Orhan Tunç'un çapraz sorgusu yapıldı

Güncelleme Tarihi:

Orhan Tunçun çapraz sorgusu yapıldı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 29, 2008 19:40

“Ergenekon” davasının tutuklu sanıklarından Orhan Tunç'un çapraz sorgusu tamamlandı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Orhan Tunç'tan, bir yazıda Sedat Peker'in kendisi adına çalıştığı yönünde iddialarda bulunduğunu, bunun hakkında açıklamada bulunmasını istedi.

Bu yazının kendisine ait olmadığını öne süren Orhan Tunç, yazının Erdek'te patronuna ait bir otelin açılışında tanıştığı Oğuzhan Genç isimli kişi tarafından yazıldığını öne sürdü.

Tunç, şöyle devam etti:
“Öztürkler sitesinden 20-25 kişi açılışı olan bir otele gelmişti. Bunların içinde emekli yargı mensupları, emekli subaylar da vardı. Burada Oğuzhan ve Nejat isimli iki genç ile tanıştım. Oğuzhan, Bandırma'ya 3 kez geldi. Benim evimde de kaldı. Bu ziyaretleri sıklaşınca rahatsız oldum. Nejat isimli arkadaşını arayarak uyarmalarını istedim. Bunun üzerine Oğuzhan Genç, Öztürkler sitesinin yöneticisi İlkay Ceylan'a bir yazı göndermiş. İçinde sahte resimler bulunuyor. Peker ile aramı açmak istiyor. Bu yazı nedeniyle Peker de benim hakkımda suç duyurusunda bulunmuş. Bu yazı bana ait değildir.”

Cumhuriyet Savcısı Pekgüzel'in iddianamedeki Ümit Sayın ve diğer sanıklarla telefon görüşmelerinde “Yüz yüze görüşelim” şeklindeki ifadelerini sorduğu Tunç, istihbaratçı olduğunu ve çok kişiyi dinlediğini belirterek, “Ümit Sayın beni günde üç dört kez arıyordu. Orada burada hakkında yazılar çıkıyordu. Ümit bey evhamlı insandır. Çok korkuyordu. Ümit bey askeri birliklerde ve garnizonlarda sürekli konferanslar veriyordu” dedi.

Sayın'ın hep üst rütbeli komutanlarla görüştüğünü de ileri süren Tunç, “Ümit Sayın, 'Mart ayında darbe olacak mı?' diye her sabah camdan 'Tanklar geldi mi?' diye bakarmış. Böyle bir kişidir. Bana mutlaka 'darbe olacak mı?' diye soruyordu. 'Darbe olmaz' dedim” şeklinde konuştu.

Ümit Sayın'ın darbe paranoyası karşısında onu rahatlatmak için şaka mahiyetinde sözler sarf ettiği iddiasında bulunan Tunç, bu darbe konuşmalarının şaka ve espri mahiyetinde olduğunu kaydetti.

PEKER, TUNÇ'U YALANLADI

Tunç'un hakkındaki sözleri nedeniyle söz alan Sedat Peker, Tunç'un kendisinin amiri olduğu yönündeki sözlerinin doğru olmadığını söyledi.

Peker, “Orhan Tunç, MİT'te operasyonlara bakıyormuş, yarbaymış, benim amirimmiş benim kendi ekibinde çalıştığımı söylüyormuş. Bunun üzerine Öztürkler sitesinde yazılarının yayınlanmamasını istedim. Hayal dünyasında yaşayan bir insandır. Kendisini bir yerde korgeneral, bir yerde doçent olarak tanıtıyor. Sanki başçavuş olduğunu söylese insanlar ona hürmet etmeyecekler. Erdeme saygı gösterilir. Eğer MİT sorumlusu ise burada yargılanması için izin alınması gerekiyor. Buraya getirilemez. Eymür getirilemediği gibi” dedi.

Bunun üzerine Tunç, kendisini yarbay olarak tanıtmadığını bu iddiayı Oğuzhan Genç'in ortaya attığını belirterek, Sedat Peker'e bunların yalan olduğunu söylediğini kaydetti.

