Güncelleme Tarihi:
* Yüz hatlarında sıra dışı bir güzellik, çekicilik var. Nereden geliyor bu kaşın gözün temeli?
- Ankara’da doğdum büyüdüm. Ailem ise Karslı. Baba tarafından Azeri kökenliyiz.
* Anne-baba ne iş yapardı?
- Babam asker, annem Alman Dili ve Edebiyatı hocasıydı.
* Alman disipliniyle büyüdüm demen bundan mı?
- Evet. Annem çok fenaydı bu konuda. Kendisi Almanya’da büyümüş. Çok mükemmeliyetçidir. Her şey kurallı yani. Okuldan geldiğimde “Bugün okulda ne öğrendin” derdi. Her gece sözlü ve yazılı yapardı.
* Çocukluk hayalin var mıydı?
- Oyuncu ve yazar olmak. 6-7 yaşlarındayken küçük öyküler yazıyor, bir yandan da mahallenin çocuklarına tiyatro düzenliyordum.
* 6-7 yaşında bile oyuncu ve yazar olmak istediğine göre bu yönde çalışmaların olmuştur.
- Bir şeyi tüm kalbinle istiyorsan, hayat bir şekilde seni o yola sokuyor. Mesleğimde hiçbir şey altın tepside sunulmadı bana. Üniversitedeyken TV kanallarında çalışmaya başlamıştım, önce kamera arkası sonra kamera önü. Derken reklam teklifleri, ardından oyunculuk. Yazarlığa gelirsek, kendimi bildim bileli yazıyordum ama profesyonel anlamda yazdıklarımı ortaya çıkarmam dört-beş sene önce gerçekleşti.
OYUNCU OLDUM DİYE BABAM İKİ SENE BENİMLE KONUŞMADI
* Ekonomi okudun ama oyunculuğa başladın. Normal mi bu?
- Annem, babam istedi iyi bir bölümde okumamı. Ama ben televizyonda iş yapmaya başlamıştım okurken. İlk işim “Çılgın Bediş”ti.
* Ailenin tepkisi ne oldu?
- Babam küstü. İki sene konuşmadı benimle. O zaman sektör şimdiki gibi değil. Bu işten para kazanılmaz, bu işin sonu pek iyi olmaz diye bakıyorlar. Hatta başıma bir şey gelir diye korkuyorlardı.
* Nasıl kandırdın peki?
- E sonuçta kızıyım yani, ne yapabilir ki başka... Fakat sonradan bir işimi izlerken çok duygulanmış, benimle gurur duyduğunu söylemişti.
* Dönüm noktam dediğin iş?
- “Yaprak Dökümü”. Önce 13 bölüm teklif edildi, ama karakter o kadar sevildi ki 170 bölüm devam etti.
AHMET HAKAN BANA KÖSTEK OLDU
* İlk kitabın çıktığında “Ahmet Hakan’la sevgili oldu, sonra kitap yazmaya başladı” dedikoduları çıktı. Neler hissettin o dönemde, kendini anlatmakta zorlandın mı?
- Hayır. Çünkü okuyucum öyle düşünmüyor. Bu bir yol ve ancak yıllar sonra anlaşılabilir kısa vadeli misin yoksa uzun vadeli mi...
* Ama işte bunu bir tek sen biliyorsun.
- O dönemde Ahmet’in bana bir yardımı olmadı. Hatta tam tersi köstek bile oldu diyebilirim.
* Ahmet sen karar verdikten sonra da desteklemedi mi?
- Yok.
* Köşe yazarlığı konusunda?
- Hayır, hiç. Zaten köşe yazarlığı da ilk kitabım çıktıktan sonra teklif edildi bana.
* Senin Ahmet’i seçme sebebin, yazıyla ve kitaplarla bu kadar iç içe olman olabilir mi?
- Bazı kadınlar yakışıklı, bazıları zengin erkek ister, benim için de entelektüel birikim çok önemli. O sırada da öyle bir şey oldu.
DİZİDE ÖPÜŞTÜĞÜM İÇİN SEVGİLİM BENİ BIRAKTI
* Aşk ve ilişkiler şekil mi değiştirdi günümüzde?
- Eskiden aşklar daha tutkulu, daha büyükmüş. Şimdi yok, çünkü artık engel yok. Engel aşkın doğasındaki en önemli yapı taşı... Günümüzde o kadar kolay ki her şey...
* Kolay elde ettiğin şey aşk olmuyor yani...
- Aynen. Kolay elde ettiğin zaman onun bir değeri kalmıyor.
* Kolay aşık olur musun?
- Olurdum eskiden. Şimdi neredeyse hiç.
* Neden?
- Eskiden aşka aşıktım. Tek mutluluk kaynağımın bu olduğunu düşünürdüm. Şimdi mutluluğum dış dünyadan bir şeye bağlı değil. Ben mutluyum zaten. Bunu fark etmek, mutlu olmak için başkalarına bağımlı kalma durumunu ortadan kaldırıyor. Hayatıma ruh eşim diyebileceğim birini almak isterim artık. Başka türlü kapılarım kapalı.
* Senin Ahmet’ten sonra bilinen, duyulan başka bir ilişkin olmadı herhalde değil mi?
- Olmadı. En son uzun süreli ilişkim de bitti geçenlerde.
* “Karşımdakinin bana ayak uydurması zor” demişsin. Nedir ayak uyduramadıkları?
- İşim.
* Engel mi oyunculuk ilişkilere? Kıskançlık mı oluyor?
- Evet, büyük kıskançlık oluyor. Ya da bana mı hep öylesi rastlıyor, bilemiyorum.
* Aslında çok da kıskançlığa sebep olacak hareketlerde bulunan biri değilsin.
- Doğru. Gece hayatım sıfır, işe gidip eve geliyorum.
* Kıskandıkları ne o halde?
- Potansiyel görüyorlar. Mesela bazen eve gece 3’te, 4’te geliyorum. Setteyim çünkü. Ama anlayamıyorlar bu durumu.
* Birine aşık oldun, “oyunculuğu bırak” dedi sana...
- Bu oldu zaten. Çok âşıktım. O dönemde “Yaprak Dökümü”-
nde öpüşme sahnem var. Çocuk “Böyle bir sahne çekmeyeceksin herhalde. Benden ayrılmayı mı planlıyorsun?” dedi. Önce “nasıl hallederim”e baktım. Yönetmen “Bu sahneyi çekmek istiyorum” dedi. Sonunda o sahneyi çektim ve ayrıldık.
EN BAŞTAN ÇIKARICI ÖZELLİĞİM ZEKAM
* Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığın röportaj çok konuşuldu ve beğenildi.
- Akşam’da yazıyorum. Israrla iyi yazamıyor, edemiyor diyorlar. Bunun üzerine ben de böyle bir şey yapayım, nasıl soru sorulurmuş görsünler dedim.
* Neden devam etmedin röportajlara?
- Gazeteci olmak gibi bir isteğim yoktu. Kitap yazmak yetiyor bana.
* Kılıçdaroğlu’na sormuşsun “Sizce en baştan çıkarıcı özelliğiniz nedir?” diye. Ben de sana soruyorum şimdi...
- Zekam...
BAŞAK SAYAN'DAN 2014 TAHMİNLERİ
Hakan Kırkoğlu’ndan dört yıl astroloji eğitimi alan Başak Sayan, ülkemizin haritasına baktı ve 2014’ten beklentilerini sıraladı:
“Satürn Türkiye’nin haritasında geçen yıl gençleri ve genç nüfusu yöneten beşinci eve girdi.
Bu sınırlayan, bazı gerçeklerle yüz yüze getiren, kontrol eden ve sağlam bir temel inşa etmemizi sağlayan bir gezegen. Girdiği evde yeniden bir yapılanma süreci yaratır. Ülkemizin beşinci evine geçen sene girdi, 2015’e kadar o noktada kalacak. Bu ev akrep burcudur.
Akrep kontrol eden, güç isteyen, dayanıklı, asla pes etmeyen, ya hep ya hiç diyen, çok dayanıklı bir enerjiyi simgeler.
Yani gençlerin tavrı bu yönde olacaktır, ki zaten etkileri Gezi olayları sırasında gördük. 2014’ün ekim ve kasımında genç nüfus ve gençleri ilgilendiren konularda bazı gelişmeler söz konusu olacak. Mars ülkemizin yönetimi ilgilendiren evine birkaç gün evvel geçmiş bulunuyor ve temmuz ayına kadar burada kalacak.
Bu esnada mart ayında gerilemeye girecek. Yönetime ait konular mercek altında olacak ve bu alanda bazı gerginlikler, hükümetin politikasını ilgilendiren konularda çekişmeler ve mücadelelerin yaşanacağını öngörebiliriz.
Özellikle bu aralık ve ocak aylarında toprağa ve vatana yönelik konular ile hükümet karşı karşıya kalabilir. Ve Mars’ın konumundan dolayı kaş yapayım derken göz çıkarma durumları yaşanabilir.
Dış politika konularında yönetime yönelik bir baskı söz konusu olmaya başlayacak gibi. Ocak sonuna kadar olan dönemde maddi beklentilerde biraz frene basmak gerekebilir.
Venüs’ün gerilemeye gireceği bu dönem, kişisel hayatlarımızda da ikili ilişkilerin testten geçeceği bir süreç olacak.”