Güncelleme Tarihi:
Kamuoyunca 'Adnan Hoca' olarak bilinen Adnan Oktar ve grubuna yönelik temmuz ayında yapılan operasyonda gözaltına alınan 187 kişiden 135’i tutuklanmıştı. ’Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’, ’çocuğun cinsel istismarı’, ’cinsel saldırı’ dahil birçok suçtan tutuklanan sanıkların da yer aldığı soruşturma dosyasındaki 235 şüphelinin mal varlıklarına el koyulmuştu.
Adnan Oktar’ın da şirketlerine kayyum atanmıştı. Adnan Oktar ve grubuna yönelik çarpıcı ayrıntılar, örgüt üyelerinin ’etkin pişmanlık’tan yararlanmak için itirafçı olmasıyla ortaya çıktı. Operasyondan hemen sonra tutuklanan örgüt üyelerinin aynı cezaevine konulmasıyla örgüt içi hiyerarşi devreye girdi ve baskıyla şüphelilerin susmaları sağlandı.
Birçok kişi de örgütün elindeki uygunsuz görüntüleriyle tehdit edilip, susturuldu. Ancak konunun, bazı sanık avukatları tarafından savcılığa bildirilmesinden sonra örgüt elemanları farklı illerdeki cezaevlerine dağıtıldı. Örgüt üyelerinin yeni cezaevlerine gönderilmelerinden sonra da çözülmeler meydana geldi. Birçok kişi, ’Etkin Pişmanlık Yasası’ndan yararlanmak için bildiklerini anlatmaya başladı. Böylelikle de soruşturma sırasında ortaya çıkmayan örgütün sırları da deşifre edildi.
'ÖRGÜTE MİLYON DOLARLAR AKTARILDI'
Bu isimlerden biri de örgütte 12 yıl boyunca en alttan, en üst seviyeye kadar her kademede yer alan B.A., oldu. Örgüt adına Türkiye’de ve yurt dışında farklı isimlerle şirketler kuran B.A., savcılık ifadesinden sonra cezaevinden de kendi el yazısıyla kaleme aldığı ek bilgileri, mahkemeye gönderdi. Örgütün mali kaynağını anlattığı yazıda B.A., "2000 yılından sonra örgütün mali işler sorumlusu ve yöneticisi Adnan Oktar’a doğrudan rapor veren kişi S.E.’dir. Bizim örgüt adına kurmuş olduğumuz ve benim 2009 yılında hepsinden ayrıldığım şirketlerin tümü S.E.’nin talimatıyla kurulmuştur. Bu şirketlerden milyon dolarların örgüt adına aktarıldığını biliyorum" dedi.
''KİŞİNİN MADDİ GÜCÜNE GÖRE BAĞIŞ ALINIRDI''
Örgüte kazandırılan yeni kişilerden ’infak’ adı altında bağışlar alındığını belirten B.A., şunları kaydetti:
"Örgüte kazandırılan her kişi mutlaka ’örgüte bağış’ adı altında vakfa para verir ya da aktarırdı. Bu miktar herkesin maddi gücüne ve anne- babasının mal varlığına göre değişirdi. Bu bağış sistemine ’infak’ denirdi. İmece gibi bir usulle de örgüte para aktarma olurdu. Birtakım masrafların karşılanması için de bireysel olarak maddi gücü olan herkes kendi kredi kartlarından ya da ailelerinden aldıkları paralarla harcamalara katkıda bulunurdu. Benim kredi kartı numaralarım da örgütte mevcuttur ihtiyaç olması halinde buralardan harcama yapılırdı. Hatta bazen benim de kredi kartlarımı ihtiyacı olan kişilere bıraktığım olmuştur."
''BİRÇOK KADIN OKTAR’LA İMAM NİKAHIYLA EVLENDİRİLDİ''
'Turnike' adı verilen sistemle ise evlilik vaadiyle tuzağa düşürülen, aralarında yaşı küçüklerin de olduğu kadınların kullanıldığını belirten B.A., "Örgütteki birçok kadının (bacılar grubu) Adnan Oktar ile imam nikahıyla evlendirildiklerini biliyorum. Bu kadınların ’kardeşler grubu’yla (örgütün erkek üyeleri) görüşmediklerini de biliyorum. Ama bu dini nikahları kimin kıydığını bilmiyorum. Sanırım kendi aralarındaki başka bağlarla yapıyorlar" dedi.
Örgüt adına yaptığı faaliyetleri de yazan B.A., örgütten önceki yıllarda şikayetçi olan Ebru Şimşek’in dosyasının kapatılması için ’rüşvet çarkı’nı kullandıklarını ileri sürdü.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR