Güncelleme Tarihi:
Lestari henüz birkaç aylık, minik bir organgutan. Yerleştirildiği karton kutunun içinde korkudan büzülmüş yatarken kocaman siyah gözleriyle dikkatlice etrafını süzüyor. Geçen yıl Endonezya'daki ormanların yarısını yutan yangınlarda tüm ailesini yitiren Lestari'nin imdadına genç bir hemşire yetişiyor. Vahşi ormandan bir hayli farklı bir ortamda umutsuzca etrafına bakınan küçük orangutanı bir bebek gibi kucağına alıyor ve ılık sütle dolu biberonu ona doğru uzatıyor. Lestari, kendini hemşirenin şefkatli kollarına teslim ediyor, küçücük yüreğini saran korkularını bir yana bırakıyor ve keyifle biberona veya başka bir deyişle hayata sarılıyor.
Lestari, Endonezya ormanlarını yutan alevlerin kurbanlarından sadece bir tanesi. Lestari'nin yazgısını paylaşan yüzlerce orangutan Wanariset'te oluşturulan bir bakımevinde yaşama yeniden merhaba diyebilmek için çabalıyor.
Bir ‘‘Orangutan Yetimhanesi’’ olarak bilinen hayvan bakımevinin doktoru Willie Smith, orangutanların kendilerine getirildiklerinde korkunç bir durumda olduklarını anlatıyor. ‘‘Orangutanlar geldiklerinde aç, susuz olmanın ötesinde ormanı saran aç kurtçuklar tarafından kemirilmiş vaziyetteydiler’’ diyen doktora göre orangutanlar vakitlerinin yüzde 95'ini ağaç üzerinde geçiriyorlar.
Endonezya ormanlarını geçtiğimiz sonbahar aylarında kasıp kavuran yangınların ağaçları, çiçekleri hatta kökleri kuruttuğunu anlatan Doktor Smith'e göre, karınlarını sadece bunlarla doyuran orangutanların açlığa mahkum olmaları doğal.
Orman yangınları bir yana Endonezya'daki orangutan nüfusunun 10 yılda yüzde 50 oranında düştüğünü ve bugün ülkede sadece 25 bin orangutan kaldığını belirten doktora göre, hayvanlara en büyük zararı insanlar veriyor. Özellikle Endonezyalı çiftçiler ormanın derinliklerine dalıp orangutanların peşine düşüyor ve yakaladıktan sonra zavallı hayvanı 150 dolar karşılığında satıyor. Orangutanların Tayvan, Japonya ya da Amerika Birleşik Devletleri'nde 25 bin dolara kadar alıcısı oluyor.
Wanariset'teki bakımevine getirilen bebek orangutanlar, burada iki ila üç hafta arasında değişen sürelerde karantinaya alınıyorlar. Bu karantina döneminde çeşitli testler yapılıyor. Daha sonra hayvanlar büyük cam kafeslere yerleştiriliyor.
Orangutanlar bu süreç içerisinde, kendileri gibi yetim diğer orangutanlarla sosyal ilişkiler geliştirip, ağaçlara tırmanmayı, ormanlarda yetişen meyveleri yemeyi öğreniyor. Yavru orangutanlar birkaç yıl yetimhanede kaldıktan sonra Endonezya cangıllarına salıveriliyorlar. Birkaç gün yanlarında bakıcıları kalıyor, daha sonra da vahşi doğanın orta yerinde başlarının çaresine bakmaya çalışıyorlar.
Geçen sonbahar, Endonezya'daki ormanların yarısını yok eden yangın, pek çok orangutanı çaresiz durumda bıraktı. Wanariset'te kurulan ve çaresiz hayvanları iyileştirmeyi ve yeniden doğal ortamlarına dönecek şekilde rehabilite etmeyi amaçlayan Orangutan Yetimhanesi, insanın gözlerini yaşartacak olaylara sahne oluyor.