Ordunun komutanı 300 kişiye mi kaldı

Güncelleme Tarihi:

Ordunun komutanı 300 kişiye mi kaldı
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 13, 2009 00:00

Ergenekon soruşturmasında tutuklanan eski Özel Harekát Dairesi Başkan Vekili ve Susurluk hükümlüsü İbrahim Şahin ile ilgili Radikal Gazetesi’nde çıkan haberlere Genelkurmay Başkanlığı yazılı açıklamayla tepki gösterdi.

Haberin Devamı

Açıklamada "700 bin kiÅŸilik bir ordunun komutanının, 150-300 kiÅŸilik yasa dışı bir oluÅŸuma ihtiyaç duymasını düşünmek, gülünç ve gayri ciddi bir durumdur" denildi.  Â

GENELKURMAY Başkanlığı, Ergenekon soruşturmasında tutuklanan eski Özel Harekát Dairesi Başkan Vekili ve Susurluk hükümlüsü İbrahim Şahin ile ilgili, Radikal Gazetesi’nde önceki gün ve dün yer alan haberlere tepki gösterdi. Genelkurmay, Şahin’in "Genelkurmay’la ilişkideyim. 150-300 polis ve askerden oluşacak S-1 adlı birimi kurmak için çalışıyorum. 12 Ocak’ta Genelkurmay’da törenle göreve başlayacaktım" sözlerine sert yanıt verdi. Genelkurmay açıklamasında "700 bin kişilik bir ordunun komutanının, 150-300 kişilik yasa dışı bir oluşuma ihtiyaç duymasını düşünmek, gülünç ve gayri ciddi bir durumdur" denildi.

Açıklamada, "Genelkurmay’dan Metin (Gürak) Paşa ve 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Bekir Kalyoncu Paşa terörle mücadelede yeni yapının müsteşarlığına benim getirileceğimi ve hazırlık yapmamı söylediler" iddiasında bulunan Şahin’in "daha önce aynı tip bir olaydan dolayı mahkûm olmuş ve sağlık durumu tartışmalı olan bir kişi" olduğuna da dikkat çekildi. Genelkurmay’ın internet sitesinden yapılan açıklama şöyle:

TSK’nın adalete güveni tamdır

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yargı ve yargı sürecine, diğer bir deyişle Türk adaletine karşı duyduğu güveni ve saygısı her zaman tamdır. Bu konularda büyük bir dikkat ve hassasiyetle hareket eden TSK’nın, diğer kişi ve kurumlardan da aynı şekilde hareket edilmesini beklemesi de doğaldır.

Şahin’in ifadesini aynı gün yalanladık

Tutuklu İbrahim Şahin’in ifadesine atfen, TSK’nın bazı personeline ilişkin haberlerin, 12 Ocak 2009 tarihinde, bazı yayın organlarında yer alması üzerine yapılan açıklamada, bu haberlerin gerçeği yansıtmadığı, aynı gün kamuoyuna açıklanmıştı.

Soruşturmada gizlilik gereğini hatırlattık

16 Ocak 2009 günü, Genelkurmay Karargáhı’nda yapılan Haftalık Basın Bilgilendirme Toplantısında; soruşturmaların gizli yürütülmesi gerektiği, aksi davranışların yargıya da büyük zararlar verebileceği ifade edilmişti.

Gazete manşetleri çok düşündürücü

(Radikal’in 11 Şubat ’Şahin’in yanıtlamadığı tüyler ürpertici sorular’ ve 12 Şubat’taki ’Fatma Cengiz bilmecesi’ manşetleri için)

Yaklaşık bir ay geçtikten sonra, aynı tutuklu kişiye ait ifadelerin bu sefer büyük bir bölümünün, 11 ve 12 Şubat 2009 tarihlerinde bir gazetede yer alması gerçekten düşündürücüdür. Bu haberler ile; Türk Silahlı Kuvvetleri, bir kurum olarak haberin odağına alınmaktadır. İfadeyi basına sızdıran veya servis edenler, neden 11 Şubat 2009 gününe kadar beklemişler ve bugün bu işlemi yapmaya karar vermişlerdir? Eğer söz konusu gazete bu bilgiye daha önce sahip ise, neden 11 Şubat 2009’a kadar beklemiştir? Sağduyulu medyanın ve kamuoyunun bunu sağlıklı olarak değerlendireceğini umuyoruz. Ayrıca, haberi sızdıran veya servis edenlerin telaş ve acz içinde olduklarına ve çaresiz kaldıklarına da inanıyoruz.

Tuğgeneral Gürak’ın bilgisine başvurduk

11 ve 12 Şubat 2009 tarihlerinde bir gazetede yer alan haberlerde ismi geçen, Tuğgeneral Metin Gürak’ın, hálihazırda yaptığı görevin hassasiyeti dikkate alınarak, konuya ilişkin olarak bilgisine başvurulmuş ve söz konusu kişi ile bugüne kadar hiçbir yerde ve hiçbir şekilde bir temas veya görüşmesi olmadığı tespit edilmiştir.

Sağlığı tartışmalı eski bir hükümlü

700 bin kişilik bir orduya komuta eden, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel niteliklerinden birisini oluşturan "Hukuk Devleti"ne bağlılığı ile tanınan bir komutanın, 150-300 kişilik yasa dışı bir oluşuma ihtiyaç duyması ve bu oluşumu, daha önce aynı tip bir olaydan dolayı mahkûm olmuş ve sağlık durumu tartışmalı olan bir kişiyle yapmaya kalkmasını düşünmek, gülünç ve gayri ciddi bir durumdur. Ancak, böyle bir durumu ciddiye alan kişi ve kurumların mevcut olduğunu görmek ise, gerçekten vahimdir.

Yasadışı kişilerle ilişkimiz olamaz

TSK’nın bir kurum olarak, yasa dışı faaliyetlerde bulunan kişi ve kurumlarla hiçbir ilişkisi olamaz.

Yargının tartışılması çok rahatsızlık verici

Yargının kısır tartışmalar içine çekilmesinden çok büyük rahatsızlık duymaktayız. Yargı üzerinde şüpheler yaratılması, Türk Adaletine karşı yapılabilecek en büyük kötülüktür.

Gazeteciler etik değerlere saygısız mı?

TSK olarak, aşağıdaki soruları sorma ihtiyacını duymaktayız. Bu sorulara verilecek cevapları da merakla beklemekteyiz. a) 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 157.maddesinin, habercilik adına çiğnenmesi bir suç olmasına rağmen, neden bu suçun işlenmesine devam edilmektedir? Bunu yapanların en azından etik değerlere karşı hiçbir saygısı yok mudur?

Fatma Cengiz adlı personelimiz yok

b) Söz konusu ifadede adı sıkça geçen ve Kayseri Hava İndirme Tugayında görevli olduğu iddia edilen tutuklu Fatma Cengiz isimli kişinin, TSK ve Milli Savunma Bakanlığı’nın hiçbir biriminde görev yapmadığı tespit edilmiştir. Fatma Cengiz kimdir? Kime ve hangi amaçlara hizmet etmektedir? Türk Yargısının da bunu açıklığa kavuşturacağına inanıyoruz.

Gazeteden alıntı yapmayana teşekkür

11 Şubat 2009 günü bir gazetede yer alan habere ilişkin, 12 Şubat 2009 günü, birkaç gazete hariç, çok sağduyulu bir davranış içinde bulunan yazılı medyaya da bu hassasiyetinden dolayı teşekkür ederiz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!