Onun evi şantiyeler! 'Benim rüyam bile viyadük'

Güncelleme Tarihi:

Onun evi şantiyeler Benim rüyam bile viyadük
Oluşturulma Tarihi: Mart 21, 2022 07:00

İTÜ mezunu yüksek inşaat mühendisi Ebru Dinar, İstanbul metrosunda güzergâh kontrolü olarak başladığı mesleğinde Alibeyköy Viyadüğü şantiyesinde saha sorumlusu olup, kariyerinde zirve yaptı. 10 yıl ev tutmadan şehir şehir dolaşarak farklı projelerde çalışan Dinar, “Erkek egemen bir sektör olması beni hırslandırdı” diyor.

Haberin Devamı

İnşaat sektöründe çalışanların yüzde 99’u erkek. Şantiyelerde kadın çalışan yok denecek kadar az. İnşaat Yüksek Mühendisi Ebru Dinar adeta kural olan bu geleneği kıran isimlerden biri. İnşaat mühendisliğini ‘sahada çalışmak’ için seçmiş; “Fiziği ve matematiği çok seven biri olarak inşaatlarda çalışmayı hep çok ilgi çekici buldum. Erkek egemen bir sektör olması beni hırslandırdı. Masa başı çalışmak için değil bizzat sahada çalışmak için bu mesleği seçtim. 220 kişilik bölümde sadece 5 kadın öğrenciydik. Hem girmesi hem de bitirmesi çok zor bir bölüm. Hem okumak hem çalışmak için bu mesleği sevmek gerekiyor. Çok kalabalık bir erkek grubuyla birlikte okuyorsunuz ama okulda çok güzel dostluklarım oldu. ‘Ebru zaten bizden’ derlerdi. Staj yaparak meslek hayatıma başladım. Ankara’da içme suyu arıtma tesisinde staj yaptım. Daha sonra küçük şantiyelerde çalışmalara başladım. Çalıştığım tüm şirketlerin ilk kadın saha çalışanı oldum.”

Haberin Devamı

KENDİMİ İSPAT ETMEM İSTENDİ

Birkaç farklı projede çalıştıktan sonra İstanbul metrosunun yüklenici firmasında işe başlayan Dinar, bu görev sayesinde kariyerinde önemli aşamalar kaydetmiş:

Onun evi şantiyeler Benim rüyam bile viyadük


“Normalde yeni mezun bir inşaat mühendisi işe şantiye şefi olarak alınır. Ancak kadın olduğum için bana böyle yaklaşılmadı. Kendimi ispat edip bu görevi hak etmem beklendi. İlk olarak güzergâh kontrol görevinde çalıştım. Metro yapılacak bölgenin üzerindeki binaların kolon ve kirişlerini kontrol ediyorduk yani risk ölçümü yapıyorduk. Bağcılar, Yüzyıl Mahallesi, Mahmutbey bölgesinde girip çıkmadığımız bina kalmadı. Güzergâh kontrolü görevi benim hedefime giden yolda ilerlememi sağladı. Kendimi ispat ettikten sonra projenin gözbebeği şantiyelerinden biri olan Alibeyköy Viyadüğü şantiyesinin sorumluluğunu bana verdiler. Meslek hayatımdaki en mutlu olduğum anlardan biriydi.”

HEM PROJE HEM MOBBİNG

Bu viyadüğün inşaat özellikleri açısından çok değerli bir yapı olduğunu belirten Dinar, “İlk şantiye şefliğimdi, farklı teknikler kullanılması gerekiyordu, geceleri rüyamda görüyordum. Çok zor ama çok keyifli bir süreçti” diyor. Bu süreçte kadın olduğu için çok sıkıntı yaşadığını anlatıyor:

Haberin Devamı

“Teknik zorlukları yüksek bir yapıydı. Herkesin gözü üzerimdeydi. Bir yandan çok destekleyenler bir yandan da başarısızlığını bekleyenler var. Bu bahsettiğim şantiyede 15 farklı bölgede saha var ve 15 farklı şef var, bunlar da birbiriyle rekabet içerisindeydi. Müdürüm kadın şantiye şefiyle çalışmak istemiyordu. Kadınların sahada çalışmaması gerektiğine inanıyordu ve benim o sahada çalışmamam için elinden gelen her şeyi yaptı, çok yoğun mobbing altında yürüttüm projeyi.

MÜDÜR SONRA ÖZÜR DİLEDİ

Beni bir üst yönetim seçmişti ama raporlamayı o kişiye yapıyordum. Sırf benimle konuşmamak için benim yanıma bir şantiye şefi işe aldı, birlikte yapacaksınız bu işi dedi. Oysa projenin tüm detaylarını ben biliyorum ancak müdür soruları diğer mühendis arkadaşıma soruyordu. Bir yandan projenin hatasız yürümesi gerek bir yandan insanların bu tavırlarıyla uğraşıyorum. Yeni gelen mühendis arkadaşım da bunun yanlış olduğunu fark etti ve ayrıldı. Projeyi ben bitirdim. Daha sonra bana bunları yapan müdür özeleştiri yaptı ve yaptıklarından dolayı özür diledi.”

