Oluşturulma Tarihi: Ocak 18, 2001 00:00
Organ nakillerinde bağışların uygun kişiye doğru ve hızlı olarak ulaşmasını sağlayarak konuya düzenleme getirmesi amacıyla Ulusal Organ Koordinasyon Merkezi oluşturulduğu bildirildi.
Ulusal Organ Koordinasyon Merkezi Koordinatörlüğü'ne oluşturulan kurul üyeleri tarafından seçilen Ege Üniversitesi Organ Nakli Merkezi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun, yaptığı açıklamada, sistemin oluşmasıyla birçok sorunun ortadan kalkacağını bildirdi. Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un konuya büyük önem verdiğini ve yapılan çalışmalara öncülük ettiğini kaydeden Hoşcoşkun, ''Organ nakli konusu bir zincir, bu zincirde tüm kamuoyu var'' dedi.
Hazırlanmakta olan organizasyonla ülke genelinde kadavraların tespit edilerek, organ nakillerinde altyapı ve desteğin Sağlık Bakanlığı tarafından sağlanması imkanı doğacağını anlatan Hoşcoşkun, şu bilgileri verdi:
''Organ nakli konusunda merkez Ankara'da olmak üzere 6 bölge oluşturuldu. Bu bölgelerde birer merkez var. Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Antalya ve Kayseri'deki merkezlere, yakın coğrafyadaki iller bağlandı. Bu merkezlerde 24 saat nöbet tutulacak. Bölgedeki şehirlerden birinde çıkacak donör eğer orada uygun doku veya alıcı bulunamazsa, diğer bölgeler taranacak. Örneğin kalp ve akciğer için 17, karaciğer için 15, böbrek için 22 organ nakli merkezi tespit edildi. Örneğin İzmir'de Yeşilyurt
Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi koordinasyon merkezi olacak, buna bağlı olarak Ege ve Dokuz Eylül üniversiteleri ile SSK Bozyaka ve Tepecik hastaneleri faaliyet gösterecek.''
Amacın, organ naklinin en önemli bölümü olan zamanı iyi kullanma, haberleşme, ulaşım ve ekonomik altyapı desteğinin sağlanarak, organ bağışını artırmak ve kadavra ağırlıklı sistemi oluşturmak olduğunu belirten Hoşcoşkun, sistemin oluşmasıyla, özellikle organ ticaretinin önemli ölçüde azalacağını bildirdi.
''KAPANIN ELİNDE KALIYORDU'' Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı ve Ulusal Organ Koordinasyon Kurulu Üyesi Prof. Dr. İbrahim Astarcıoğlu, kurulun, Türkiye'de halen organ nakillerini düzenleyen yürürlükteki yasalara ve yönetmeliklere yardımcı olacak yönergeleri hazırladığını belirtti. Kurul çalışmaları çerçevesinde karaciğer-kalp,böbrek, kemik iliği nakilleri, kornea, immünoloji ve diyaliz bilim kurulları oluşturulduğunu anlatan Astarcıoğlu, kurulların Sağlık Bakanlığı öncülüğünde 6 aydır çalışmalarını sürdürdüğünü bildirdi.
Organ nakillerinde daha önce sistem oluşmamasından doğan bazı eksikve hataların yaşandığına işaret eden Astarcıoğlu, şöyle konuştu:
''Sistem kurulması, her önüne gelenin (ben yapıyorum) dememesi içinönemli. Bundan böyle yeni bir organ nakli merkezinin açılması için prosedür olacak ve gerekli onaylarla gerçekleşecek. Sistem oluşması ile Organ Nakli Derneği'nin insiyatif ve yetkisine de son veriliyor. Burada en önemli konulardan biri de kapanın elinde kalan organı nakletme döneminin artık sona ermesi. (Organ bulanındır) kanunu çalışıyordu. Kadavradan organ nakli yüzde 10 iken canlıdan organ nakliyüzde 90'dı ve yasada akrabalık şartı da olmadığı için bu tür nakillerde organ ticareti önlenemiyordu, hatta hekim bu ticarette alıcı ile verici arasında komisyoncu gibi kalabiliyordu. Bunların önlenmesiyle organ nakil ve bağışlarına olan güven artacak, şüpheler ortadan kalkacaktır.''
Sistemin oluşmasıyla organın ulusal bir servet gibi ortak paylaşımının sağlanabileceğini kaydeden Astarcıoğlu, halen yılda 40 olan donör sayısını 200'lere çıkartmayı hedeflediklerini söyledi. Astarcıoğlu, İspanya'da yüzde 32, Avrupa'da 15, ABD ve Kanada'da ise 14 olan donör sayısının Türkiye'de 0,5 oranında kaldığını, Türkiye'de yıllık karaciğer nakli bekleyen hasta sayısının 1700-1800, böbrek bekleyenlerin 1800-2000, kalp bekleyenlerin sayısının ise 800'ü bulduğunu hatırlattı.