‘kırmızı çiçekleri çok severdi’’ diyerek bir kamyonete çiçek doldurdu. Mezarının üstü tamamen çiçekle kaplandığında daha artan çiçekler vardı. Ablam komÅŸuluk iliÅŸkilerine önem verirdi. Kalanları da komÅŸu mezarlara koyduk. Ablam bir yıldızdı, kaydı gitti.19 YAÅžINDAKÄ° ZANLI Ä°BRAHÄ°M ÖZTÃœRK'ÃœN MAKTULÃœN AÄ°LESÄ°NÄ° Ä°SYAN ETTÄ°REN Ä°FADESİÖnce arkadaşının yaptığını söyledi sonra da dost hayatı yaşıyorduk dediMukadder Erbil'in cesedinin bulunmasından sonra ne katilin ne de Erbil'in kayıp olan Citroen otomobilinin izine rastlanmamıştı. Fakat herkes, olayın dört gün öncesinden itibaren ortalarda gözükmeyen 19 yaşındaki Ä°brahim Öztürk'ü konuÅŸuyordu. Polis de bu isim üzerinde duruyordu. Öztürk, Eylül Eczanesi ile camdan bir duvarla ayrılan elektrikçi dükkanında çalışıyordu. Bir ay önce, bir müşterinin cep telefonunu çaldığı gerekçesiyle elektrikçideki iÅŸinden atılmıştı. Arabalara olan düşkünlüğü herkesçe malumdu. 2000'de oto hırsızlığından sabıkası vardı. Rehberlik öğretmeni bile, ‘‘dersi dinlemez, arkadaÅŸlarına araba motorları anlatırdı’’ diyor. Satın aldığı oto dergileri ise hala elektrikçide duruyor.BANKACININ ŞÜPHESÄ° YAKALATTICinayetten iki hafta sonra, 30 Temmuz'da Orhangazi'deki Akbank'a bir telefon geldi. Telefondaki kiÅŸi Mukadder Hanım'ın imzaladığı 10 milyarlık çekin karşılığı olmadığını söylüyordu. Mukadder Hanım'ın çalıştığı ecza depoları Bursa ya da Ä°stanbul'daydı. Çek verdiyse oralardan aranıyor olması gerekiyordu. Bankadaki memur, Bartın lafını duyunca şüphelendi ve Mukadder Hanım'ın kızı Işıl'a haber verdi. Polis alarma geçti ve cinayeti iÅŸlediÄŸinden şüphelenilen Ä°brahim Öztürk, Bartın'da bir tamirhanede Citroen'i tamir ettirirken yakalandı. Bartın'da virajı alamayarak büyük bir kaza yapmış ve o arabayla yola devam etmesi imkansız hale gelmiÅŸti. Mukadder Hanım'ın çaldığı arabasında bulunan çek defterinden 10 milyar liralık bir çek imzalamış, tamir için ödeme yapmıştı. Ä°LK Ä°FADEDE SUÇ ORTAÄžI VARÄ°brahim Öztürk yakalandığında şöyle ifade verdi: ‘‘Arkadaşım Ä°skender Atan'la plan yaptık. Eczacıyı ben seçtim. Gasp edecek ama öldürmeyecektik. Sabah 8'de kadının evinin önüne geldik. Ä°skender bıçakla bekliyordu. Ben de babamın arabasında bekliyordum. Mukadder merkezi sistemle arabayı açtı. Ä°skender saÄŸ arka koltuÄŸa atladı kadının boynunu tutup bıçağı dayadı. Kadın imdat diye bağırdı, kornaya bastı, sol camı açtı. Ä°skender bıçağın ucuyla ses duyulmasın diye camı kapattı. Araba sallanmaya baÅŸladı, bıçak darbelerini görüyordum. Ä°skender esrar da kullanırdı. Arabada 600-700 milyon lira ve 40 dolar vardı.’’Mukadder Hanım'ın oÄŸlu Erdem Uygar'ın iddiasına göre, pazartesi günü özellikle seçilmiÅŸti. Çünkü annesi cuma ve cumartesi hasılatı bankaya yatıramayacağı için, pazartesi sabahı para mutlaka yanında olacaktı.