Güncelleme Tarihi:
Harp Akademileri Komutanlığı tarafından, Yenilevent'teki komutanlığın Atatürk Harp Oyunu ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Dünya ve Türkiye'deki Enerji ve Su Kaynaklarının Ulusal ve Uluslararası GüvenliÄŸe Etkileri'' konulu sempozyum, baÅŸladı.Â
  Â
Sempozyumun açılışında konuÅŸan Orgeneral Faruk Cömert, ''enerjinin ulusal ortamda stratejik bir yaÅŸam kaynağı olduÄŸunu'' vurgulayarak, ''enerji kaynaklarına sahip olmayı ve enerji dağıtımını kontrol altında bulundurmayı amaçlayan ve 19. yüzyıl baÅŸlarında ortaya çıkan mücadelenin günümüzde de sürdüğünü'' söyledi.Â
       Â
''BİRÇOK ANLAŞMAZLIĞIN TEMELİ ENERJİ''
   Â
Orgeneral Cömert, ''bugün birçok anlaÅŸmazlığın temelinde ülkelerin enerji hammaddesi temin etme ve hatta enerji kaynaklarına sahip olma arzusunun yattığını'' dile getirerek, ''ülkeler açısından toplumsal geliÅŸimin saÄŸlanması ve kalkınmanın gerçekleÅŸtirilmesinin ancak enerjiyle mümkün olabildiÄŸini'' kaydetti. Â
  Â
''Enerjinin refahın temel kaynağı olduğuna, ulusal gücün temelinde enerji üretim hammaddelerine ve enerji kaynaklarına sahip olabilmenin yattığına'' dikkat çeken Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Cömert, sözlerini şöyle sürdürdü:
  Â
"TÃœRKÄ°YE, ENERJÄ°DE DIÅžA BAÄžIMLI"
''Türkiye, büyük petrol ve doğalgaz rezervlerine sahip olan Ortadoğu'ya, Hazar bölgesine ve Orta Asya'ya yakın olmanın yanında, anılan bölgelerde üretilen petrolün ve doğalgazın batıya ulaştırılmasında bir 'enerji köprüsü' oluşturan ülke konumundadır.
Ne var ki, dünyada bilinen petrol ve doÄŸalgaz rezervlerinin 3'te 2'sine sahip olan Hazar bölgesi, OrtadoÄŸu ve Orta Asya'ya yakın konumda olan Türkiye, petrol ve doÄŸalgazdan üretilen enerji alanında kendi kendine yeterli bir ülke deÄŸildir. Petrolde yüzde 88, doÄŸalgazda yüzde 100'e yakın dışa bağımlı durumdadır.Â
  Â
"BOR MADENİ ÖNEM KAZANIYOR"
Ancak, geleceğin temiz enerji kaynağı olarak giderek stratejik önem kazanan bor madeninin dünya genelindeki rezervlerinin yüzde 65'i, toryumun ise yüzde 20'si topraklarımızdadır.
Türkiye, dünyada kaynak zenginliği açısından borda birinci, toryumda da ikincidir. Bu doğal zenginlik, gelecekte Türkiye'nin enerji ihtiyaçlarının karşılanmasında ulusumuz ve ülkemiz açısından büyük imkanlar yaratacaktır.''
