Onlara iyi bakın, yoksa...
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 29, 2004 13:35
McDonald's'ın CEO'su Jim Cantalupo'nun ölmesi, ardından CEO olan Charlie Bell'in bağırsak kanseri olması gündeme yeni bir tartışma konusunu taşıdı. Şimdi iş dünyası, yöneticilerin sağlık problemlerini kamuoyuna duyurup duyurmamayı konuşuyor. Amerikan Yönetim Birliği'nin araştırmasına göre dev şirketler, milyar dolarlarla oynayan yöneticilerinin sağlığıyla yeterince ilgilenmiyor.
‘‘Yağmurdan sonra güneş açar‘‘ derler. Ancak fast-food devi McDonald's için durum böyle olmadı. Önce, 19 Nisan'da şirketin CEO'su Jim Cantalupo kalp krizinden öldü. Yönetim kurulu, 'yumuşak bir geçişle' başkan Charlie Bell'i CEO'luğa getirdi. Aradan iki hafta geçmeden bu sefer Bell'e kalın bağırsak kanseri teşhisi kondu. Hemen ameliyata alınan Bell, CEO'luk görevine devam etme kararı aldı. Fortune Dergisi'nin haberine göre, bütün bu gelişmeler sonucunda McDonald's kriz yönetimindeki başarısından dolayı yatırımcılardan takdir topladı. Diğer taraftan, farklı bir konu daha gündeme geldi.
Şimdi, ABD'de iş dünyası şirketlerin, yöneticilerinin sağlığı hakkında ne kadar bilgi sahibi olmaları gerektiğini tartışıyor. Özellikle de McDonald's gibi devleri yönetenlerin sağlık durumlarının hissedar ve çalışanlarla ne derece paylaşılması gerektiği tartışma konusu oluyor.
Mayo Clinic gibi kurumların yöneticilere yönelik uyguladığı sağlık programlarına son birkaç yıldır büyük ilgi var. Buna karşılık, Amerika Yönetim Birliği'nin (American Management Association) araştırmasına göre ABD'li şirketlerin yalnızca yüzde 22'si yöneticilerini bu tarz programlara gönderiyor.
Kurumsal yönetişim uzmanı Nell Minow bu oranı yetersiz buluyor. Minow, ‘‘Yönetim kurulu, CEO'nun görev yapmasını ve görevde kalmasını etkileyecek her tür faktörden sorumludur. Bunu başaramazsa görevini ihmal etmiş olur‘‘ diyor.
Beyin avcısı Tom Neff, yönetim kurullarının sağlık konusunu gündeme getirmedikleri görüşünde. Genelde işleyen mantık ‘‘Sağlıklı görünüyorsa, sağlıklıdır‘‘ şeklinde oluyor.
Ayrıca, bir yönetici hasta olduğunda neler yapılması gerektiğinine dair kesin belirlenmiş standartlar yok. Örneğin, otomotiv şirketi Tenneco'nun CEO'su Mike Walsh 1993'te beyninde tümör olduğunu öğrendiğinin ertesi günü bunu bir basın toplantısıyla açıkladı. Diğer taraftan, TLC Beatrice adlı holdingin sahibi Reginald Lewis 400 milyon dolarlık bir servet ile en zengin Afika bazlı Amerikalı'ydı. Beyninde tümör olan Lewis, hastalık durumunun açıklanmasının ertesi günü hayatını kaybetti.
Amerika'daki 'engelliler yasası', işverenlerin adayların hastalık geçmişi hakkında soru sormasını yasaklıyor. İşverenler ancak iş ile ilgili sorular sorabiliyor. McDonald's yöneticisi Bell, verdiği demeçte şubattan beri kendini kötü hissettiğini ama CEO'luğa getirildiği zaman kanser hastası olduğunu bilmediğini söylemiş.
Şimdi, ABD'de iş dünyası şirketlerin, yöneticilerinin sağlığı hakkında ne kadar bilgi sahibi olmaları gerektiğini tartışıyor. Özellikle de McDonald's gibi devleri yönetenlerin sağlık durumlarının hissedar ve çalışanlarla ne derece paylaşılması gerektiği tartışma konusu oluyor.
Mayo Clinic gibi kurumların yöneticilere yönelik uyguladığı sağlık programlarına son birkaç yıldır büyük ilgi var. Buna karşılık, Amerika Yönetim Birliği'nin (American Management Association) araştırmasına göre ABD'li şirketlerin yalnızca yüzde 22'si yöneticilerini bu tarz programlara gönderiyor.
Kurumsal yönetişim uzmanı Nell Minow bu oranı yetersiz buluyor. Minow, ‘‘Yönetim kurulu, CEO'nun görev yapmasını ve görevde kalmasını etkileyecek her tür faktörden sorumludur. Bunu başaramazsa görevini ihmal etmiş olur‘‘ diyor.
Beyin avcısı Tom Neff, yönetim kurullarının sağlık konusunu gündeme getirmedikleri görüşünde. Genelde işleyen mantık ‘‘Sağlıklı görünüyorsa, sağlıklıdır‘‘ şeklinde oluyor.
Ayrıca, bir yönetici hasta olduğunda neler yapılması gerektiğinine dair kesin belirlenmiş standartlar yok. Örneğin, otomotiv şirketi Tenneco'nun CEO'su Mike Walsh 1993'te beyninde tümör olduğunu öğrendiğinin ertesi günü bunu bir basın toplantısıyla açıkladı. Diğer taraftan, TLC Beatrice adlı holdingin sahibi Reginald Lewis 400 milyon dolarlık bir servet ile en zengin Afika bazlı Amerikalı'ydı. Beyninde tümör olan Lewis, hastalık durumunun açıklanmasının ertesi günü hayatını kaybetti.
Amerika'daki 'engelliler yasası', işverenlerin adayların hastalık geçmişi hakkında soru sormasını yasaklıyor. İşverenler ancak iş ile ilgili sorular sorabiliyor. McDonald's yöneticisi Bell, verdiği demeçte şubattan beri kendini kötü hissettiğini ama CEO'luğa getirildiği zaman kanser hastası olduğunu bilmediğini söylemiş.