Güncelleme Tarihi:
Başkentte bir restorana yapılan polis baskını, hem işletmecilerden hem ailelerden ve hukukçulardan tepki topladı. Park Caddesi’ndeki bir restoranda akşam yemeği yerken olaya şahit olan Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, Çocuk Şube’den polislerin geldiğini, yanında çocuk olan ailelerden kimlik istediklerini ve ardından da ailelere, ‘İçkili lokantada 18 yaşından küçük çocuk bulundu ve ailesine teslim edildi’ diye tutanak imzalattıklarını söylemişti.
Vatan Gazetesi'nden Deniz Güçer ve Özer Şendir'in haberine göre, polisin hiçbir şekilde bir restoranda ailelerden kimlik isteme hakkı olmadığını savunan Feyzioğlu, kanundaki yönetmelik hükmüne dayanarak polisin çocuğa yönelik işlem yapamayacağını söyledi: “Polis Vazife ve Salahiyetler Kanunu’nun 12’nci maddesinde ‘Bar, pavyon, meyhane gibi içkili yerler’ der. Eğer kanun koyucu, ‘içkili mekan’ demek isteseydi, bu kadar açık olarak bar, pavyon, meyhane gibi bir sınırlama koymazdı. Burada kastettikleri, örneğin babasıyla, 17 yaşındaki bir genç, pavyona gidip konsomatrisle oturmasındır. Yani kanun ‘Babam yanımda’ demesin istiyor ve çocuğu koruyor. Ama aile restoranında, her tarafta aileler çocuklarıyla birlikte oturuyorlar. Bana gerekçe olarak 1930’lu yıllardan kalma bir yönetmelik bulunduğunu, buna göre, Turizm Bakanlığı ruhsatlı işletmelerde aileleriyle çocukların içkili mekanda bulunabileceğini, belediye ruhsatlı işletmelerde ise bunun mümkün olmadığını söylediler. Çocuk Şube’nin işlem yapmasını sağlayan bir yönetmelik değildir. Hürriyet kısıtlamaları ancak kanuna dayanır. Yönetmelik hükmüyle polis çocuğa işlem yapamaz, bu suçtur.”
‘Aileler dava açabilir’
“Bu açıkça yetkiyi kötüye kullanmaktır. Aileler de dava açabilirler. Bu yapılan bir tek işletmede olmadı. Sabahtan beri yüzlerce telefon aldım. Herkes, ‘Benim de başıma geldi’ diye arıyor ama korkudan isim vermiyorlar. Ankara Barosu olarak biz yarın (bugün) İçişleri Bakanlığı, Ankara Valiliği, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne, polislerin tespit edilmesini ve gereken yasal, idari işlemlerin yapılarak, Ankara Barosu Başkanlığı’na bildirilmesi talebinde bulunacağız.
Aileler şaşkın
İşletmeciler: Baskı var
Mekan sahipleri ve işletmeciler de çok rahatsız. “Son dönem üzerlerindeki baskının arttığını” söyleyen ve bu yüzden de fotoğraf çekilmesini ve isimlerinin açıklanmasını istemeyen işletmeciler, “Polisler sürekli geliyor, ailelerin yanlarında olmasına rağmen çocuklardan nüfus cüzdanı istiyor. Son dönemde baskılar daha da arttı. Polis haftada bir geliyor. Aileler bize düzgün, kaliteli mekanlar için teşekkür ediyorlar. Çocuklarının batakhane gibi yerlerde bulunmasındansa, gözlerinin önünde kaliteli yerlerde olmasını tercih ediyorlar” dedi.
Gerekçe, 1934 tarihli kanun
Ankara Emniyeti yetkilileri, denetimlerin 1934 tarihli Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’na dayanılarak 1999’da çıkarılan Açılması İzne Bağlı Yerlere Uygulanacak İşlemler Hakkında Yönetmelik uyarınca yapıldığını bildirdi. Yetkililer, yönetmeliğe göre, belediye ruhsatlı işletmelerde yaşı küçük çocuklara içki servisi yapılmasının yasak olduğunu vurguladı. Polis, yönetmeliğe dayanak işyeri sahibi hakkında tutanak düzenliyor ve mekana Kabahatlar Kanunu uyarınca ceza kesiliyor.
Baro Başkanı olayı böyle anlattı
Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, Ankara’da bir restoranda otururken polisin restoranı bastığını ve müşterilerin kimliklerini toplayarak yanlarında çocukları olan ailelere ceza kesmek için tutanak tuttuğunu söyledi. Feyzioğlu yaşanan olayın detaylarını da şöyle anlattı:
* Dün (önceki) akşam saat 8.30 civarında Çayyolu Park Caddesi’nde bir aile restoranına gittik. Buranın nezih bir aile restoranı olduğunu özellikle belirtiyorum. Orada, aileler çocuklarıyla birlikte akşam yemeği yiyorlar. Bu sırada 4 ya da 5 parkalı, ikisi kirli sakallı birileri girdi. Bellerinde silah kabarıklığı, ellerinde telsizler var. Birisi kapının yanında pozisyon aldı. Biri de restoranın arkasında pozisyon aldı. Ondan sonra da yanlarında çocuk olan ailelere giderek tek tek nüfus cüzdanlarını topladılar. Bir tomar nüfus cüzdanı ile dışarda masaya geldiler. Aileler ve çocuklar şok içindeydi.
* Polislerin yanına gittim ve avukat olduğumu belirterek kim olduklarını sordum. Bana polis kimliklerini gösterdiler. ‘Çocuk Şubesi’nden geliyoruz’ dediler. Ne yaptıklarını sorduğumda, ‘İçkili mekanda çocuklarının olması, aileleriyle birlikte dahi olsa, yasaktır, işlem yapıyoruz. Turizm işletme belgesi olsaydı olur da belediye işletme ruhsatı olan yerlere çoçuklar aileleriyle giremez’ dediler. ‘Bu mantıklı mı? Ben çocuğumla giderken ruhsatın turizm ruhsatı mı belediye ruhsatı mı diye sorar mıyım? Bütün batakhaneler, uyuşturucu satılan polis olarak tahmin ettiğiniz yerler kurutuldu ve asayiş sağlandı da şu anda çocukları ailelerden korumak mı kaldı size?’ dedim. Bunun üzerine ‘Bu sizin işiniz değil’ dediler.
* Ben de onlara tuttukları tutanağı sordum. Bana ‘Çocuk teslim tutanağı tutuyoruz’ dediler. Zaten çocuklar içerde travma halinde. Meğer, içkili mekanda bulunan çocukların ailelere teslim tutanağı tutuyorlarmış. Oysa aileler çocukların yanında. Burada yapılan ‘içkili mekana gitme, senin hayat tarzın artık bu ülkede geçerli değil’ demektir. Oradaki aileler şikayetçi olursa, Ankara Barosu olarak tüm hukuki girişimlerinde arkalarında oluruz.