  Â
Orgeneral Cömert, ''geçmiÅŸten bu yana sanayi devrimiyle ortaya çıkan birçok anlaÅŸmazlığın çoÄŸunlukla enerji kaynaklarının bulunduÄŸu coÄŸrafi bölgelerde meydana geldiÄŸine'' de iÅŸaret ederek, ''bazı ülkelerin bu alanda izlediÄŸi politikalar deÄŸerlendirildiÄŸinde, önemli petrol sahalarının kontrol altına alınmasıyla stratejik boyutta sistemli bir uygulamanın ortaya konulduÄŸunun görüleceÄŸini'' bildirdi.Â
   Â
''TÜRKİYE, BÖLGENİN GÜÇLÜ ÜLKESİ''
   Â
Orgeneral Faruk Cömert, ''kendi petrol ihtiyacını karşılaması için bazı bölgelerde egemenlik tesis etmek isteyen güçler açısından yakın dönem içinde petrol kaynaklarının kontrolü, hammaddenin güvenlik içinde ulaşımı ve ulusal ihtiyaçların karşılanmasında olumsuz geliÅŸmelerin ortaya çıkmasının beklenmediÄŸini'' anlattı.Â
  Â
''Türkiye'nin, yer aldığı coÄŸrafyada demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olma niteliklerinin yanında, jeopolitik konumu, genç nüfus yapısı, dinamik ekonomisi ve sahip bulunduÄŸu silahlı kuvvetleriyle güçlü bir bölge ülkesi olduÄŸunu'' ifade eden Orgeneral Cömert, Türkiye'nin bölge ile de tarihsel, kültürel ve siyasal baÄŸları bulunduÄŸunu belirtti.Â
   Â
''TÜRKİYE ÇOK ÖZEL BİR KONUMA SAHİP''
   Â
Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Cömert, şunları kaydetti:
  Â
''Tüm bu özellikler göz önüne alındığında, Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Kerkük-Yumurtalık boru hatları aracılığıyla Hazar ve OrtadoÄŸu petrollerinin Batıda'ki pazarlara emniyetle ulaÅŸtırılması, Türkiye açısından, Çanakkale ve Ä°stanbul boÄŸazlarından geçiÅŸ güvenliÄŸine katkıda bulunması, ülkede enerji temin kaynaklarının çeÅŸitlendirilmesi, bir 'enerji köprüsü' olarak politik avantaj saÄŸlanması, devamlılık arz eden bir gelir kaynağı teÅŸkil etmesi gibi nedenlerle ayrı bir önem taşımaktadır.Â
  Â
Karadeniz geçişli doğalgaz boru hattıyla batı ve doğu sınırlarımızdan giriş yapan doğalgaz boru hatları da dikkate alındığında, Türkiye'nin bu alanda çok özel bir konuma sahip olduğu görülmektedir.
Bir 'enerji köprüsü' olarak, enerji hammaddelerinin Türkiye üzerinden güvenli akışını etkileyecek girişimler kapsamında bölgeye yönelik üçüncü ülkelerin politikaları da göz önüne alındığında, Bakü-Tiflis-Ceyhan Hattı'nın güvenliği ile bu hatla bağlantılı deniz ulaştırmasının devamlılık içinde ve emniyetle sağlanması, Kıbrıs Adası'na özel bir önem atfedilmesini gerekli kılmaktadır.''
TRANSÄ°T TAÅžIMACILIKTA EKONOMÄ°K KAYNAK
''Türkiye'nin enerji kaynaklarında süratle çeÅŸitlendirmeye gitmesi gerektiÄŸini'' vurgulayan Orgeneral Cömert, ''inÅŸası devam eden Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı'nın yanında, gerçekleÅŸmesi halinde Türkmenistan, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye DoÄŸalgaz Boru Hattı'nında ülkemiz açısından transit taşımacılıkta ekonomik bir kaynak yaratacağını'' söyledi. Â
  Â
Orgeneral Cömert, konuşmasına şöyle devam etti:
  Â
''Türkiye, yüzde 100 bağımlı olduğu doğalgazdan pahalı yöntemlerle elektrik üretmek yerine, bu ihtiyacını alternatif enerji kaynaklarından sağlayacak girişimleri gecikmeksizin başlatmalıdır.
