Organik tarım Avrupa'da yükselen değer
Güncelleme Tarihi:
ANKA
Oluşturulma Tarihi: Ekim 30, 2007 10:16
OECD’nin yeni yayınlanan tarım raporunda yeni gelişmeye başlayan organik tarım uygulamalarının kırsal bölgelerde çiftçiler için gelir kapısı olduğu belirtildi, AB ülkelerindeki teşvikler örnek gösterildi.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından geçtiğimiz günlerde yayınlanan “OECD Ülkelerinde Tarım Politikaları: İzleme ve Değerlendirme 2007” başlıklı raporda organik tarımın üye ülkelerdeki durumu da ele alındı.
TÜKETİCİ PRICE PREMIUM ÖDÜYOR?
“Organikler tüketici ve hükümetlerin ilgisini çekmeyi sürdürüyor” başlıklı bölümde, organik tarımın geleneksel üretim sistemleri ve daha kaliteli gıda gibi talep alanlarının da içinde bulunduğu büyüyen talebe yanıt verdiği belirtildi. Burada ekonomide, “tüketicinin benzer özellikleri olan iki üründen birini seçerken daha iyi olduğuna inandığı mala ödediği artı fiyat” biçiminde tanımlanan “Price Premium”un devreye girdiği belirtilen raporda, hükümetlerin de organik ürünleri teşvik politikaları oluşturdukları kaydedildi.
Az kimyasal madde kullanıldığı için organik tarımın çevreyi daha az kirleteceği ancak düşük verim dolayısıyla daha büyük toprağa ihtiyaç duyulduğu belirtilen raporda, Türkiye ve birçok OECD ülkesinde çevre yasalarının organik tarım destekleyen mevzuatla ilişkilendirilip güncelleştirildiği belirtildi.
AB DESTEKLİYOR?
Avrupa Birliği’ndekiler örnek olmak üzere kimi kırsal kalkınma projelerinde de organik tarımın desteklendiği belirtilen raporda, organik tarımın üç adımı, “Organik üretim yapan çiftliklerin geliştirilmesi, tüketimin artırılıp teşvik edilmesi ve sertifikalandırma- etiketleme gibi konularda kurumsal koordinasyon” olarak sayıldı.
Sübvansiyonlar, vergi ayrıcalıkları, özel kotalar ve kredi kolaylıklarının, organik tarımın kabulü konusunda cesaretlendirici olduğu belirtilen raporda ülkelerin organik tarıma teşvikleri şöyle sayıldı:
“-2006’dan sonra Flanders’in Belçika bölümü, hektar başına prim sistemini, organik tarıma geçişi kolaylaştırmak için basitleştirdi. Ülkede tüketimi ve üretimi teşvik etmek için devlet tarafından üç yıllık promosyon kampanyası başlatıldı.
-İngiltere’de (Kuzey İrlanda), Organik Tarım (Hayvan Barınaklarının Dönüşümü) Projesi, organik çiftlik hayvanı üretiminin gelişimini hızlandırdı. Sisteme başvurular 2005 eylülünden itibaren kapatıldı.
-Almanya üreticilerin organik üretime başlamaları ve sürdürmeleri için ödeme yapmayı sürdürdü. Alman Federal Organik Tarım Planı’nın besin zincirinin “Eğitim, bilgilendirme, danışma faaliyetleri, araştırma ve geliştirme proje desteği ve teknoloji transferi” gibi bütün alanlarını içerdiği belirtildi.
-Fransa gelirlerinin yüzde 40’ını organik tarımdan sağlayan çiftçilere vergi iadesi sağladı. Çiftçilere başka teşvikler de verildi.
-Türkiye 2005’te çiftçileri organik tarıma, aromatik ve tıpta kullanılan bitkileri yetiştirmeye teşvik etmek için kredi faizlerinde değişik alanlara göre yüzde 25-60 arası indirim yaptı.
-Norveç 2006’da devletin satın aldığı sütte, organik süt üreticilerine yüzde 10 kota tanıdı.