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese'nin “Emekli Orgeneraller Aytaç Yalman ve Edip Başer'i tanıyor musunuz?” sorusuna Tunç, “2. Ordu Komutanlığından Malatya'dan tanıyorum” dedi.

Tunç, ayrıca Ergenekon'dan çıkış ile ilgili bir belgesel dizi çalışması yaptıklarını bunun için de Osman Sınav'a mesaj attığını söyledi.

Savunmasını yapan Orhan Tunç'un avukatı Mehmet Taşdelen, müvekkilinin iddia olunan suçları işlemediğini kaydetti.
Taşdelen, savunması sırasında emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile gazeteci Vedat Yenerer arasında geçen ve Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesi karşılığında Koray Aydın'ın beraat ettirilmesi konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Devlet Bahçeli ile anlaştığına ilişkin konuşmaya değinerek, eleştirdi.

Ziya Gökalp'in 1919 yılı öncesinde yazdığı Ergenekon Destanı'nı anlatan şiiri duruşmada okuyan Taşdelen, Ergenekon Destanı'nın zor günlerde hep manevi destek sağlayan bir unsur olduğunu belirterek, “Ergenekon adının bu şekilde mundar edilmiş olması üzücüdür” dedi.

Taşdelen, müvekkilinin tahliyesine karar verilmesini istedi.

Avukat Mehmet Taşdelen'in savunmasını tamamlamasının ardından söz alan tutuklu sanık Veli Küçük, Taşdelen'in adından bahsettiğini belirterek, sözü edilen konuşmayı kendisinin yaptığını kaydetti.

Küçük, “Ben konuşmamda Anayasa Mahkemesinin üyelerini ve yetkililerini suçlamış değilim. O sözleri ben söyledim. Sözümün arkasındayım. O sırada dava görülüyordu. Tanık gelmemiştir, başka şey olmuştur, böyle sonuçlanmıştır manasında söyledim. Avukat da bunu böyle bilsin” dedi.

Tutuklu sanıklardan Nusret Senem de Tuncay Güney'in mülakatına ilişkin çözüm metninin Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde süren bir dava dosyasında bulunduğunu belirterek, getirtilmesini istedi.

Tutuklu sanık Vedat Yenerer de 10 ay 8 gündür tutuklu bulunduğunu belirterek tahliyesine karar verilmesini talep etti.
Kemal Kerinçsiz'in avukatı Tolga Akalın da Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinden Başbakanlık veya Genelkurmay Başkanlığı tarafından kurul gündemine MİT'in hazırladığı kitapçık esas alınarak bir gündem teklifi yapılıp yapılmadığının, konunun kurulda görüşülüp görüşülmediğinin sorulmasını istedi.

Tutuksuz sanıklardan Güler Kömürcü Öztürk de duruşmanın kayıtlarının deşifre edilerek, tutanakların hazırlanmasının zaman aldığını kaydetti.

Öztürk, ses kaydının dijital ortama aktarılmasını sağlayan programlar bulunduğunu belirterek, bunların kullanılmasının hem yazı işleri personelini rahatlatacağını, hem de işi hızlandıracağını söyledi.

Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, “Bu konuda pek çok yere sormamıza rağmen olumlu sonuç alamadık. Biz sizden daha rahatsısız bu durumdan. Hızlandırmak amacıyla girdik bu işe ama kazın ayağı öyle değilmiş” dedi.
Başkan Şengün, daha önce İstanbul Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılarak, sanıklardan hangilerinin ifadelerinin sesli ve görüntülü olarak kayıt altına alındığının sorulduğunu, buna cevap verildiğini, sanıklardan sadece Hikmet Çiçek'in ifadesinin bu şekilde alındığının bildirildiğini söyledi.

Talepler konusunda görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Semih Tufan Gülaltay'ın çapraz sorgusu sırasında söz alan Doğu Perinçek'in savcıları suçlayan beyanlarda bulunduğunu belirterek, gereğinin yapılması için duruşma tutanağının bir örneğinin Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini istedi.

Perşembe günü yılbaşı olması nedeniyle Çarşamba günü ara verilmeden duruşmaya devam edilmesinin mahkemenin takdirinde olduğunu belirten Pekgüzel, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini istedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!