Orhan hoca Kuzey Kutbu’nu onaracak
Güncelleme Tarihi:
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan İnce, Rusya Bilim ve Yüksek Öğrenim Bakanlığı tarafından finanse edilen ‘TerrArctic’ projesinin lideri olarak seçildi. 60 kişilik ekiple çalışan Prof. Dr. İnce, projeyle, yaşanan küresel doğal değişimler karşısında tahribata uğrayan Kuzey Kutup Bölgesi’nde sürdürülebilir arazi kullanımı sağlamayı hedefliyor.
Rusya’daki Tümen Devlet Üniversitesinin sorumluluğunda yürütülen ‘TerrArctic’ projesi, Batı Sibirya’da toprak ve bitki örtüsündeki karbon döngüsünü açıklığa kavuşturmayı ve aşırı otlatma ile diğer arazi kullanım uygulamalarından zarar gören alanların eski haline getirilmesi için pratik yöntemler geliştirmeyi amaçlıyor. Bu hedeflere ulaşabilmek için projenin bilimsel koordinatörlüğüne ve liderliğine Türkiye’den İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan İnce getirildi. Hürriyet’e konuşan Prof. Dr. İnce, kutup bölgesinde iklim değişikliğinin yol açtığı bazı ekolojik sorunların olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“İklim değişikliği nedeniyle hayvanlar ve bitkilerin yaşam döngüsü kısıtlanmış durumda. Çünkü yeterince gıda bulamıyorlar. Bununla birlikte insanlar da tarım yapamıyor. Dünya genelinde hem insan faaliyetleri hem de doğal sistemler nedeniyle ekolojik tahribat var. Buzullar bölgesi de bu tahribattan etkileniyor ve buzulların erimesi insanların kullandığı arazilerin tarıma elverişli olmaktan çıkmasına neden oluyor. Kuzey kutbunun korunması, tahrip olan ve ekolojik olarak bozulan alanların yeniden kazandırılması açısından önem arz ediyor. Çünkü dünyanın kalbi burası. Kutupları kaybedersek dünyayı kaybederiz.
2050’DE 12 MİLYAR OLACAĞIZ
İklim değişikliği nedeniyle suya ve gıdaya erişim azalıyor. Diğer yandan dünya nüfusu da katlanarak artmaya devam ediyor. 2050 yılında dünya nüfusunun 12 milyar olmasını bekliyoruz. Haliyle hayvansal ve bitkisel tarım ürünleri ile temiz su lazım. Bunların hepsinin düğümlendiği yer kuzey kutup bölgesi. Eğer burasını kaybedersek son kaleyi teslim etmiş oluruz.
Bölgede şu an için büyük bir sıkıntı olmasa da ekosistemin zorluk çektiğini biliyoruz. Bunun yanı sıra buzulların erimesi yüz binlerce yıl önce, buzulların içinde hapsolmuş tehlikeli patojenik organizmaların açığa çıkmasına neden olacak. Bu da bağışıklık sistemimizin tanımadığı virüslerin yayılmasıyla küresel salgınlara zemin hazırlayabilir. Bu nedenle her an patlamaya hazır bir bombayı elimizde tuttuğumuzu söyleyebilirim. Bölgede restorasyon çalışması yaparak burayı eski döngüsüne kavuşturmamız gerekiyor. Çünkü her yönüyle iklim değişikliği devam ediyor. Yapacağımız çalışmalarla da bölgedeki tahribatı geriye döndürebilir ve ekosistemin eskisi gibi çalışmasını sağlayabiliriz. Bu topraklarda doğan kirliliği temizleyecek ve tahribatı yok edecek aksiyon planımızı kısa, orta ve uzun vade şeklinde hazırladık. Yani 10 ile 50 yıl arasındaki bir süre içerisinde teknolojinin gücünü de kullanarak planlarımızı gerçekleştirmeyi umuyoruz.”
PROJE İLE NELER HEDEFLENİYOR?
‘TerrArctic’ projesiyle iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için sürdürülebilir arazi yönetimi uygulamalarının geliştirilmesi ve çevresel değişiklikler karşısında dayanıklılık ve uyum stratejilerinin belirlenmesi amaçlanıyor. Projeden elde edilen sonuçlarla da Kuzey Kutbu ve çevresindeki ekosistemlerde dayanıklılık ve sürdürülebilirliğe ilişkin önemli bilimsel teorilerin geliştirilmesi bekleniyor.