Güncelleme Tarihi:
Dün Hürriyet Gazetesi'nde O’nu kaybettiğimizde Yazı İşleri Müdürü'ydü. Gazeteci dostları ve sanatçılar içinse O, ‘Babıali'nin Magazin Müdürü’ydü.
Ölümlerin en erkeni gerçekleşti, o sert görünüşlü, ama parlak gözlü adam için. Mesleğe 27 yıl önce başladığı Hürriyet Gazetesi'nde, dün sabah toplantısına giremeden, sessiz sakin gidiverdi aramızdan.
Çok farklı bir insandı Orhan Olcay. Tanınası bir adamdı. Koridorlarda kollarını kıvırdığı gömleği ve eli cebinde hızlı adımlarla yürürken rastladığınızda, gülümseyişiyle sizi aydınlatan bir insandı.
Farklı bir magazin müdürü oldu. Magazinin sadece artist, şarkıcı, skandal haberleri olmadığını savunurdu. Her habere aynı ciddiyetle yaklaşır, yanlış kelimeleri aynı özenle bulur çıkarırdı haberden.
SABIRLI SAVAŞÇI
İş disiplinini uzun yıllar birlikte çalıştığı rahmetli Çetin Emeç'ten aldığını söylerdi. Ama geri dönüp baktığında, babasının da etkisini görürdü bu disiplinde. Onunla yapılan nadir röportajlardan birinde, ‘‘Babam çok çalışkandı’’ demişti: ‘‘Devlet memuruydu. Üstlerine olan saygısını hatırlıyorum. Ben de hiç itiraz etmem. Çünkü bu benim görevim.’’
Basın dünyasında içten içe gizli bir savaş verdi. Ve tek başına verdiği bu savaştan dimdik çıktı. Onun sayesinde, bugün birçok gazeteci göğsünü gere gere ‘‘Magazin muhabiriyim’’ diyor, diyebiliyor.
Başkasının olay yaratacağı problemler karşısında, sessiz ve sakindi. Yine de kendisi aslında çok da maceracı biri olduğunu söylerdi. Almanya'da çalışan, fakülte kazanan ama ertesi yıl bir diğerine başlayan bir maceracı.
Magazin müdürü olmasa, Emniyet Genel Müdürü olmayı isteyecek kadar da çılgın biri. ‘‘Toplumdaki her rahatsızlıktan rahatsız olan bir yapım var. Emniyet Genel Müdürü olmak isterdim. Ülkede çok büyük haksızlıklar yaşandığına inanıyorum’’ demişti yine bir gün.
TATİL YAPMAZDI
Meslek hayatı boyunca hiç tatil yapmadı. Biraz da erken yaşta yaptığı evliliği sayesinde sabahlara kadar kulüp kulüp dolaşmadı. Oysa istese, şanın da şöhretin de göbeğinde olurdu. Oysa o ekibinin ağabeyi olmayı tercih etti. Disipliniyle, kol kanat germesiyle, ölçülü sevgisiyle ‘‘Orhan Abi’’ydi. Geçtiğimiz günlerde Hürriyet Gazetesi'nde 25. Yıl Altın Plaketi'ni aldı.
25 yılın sonunda yine genç, yine başarılıydı. ‘‘Çalışmaya o kadar çok alışmışım ki, pazar günleri huzursuz oluyorum, eksiklik hissediyorum. Çünkü hayatım eksikleri gidermek, problem çözmek üzerine kurulu’’ diyordu.
Orhan Olcay, farklı bir gazeteciydi. Farklı bir meslektaştı.
Hani hiçbir şey söylemeseniz de, gözgöze geldiğiniz an sizi anladığını bildiğiniz babacan adamlardandı. Hani Hulusi Kentmen'in çizdiği tipteki gibi kalbi yumuşacık babacan adamlardan. Tek farkı, bizim adamımız çok gençti. Ve de çok yakışıklıydı.
SIKI FENERBAHÇELİ
Sıkı bir Fenerbahçeli olan Orhan Olcay, geçen cumartesi günkü şampiyonluk maçını da Hürriyet'in barında büyük bir heyecan içinde izlemişti.