Bu kapsamda nükleer enerjiden istifadenin bir seçenek olarak düşünülmesi hususu, doÄŸal ve çevre koÅŸullarıyla Batılı ülkelerin nükleer santralleri kapatma nedenleri yeniden irdelenerek karar verilmesi gereken bir konu olarak ortaya çıkarken, yenilenebilir enerji kaynaklarının ülkemiz açısından öncelikle deÄŸerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.'' Â
   Â
SU KITLIĞI ÇEKEN 26 ÜLKEDEN 14'Ü ORTADOĞU'DA
KonuÅŸmasında, ''suyun yaÅŸanılan coÄŸrafyada tarih boyunca birçok anlaÅŸmazlığın nedeni olduÄŸunu'' da vurgulayan Orgeneral Faruk Cömert, ''2003'ü 'Tatlı Su yılı' ilan eden BirleÅŸmiÅŸ Milletler'e (BM) göre dünyanın su kaynaklarının giderek tükendiÄŸini'' kaydetti. Â
  Â
''Türkiye'nin su kaynakları bakımından zengin bir ülke olmasına raÄŸmen, BM'nin 'içme suyu krizi yaÅŸayacak ülkeler' arasında Türkiye'yide saydığını'' ifade eden Orgeneral Cömert, ''Dünya Gözlem Enstitüsü'ne göre de dünyada su kıtlığı çeken 26 ülkeden 14'ünün OrtadoÄŸu'da olduÄŸunu'' bildirdi.Â
  Â
Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Cömert, ''bu nedenle bölgedeki mücadelenin temelinde su paylaşımının önemli bir yer tuttuğuna'' dikkat çekerek, şunları kaydetti:
  Â
"TÜRKİYE SU KONUSUNDA OLUMLU TAVIR İÇİNDE"
''Türkiye, sahip olduğu su kaynaklarından komşularının da istifade etmesini sağlamak amacıyla her zaman olumlu tavır içinde olmuştur. Bu tavrı, su sorunlarıyla ilgili imzaladığı anlaşmalara yansımıştır.
Ne var ki, diğer imzacı taraflardan aynı anlayışı görmemiştir. Komşularımızdan bazıları, Türkiye'nin 'sınır aşan suların hakça, akılcı ve en faydalı kullanımı' önerisini reddetmiştir. 'Tarihsel ön kullanım hakkı, matematiksel paylaşım ve ortak kaynakların paylaşımı' gibi hiçbir hukuki gerekçe içermeyen yaklaşımlarla, kendi bakış açıları çerçevesinde karşı öneriler getirmişlerdir.''
   Â
TÃœRKÄ°YE'NÄ°N ''BARIÅž SUYU'' PROJESÄ°
   Â
Orgeneral Faruk Cömert, ''Türkiye'nin, 'bölge ülkelerin su sorununa kalıcı çözüm bulmak, bu ülkelerle iÅŸbirliÄŸi ve aralarında güven ortamı yaratarak bölgede istikrar ve güvenliÄŸe katkıda bulunmak' amacıyla, Ceyhan ve Seyhan nehirlerinden Akdeniz'e akan suların OrtadoÄŸu ülkelerine boru hattıyla ulaÅŸtırılmasını saÄŸlayacak 'Barış Suyu' adlı bir proje geliÅŸtirdiÄŸini'' de hatırlattı.Â
  Â
''SU, SAVAŞIN GEREKÇESİ DEĞİL BARIŞIN ARACI OLACAKTIR''
Türkiye'nin bu projeyi gerçekleştirme imkanı bulamadığını belirten Orgeneral Cömert, ''Bölge dışı güçler tarafından geliştirilen 'su savaşları' senaryoları, sorunların çözümünde olumsuz etkiler yaratmıştır.
21. yüzyılın 'su yüzyılı' olacağı deÄŸerlendirmeleri, yaygın bir kanıdır. Su, gelecekte savaşın gerekçesi deÄŸil, barışın, kalkınmanın ve iÅŸbirliÄŸinin aracı olacaktır'' dedi.Â
  Â
Orgeneral Cömert, sempozyum hakkında da bilgi verdiği konuşmasında, ''Harp Akademileri'nde 'enerji ve su kaynakları' konusunda geniş tabanlı fikir oluşturulmasına katkı sağlamayı amaçladıklarını'' söyledi.