Raporda ayrıca, Avrupa Komisyonu’nun Avrupalı üreticileri organik ürünlerde AB logosu kullanıp kullanmama konusunda serbest bıraktığı ithalatta sıkı denetim yapılarak sadece AB standardı taşıyan organik ürünlere izin verildiği anımsatıldı.
TÜKETİCİ PRICE PREMIUM ÖDÜYOR?
“Organikler tüketici ve hükümetlerin ilgisini çekmeyi sürdürüyor” başlıklı bölümde, organik tarımın geleneksel üretim sistemleri ve daha kaliteli gıda gibi talep alanlarının da içinde bulunduğu büyüyen talebe yanıt verdiği belirtildi. Burada ekonomide, “tüketicinin benzer özellikleri olan iki üründen birini seçerken daha iyi olduğuna inandığı mala ödediği artı fiyat” biçiminde tanımlanan “Price Premium”un devreye girdiği belirtilen raporda, hükümetlerin de organik ürünleri teşvik politikaları oluşturdukları kaydedildi.
Az kimyasal madde kullanıldığı için organik tarımın çevreyi daha az kirleteceği ancak düşük verim dolayısıyla daha büyük toprağa ihtiyaç duyulduğu belirtilen raporda, Türkiye ve birçok OECD ülkesinde çevre yasalarının organik tarım destekleyen mevzuatla ilişkilendirilip güncelleştirildiği belirtildi.
AB DESTEKLİYOR?
Avrupa Birliği’ndekiler örnek olmak üzere kimi kırsal kalkınma projelerinde de organik tarımın desteklendiği belirtilen raporda, organik tarımın üç adımı, “Organik üretim yapan çiftliklerin geliştirilmesi, tüketimin artırılıp teşvik edilmesi ve sertifikalandırma- etiketleme gibi konularda kurumsal koordinasyon” olarak sayıldı.
Sübvansiyonlar, vergi ayrıcalıkları, özel kotalar ve kredi kolaylıklarının, organik tarımın kabulü konusunda cesaretlendirici olduğu belirtilen raporda ülkelerin organik tarıma teşvikleri şöyle sayıldı:
“-2006’dan sonra Flanders’in Belçika bölümü, hektar başına prim sistemini, organik tarıma geçişi kolaylaştırmak için basitleştirdi. Ülkede tüketimi ve üretimi teşvik etmek için devlet tarafından üç yıllık promosyon kampanyası başlatıldı.
-İngiltere’de (Kuzey İrlanda), Organik Tarım (Hayvan Barınaklarının Dönüşümü) Projesi, organik çiftlik hayvanı üretiminin gelişimini hızlandırdı. Sisteme başvurular 2005 eylülünden itibaren kapatıldı.
-Almanya üreticilerin organik üretime başlamaları ve sürdürmeleri için ödeme yapmayı sürdürdü. Alman Federal Organik Tarım Planı’nın besin zincirinin “Eğitim, bilgilendirme, danışma faaliyetleri, araştırma ve geliştirme proje desteği ve teknoloji transferi” gibi bütün alanlarını içerdiği belirtildi.
-Fransa gelirlerinin yüzde 40’ını organik tarımdan sağlayan çiftçilere vergi iadesi sağladı. Çiftçilere başka teşvikler de verildi.
-Türkiye 2005’te çiftçileri organik tarıma, aromatik ve tıpta kullanılan bitkileri yetiştirmeye teşvik etmek için kredi faizlerinde değişik alanlara göre yüzde 25-60 arası indirim yaptı.
-Norveç 2006’da devletin satın aldığı sütte, organik süt üreticilerine yüzde 10 kota tanıdı.
Raporda ayrıca, Avrupa Komisyonu’nun Avrupalı üreticileri organik ürünlerde AB logosu kullanıp kullanmama konusunda serbest bıraktığı ithalatta sıkı denetim yapılarak sadece AB standardı taşıyan organik ürünlere izin verildiği anımsatıldı.