Sarı-Lacivertliler maçı kazanıp şampiyon olunca, ‘‘Artık ben de gidip kutlamalara katılabilirim’’ demişti.
Muhabirlik ruhunu kaybetmeyen müdür
ORHAN Olcay, 23 Kasım 1950'de Van'da doğdu. 1975'te Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. 1974'te Hürriyet Gazetesi'nde muhabirlik yaparak gazeteciliğe başladı. 1975'te Hafta Sonu Gazetesi'nde muhabirlik yaptı. 1981-1987 yılları arasında Hafta Sonu Yazı İşleri Müdürü görevinde bulundu. 1986 yılında Hafta Sonu Gazetesi, Elele Dergisi, Gazete Gazetesi'nde Yayın Yönetmenliği yaptı. 1990 yılında Kelebek Yayın Yönetmeni ve Hürriyet Gazetesi Magazin Müdürlüğü görevine geldi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi olan Orhan Olcay, aynı zamanda sürekli basın kart sahibi ve Türkiye Spor Yazarları Derneği üyesiydi. Orhan Olcay evli ve bir kız çocuk sahibiydi.
Sanat dünyası şok oldu
Sezen Aksu: Çok şaşkınım. Orhan'ı yakından tanıyan herkes biraz daha yalnızlaştı.
Hülya Avşar: Tenis arkadaşımdı. Sanatçı-gazeteci ilişkisi dışında insana güven veren kişiliğe sahipti.
İbrahim Tatlıses: 21 yıllık arkadaşımı kaybettim, üzüntüm çok büyük. Şu an tarif edilmez üzüntü içindeyim. Duayenimizi yitirdik.
Bülent Ersoy: En yakın arkadaşlarımdan biriydi. Basın camiasında efendiliği ve nezaketiyle tanıdığım bir insanı kaybetmenin acısını yaşıyorum.
Özcan Deniz: Tanıdığım en alçak gönüllü insandı. Başımız sağolsun.
Hülya Koçyiğit: Eşim Selim Soydan ve benim iyi dostumdu.
Kerem Alışık: Çok sevdiğim, çok saygı duyduğum bir büyüğümüzdü. Türkiye'de magazin gazetecilerine örnek olmuş bir insandı.
Türkan Şoray: Çok üzgünüm. İyi bir dosttu, çok sevdiğim bir insandı
Kadir İnanır: Benim çok sevdiğim gazeteci ve yöneticiydi. Genç yaşta ölmesi beni gerçekten çok üzdü
Ercan Saatçi: O bir melekti. Kimseyle kavgası olmayan, çok soğukkanlı, hep mütevazı dürüst bir gazeteciydi.
Nükhet Duru: İçim yanıyor, inanmak istemiyorum. Yattağı yer güllük gülistanlık olsun.
Yonca Evcimik: Magazin dünyası çok değerli, seviyeli gerçek beyefendisini yitirdi.
Hande Yener: Kısa sürede tanıdığım ama çok sevdiğim Orhan abimiz her zaman kalbimizde yaşayacak
Süheyl-Behzat Uygur: Olamaz böyle bir şey. İnsan akrabasını kaybeder ya öyle içimiz sızlıyor.
Mahsun Kırmızıgül: Öz ağabeyim gibi seviyordum. Ailesi ve çalışma arkadaşlarına tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Muazzez Ersoy: İnanamıyorum... Kendisiyle önceki gün telefon görüşmesi yaptım. Magazin ve basın dünyası bir duayenini kaybetti.
Yeşim Salkım: İlk haberimi yapan Sayın Orhan Olcay, bendeki emeğini asla unutmayacağım.
Fatma Girik: Şok geçiriyorum. Ailesinin ve tüm basın camiiasının başı sağolsun.
Cenazesi bugün
Sevgili Orhan Olcay'ı bugün, toprağa veriyoruz. Olcay, 25 yıldır çalıştığı Hürriyet Gazetesi'ne bugün son kez ve eller üzerinde gelecek. Saat 11.00'deki törenin ardından, Levent Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip cenaze Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek.