Güncelleme Tarihi:
İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB), bugün İtalyan opera dehası Gioachino Rossini’nin 28 yaşında bestelediği “II. Mehmed Operası”nın prömiyerini gerçekleştirecek. Eserin orkestrasını dünyaca ünlü İtalyan şef Alessandro De Marchi yönetirken, rejisörlüğünü de ünlü İtalyan sanatçı Renato Bonajuto üstleniyor. Eser, Fatih Sultan Mehmed’in Eğriboz kuşatması sırasında aşık olduğu Anna’nın hikâyesini konu ediniyor. Sahnede Fatih Sultan Mehmed’e ise İDOB’un ünlü opera sanatçıları Burak Bilgili ve Doğukan Özkan hayat verecek. İki sanatçıyla temsil öncesinde padişah rolleri ve üzerinde aryalarını seslendirecekleri at Çilli’yi konuştuk. Burak Bilgili şunları aktardı:
‘KONTROLÜ ÇOK ZOR’
“Atı sahnede kontrol etmek zor. Çünkü heyecanlanıyor. Bizim tecrübemiz var da atın tecrübesi yok. Atın sahibi de ilk defa böyle bir şey yapıyor. Atların duyma frekansları bizden daha fazla. Prova yaptık at ile çok uyumlu bir at ama tabii ki atın üstünde söylemek zor. Fatih Sultan Mehmed sahneye geldiği zaman onun bir gösterişi olması lazım. Atın üzerinde söylemesi gerçekten zor. Atın sahibi tutmasa yapmam zaten bunu. Koro var, orkestra var, sis var, ışık var, bir çok etken var. Onun sakinleşmesi, korkmaması lazım. Temsil sırasında da sahibinin tutması lazım. Beni tanımıyor. 1985’te ilk oynandığında taht ile getiriyorlar. Ama bizde tahtta getirme diye öyle bir gelenek yok.
‘ROSSİNİ HAYAL EDEMEZDİ’
Rossini’nin bunun yazma sebebi o dönemde Macar Avusturya İmparatorluğu’nun onlara bir baskı uygulaması. Rossini’nin burada bir dünyanın Fatih’ini yazmasının sebebi biraz da ülkeyi ayağa kaldırmak. Eğriboz Savaşı bayağı kanlı geçiyor. Fatih alırken bayağı bir uğraşıyor. Karşısına sevdiği kadın Anna çıkıyor. Rossini bir Türk karakterini canlandırdığı zaman, bir Türk opera sanatçısının söyleyeceğini hayal edemezdi bence. Bir Türk’ün Türk rolünü Rossini operasında söylemek benim için çok değerli. Fatih Sultan Mehmed’in sahnede asilliğini, yüceliğini göstermek tabii ki çok kolay bir şey değil. Hele Rossini söylemek çok daha zor. Bizim için çok önemli olan bu prodüksiyonda iki İtalyanla beraber çalışmak. Hem şefin İtalyan olması hem rejisörün İtalyan olması bizim için çok büyük avantaj. Türkiye’de iki İtalya’nın gelip bir İtalyan operasını, Rossini’yi yapması çok önemli.”
Doğukan Özkan da şunları söyledi: “Provalardan önce bir eğitim aldık. Atın üzerinde üç - dört dakika kadar aryamızı söylüyoruz. Biraz zorlanıyorum. Çünkü at seslerden, gürültüden bazen gergin olabiliyor. Eser çok güzel, rolü söylemek çok güzel. Fatih’i canlandırmak inanılmaz keyifli ve gurur verici.”