Öztürk, Bartın'da verdiÄŸi ifadeyi asıl soruÅŸturmanın yürültüldüğü Yalova'da deÄŸiÅŸtirdi: ‘‘Ben maktulü apartmanının önünde öldürdüm. Ä°skender Atan hayali bir isimdi. Bu fiili yalnız iÅŸledim. Yanımda devamlı bıçak taşırım. Maktul, aracın önünde benim saÄŸ tarafımdaydı. Kendisini arabanın içinde öldürdüm. Sonra bir dereyatağına attım. Bıçağı Ankara yolunda attım. Kadının eÅŸyalarını da yolda denk geldikçe attım. Koltuktaki kanlar görülmesin diye çantasından çıkan paralarla yeni bir koltuk kılıfı aldım.’’ Ä°brahim Öztürk'ün dereyatığına attım dediÄŸi yerde köy halkı olay günü polislere ÅŸu ifadeyi vermiÅŸlerdi: ‘‘Citroen marka bir araba sabah erken saatte çok süratli bir ÅŸekilde köyün içinden geçti. Köyde herkesin dikkatini çekti. Tümseklerde bile hız kesmedi. Arabanın içinde sadece genç bir erkek vardı. Aynı araba bir süre sonra geldiÄŸinden daha hızlı bir ÅŸekilde yine köy meydanından geçti gitti. Arabada yine aynı genç vardı ve yine yalnızdı.’’Öztürk aynı gün jandarmaya baÅŸka bir ifade verdi: ‘‘Mukadder'le dört aydır dost hayatı yaÅŸadık. 30-40 milyon harçlık verirdi bana. 100-150 milyon isteyince beni tersledi. Para vermemekte ısrar edince bıçakladım. Toplam 5-6 dakika sürdü.’’TIRNAKTAKÄ° DERÄ° PARÇALARIÄ°brahim Öztürk ÅŸu anda cezaevinde ve mahkemeye çıkmayı bekliyor. Polis ifadeleri destekleyecek delil bulma peÅŸinde. Mukadder Erbil'in tırnaklarının içinde katille boÄŸuÅŸtuÄŸunu gösteren deri parçalarına rastlandı. Ayrıca cesedinin yanında katile ait olduÄŸu düşünülen kanlı bir tişört ve çok sayıda kıl var. Bunlar adli tıpta incelenecek ve Ä°brahim Öztürk'e ait olup olmadığı tespit edilecek.Orhangazi'deki herkes Ä°brahim Öztürk'le, Mukadder Hanım arasında bir iliÅŸkinin imkansız olduÄŸunu söylüyor. Öztürk'ü yanında çalıştıran elektrikçi, ‘‘İmkanı yok öyle bir ÅŸeyin. Burada burun buruna çalışıyoruz. Ne ben ne de kalfa böyle bir ÅŸeyi hissetti. O çocuk Mukadder Hanım'ın bırakın yaşına, her ÅŸeyden önce ruhuna uymazdı’’ diyor. Yine de her ÅŸey önümüzdeki aylarda görülecek mahkemede ortaya çıkacak.ZANLININ BABASI: ÇOCUÄžUM PSÄ°KOPATTIRÄ°brahim Öztürk'ün doktor babası Nevzat Öztürk, Mukadder Erbil'in öldürülmesinden yedi gün önce polise baÅŸvurmuÅŸ ve oÄŸlunun arabasını ve parasını aldığını söyleyerek yakalanmasını istemiÅŸti. OÄŸlu yakalandıktan sonra verdiÄŸi ifadesinde ise şöyle diyordu: ‘‘7.7.2002'de oÄŸlum ben duÅŸtayken cebimden 130 milyon lira ve arabamın anahtarını aldı. 15 Temmuz'a kadar araba ondaydı. ÇocuÄŸum rahatsız ve psikopattır.’’Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!