Güncelleme Tarihi:
Dokudan ve Yüksel, camide yaralılara tıbbi müdahale yapılmasaydı onlarca kişinin ölebileceğini ya da hayatlarına engelli olarak devam edeceklerini belirtti.
İSTANBUL 55. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen 255 sanıklı Gezi davasının 2’nci gününde duruşmaya asistan doktorlar Sercan Yüksel ile Erenç Yasemin Dokudan’ın da arasında bulunduğu 11 tutuksuz sanık katıldı. İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali Çerkezoğlu, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey üyesi Prof. Dr. Osman Öztürk de duruşmada izleyici olarak yer aldı. ‘Suçluyu kayırma ve ibadethaneleri kirletmek’ iddiasıyla 10 aydan 6 yıl 4 aya kadar hapis istemiyle yargılanan asistan doktorlar Sercan Yüksel ile Erenç Yasemin Dokudan şunları söyledi:
HEKİM REFLEKSİYLE
Sercan Yüksel: Yaralıların camiye doğru götürüldüğünü görünce gazdan etkilenmiş olmama rağmen hekim refleksi ile yardım için camiye gittim. Kapıdan girerken sivil görevli bir arkadaş ayakkabılarımı çıkartmamı hatırlattı. Ayakkabılarımı çıkartarak içeri girdim. Durumu ağır hastaların hastanelere sevk edilmesi için ambulans çağırdık. Ancak 2 ya da 3 kez, o da çok gecikmeli olarak ambulans geldi. Camide sigara içildiği iddia edilmekte. İçerisi kalabalık, dışarıdan yoğun gaz geliyor, kimsenin sigara içmesi mümkün değildi. Yiyecek içecek sokulduğu söyleniyor, ağır yaralıların olduğu bir yerde insan yiyecek, içecek düşünmez. Bizi suçluyu kayırmakla itham ediyorlar. Yaralı gelen birine suçlu olup olmadığını kesinlikle sormuyoruz. Orada ağır hastalara müdahale etmeseydik, çok fazla ölüm olabilirdi. Camide bulunduğumuz sürede kapı hiç kilitlenmedi. Polis grubu da zaman zaman kapının önüne kadar geliyordu ancak içeride sağlık görevlilerinin yaralılara müdahale ettiğini bildikleri için hiçbir şekilde müdahale etmediler. Orada yaralılara müdahale eden tüm sağlık görevlilerine teşekkür etmek istiyorum. Camiyi kirlettiğimiz söyleniyor. Kafası, gözü yaralanan insanların kanının halıya bulaşması olağandır. Bu kirletmek değildir.
DEPREM GİBİYDİ
Erenç Yasemin Dokudan: Saatler ilerleyince hem yaralı sayısı hem de yaraların ağırlık derecesi arttı. Çok farklı branşlardan hekimler oradaydı. Bu da bizim için büyük şans oldu. Onlar olmasaydı yaralılar ambulansla hastaneye transfer edilemediği için caminin içerisinde hayatlarını kaybedebilirlerdi. Biz de caminin içerisinde gazdan etkilendik. Caminin önünde ve yakınlarında çokça gaz sıkıldı. Tıpkı deprem gibi, sel gibi olağanüstü bir durum vardı.
HİPOKRAT’I YENİDEN SELAMLAMA
Suçlamalar beni çok şaşırttı. Tıp fakültesinde yanlış mı öğrendim diye düşündüm. Suçlamalardan sonra mesleğimin tüm etik bilgilerine yasa maddelerine tek tek baktım. Yaptığımız şeyin, yapmamamız durumunda suç olacağını öğrendim. Hem hukuken hem vicdanen hem de tıbbi etik açısından doğru olan şeyi yaptığımı düşünüyorum. Şimdi dönüp baktığımda orada olmasam hayatını kaybedecek ya da hayatına engelli olarak devam edecek onlarca insan olduğunu görüyorum. Bu nedenle orada olan bütün sağlık görevlileri ile gurur duyuyorum. Bu davayı Hipokrat’a ağıt olarak değil, Hipokrat’ı yeniden saygıyla selamlama şansı olarak görüyorum.”
250 doktor kendini ihbar etti
DURUŞMA sonrası 250 doktor da Gezi Parkı eylemleri sürecinde sağlık hizmeti sundukları gerekçesiyle yargılanan meslektaşları ile yargılanmak için kendilerini ihbar etmek amacıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe verdi. Doktorlar, Dolmabahçe Bezm-i Âlem Valide Sultan Camisi’ne sığınan yaralılara sağlık hizmeti sunan meslektaşları hakkında dava açılması nedeniyle, aynı süreçte tıpkı meslektaşları gibi sağlık hizmeti sunduklarını, yaralılara sağlık hizmeti sunmak suçsa aynı davada yargılanma talebinde bulundular.
Hipokrat yargılanıyor
DURUŞMANIN sona ermesinin ardından Çağlayan’daki Adalet Sarayı’nın önünde İstanbul Tabip Odası, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve Adli Tıp Uzmanları Derneği üyelerince yapılan açıklamayla Sercan Yüksel ile Erenç Yasemin Dokudan’a destek verildi. Türk Tabipleri Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan yargılananın iki hekim değil, Hipokrat olduğunu söyledi. Basın açıklamasını okuyan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Doktor Hakan Hekimoğlu da “Doktor Dokudan ve Yüksel’in şahsında yapılmakta olan bu yargılanma, Hipokrat’tan bu yana yani 2500 yıllık yazılı ve pratik geleneği olan, iyi ve onurlu hekimliğin yargılanmasıdır” dedi.