Onun evi şantiyeler Benim rüyam bile viyadük


İŞÇİLERLE AİLE GİBİYİZ

Haberin Devamı

“Peki işçilerle nasıl bir diyaloğunuz var?” diye soruyorum Dinar’a. İçi çok rahat bir şekilde yanıt veriyor:

“Çalıştığım tüm ekip arkadaşlarım kadın saha şefine çok hızlı bir şekilde adapte oldu. Hatta ‘Şef sizin gelmeniz çok iyi oldu, biz kendimize çeki düzen verdik’ diyenler oldu. Zamanla aileden biri gibi oluyorsunuz. Pek çok ekip arkadaşımla hâlâ konuşurum, eşlerini çocuklarını sorarım. Siz üstünlük sağlamak için özel bir çabaya girmezseniz kimse de size kadın şefsiniz diye saygısızlık etmiyor. Ben ekip arkadaşlarımdan yana hep şanslıydım.”

YETKİLİ OLDUĞUMA İHTİMAL VERMİYORLAR

Dinar meslek hayatı boyunca sık sık yaşadığı bir durumu gülümseyerek anlatıyor: “Örneğin inşaata birisi gelir ve yetkili arar. Bir arkadaşa gider, ‘Şantiye şefi siz misiniz?’ der. Sonra başka bir arkadaşa sorar. Asla benim yanıma gelmezler. Çünkü ihtimal vermiyorlar oranın sorumlu müdürü olabileceğime. Ben de hiç ses etmiyorum. Çünkü eninde sonunda beni bulacak.”

Onun evi şantiyeler Benim rüyam bile viyadük


10 YIL EV TUTMADIM

Haberin Devamı

Yazın sıcakta kışın soğukta sürekli dışarıdasınız. Gecesi gündüzü yok. Sabah 08.00’de gireriz şantiyeye akşam asla 06’da çıkamayız. 36 saat ayakta aralıksız çalıştığımı bilirim. En yoğun anda bile tam performans vermeniz gerekir. Çünkü her an çok önemli kararlar almak gerekiyor. Ben yorgundum hata yaptım deme lüksünüz yok. Hep dinç ve enerjik olmak gerekiyor. Ben bizi biraz pamuk işçileri gibi görüyorum. Bir projede çalışıyoruz ardından başka bir şehir ya da ülkede başka bir projeye geçiyoruz. Benim 10 yıl sonra ilk kez bu sene evim oldu. Bizim iş 24 saat sürdüğü için işin başında kalmak önemli. 10 yıldır hep şantiyelerde yaşıyordum.

İLK KEZ AVANTAJLI OLDUM

Haberin Devamı

Ebru Dinar’ın son çalıştığı şirket yenilebilir enerji alanında. Nordex, Türkiye’de rüzgar enerjisi santrallerinin inşası alanında mesai yapıyor: “Büyük tonajlarla ve yüksekte çalışıyoruz. Rüzgâr verimliliği yüksek olan yerlerde ağır iş makineleriyle kurulum yapıyoruz. Hayatımda ilk kez bu şirkette kadın olduğum için dezavantajlı değil avantajlı oldum diyebilirim. Şirketin ilk kadın saha müdürü oldum. Şirket yönetimi bunu olumlu karşıladı ve çok önemsedi. Üst yönetimden sahaya tüm çalışma arkadaşlarım destek verdi.”

'BURAYI BİZ YAPTIK' GURURU

Kadın inşaat mühendisleri olarak konfor alanından çıkmamız gerektiğini düşünüyorum. Temiz kıyafetlerle işe gitmek, düzenli bir hayat elbette güzel ama konfor alanından çıkınca farklı ve keyifli bir dünya var. Bir ekiple bir amaç uğruna çalışmak, o sorumluluğun altına girmek bambaşka bir his. Bütün projeler bana bir sanat eseri gibi geliyor. Örneğin Alibeyköy Viyadüğü’nü gördüğümde ‘Burayı biz yaptık’ diyerek duygulanıyorum.

ZAMANLA YARIŞ

Bizim işte zamanla yarış var. Örneğin bir iş bitecek ki diğer ekipler girsin. Demir, kalıp ve beton aşamasının gecikmemesi önemli. Eğer bir iş sarkarsa tüm iş sarkıyor bu da hem organizasyonel açıdan hem maddi olarak herkesi zarara sokar. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!