Önce kafalara kalite belgesi

Güncelleme Tarihi:

Önce kafalara kalite belgesi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 07, 2001 00:00

‘Akıllı kart’ SSK ve Bağ-Kur'u kurtaracak mı Sayın Okuyan?BAĞ-KUR ve SSK'da 32 milyon kişiye verilmesi öngörülen akıllı kart olayına karşılık Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) sert açıklamasından söz eden ‘‘832 milyon dolarlık anlaşılmaz pazar’’ başlıklı yazımız çıktığı gün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, Eskişehir'in altını üstüne getirtti.SSK Bölge Hastanesi'nin 'TS EN ISO 9002 Kalite Belgesi' alması nedeniyle artık herkesin rahatsız olduğu 'abartılı' bir tören yapıldı. Gündüz saatlerinde havai fişekler atıldı, THK uçakları hastanenin üzerinden uçuruldu. Bir toplu sünnet düğününde bile bu kadar 'şenlik' olamaz. Okuyan konuşmasında bir de 'müjde' verdi:‘‘Şu ana kadar 8 hastanemiz kalite belgesini aldı. Yıl sonuna kadar 15 hastanemiz daha kalite belgesi alacak. Önümüzdeki yılın sonunda ise ISO 9002 kalite belgesi alan SSK hastanesi sayısı 40'a ulaşacak, Türkiye'nin her yerindeki hastanelerimizde hiçbir hastamız kuyrukta beklemeyecek.’’Bu bir Yaşar Okuyan vaadidir. Yapınca da bazı sorular akla gelir:Bu belgeyi hangi yabancı firma veriyor; Türkiye'deki temsilcisi kim? Kaç bin dolara mal olmaktadır? Bu firmanın, ANAP'a garanti belgesi veren firma ile bir ilişkisi var mıdır? Kalite belgesi verilirken, hastanelerde kaç ay inceleme yapıldı?MERNİS PROJESİ VARKEN...Bu projeden sonra gelelim, Okuyan'ın esas SSK ve Bağ-Kur otomasyon projelerine...DPT'nin açıklamasında yer alan 'şirket yönlendirmesi' iddiasına henüz yanıt yok Okuyan'dan... Bizi arayanlar, bu şirketi merak ediyorlar. Otomasyon ihalesini alacak şirket mi Okuyan'ı, yoksa Okuyan mı şirketi yönlendiriyor?Okuyan, SSK'daki 300 yolsuzluk dosyasından söz ediyor; bir yandan da DPT'yi kendisini 'engellemekle' suçluyor.DPT, bu fakir halka yeni yük getirilmesin, vatandaşlara her kurum numara vermesin, uygulama birliği olsun istiyor.Devlet, herkese bir vatandaşlık numarası veren MERNİS Projesi'nin sonuna gelmişken, SSK'ya, Bağ-Kur'a, Emekli Sandığı'na ayrı ayrı numara verilmesine gerek var mı? Nüfus müdürlüklerinden verilen vatandaşlık numarası varken, ayrıca Maliye Bakanlığı'nın vergi numarası vermesi ise ayrı bir konu.VATANDAŞLIK NUMARASIİnsanların cüzdanları 'akıllı kart'larla doldu. Bakanın ileri sürdüğü gibi bu kartlara, öyle sigortalının hastalığı, doktoru, aldığı ilaçlar ile röntgen ve MR'ın kopyalarının yüklenmesinin ancak dijital bir sistemle olabileceği belirtiliyor. Dolayısıyla, 32 milyon üye için hastaneler arasında iletişim ağı kurmak öyle kişi başına 26 dolarlık maliyetle olacak şey değil. Bunu bize bir bilgisayar uzmanı açıklıyor. SSK ve Bağ-Kur, 'telekart' gibi bir numara vermeyi amaçlıyorsa, biraz düşünmek gerekiyor.MERNİS projesi, 26 yıldır süren bir proje... Vatandaşlık numarası tamam, sadece kartın basımına sıra geldi. Bunun için de elektronik altyapının değiştirilmesi için Nüfus ve Vatandaşlık Yasası'nın değiştirilmesi gerekiyor. Bu nedenle hazırlanan tasarı, komisyondan geçti; ancak Okuyan bir şeye karşı çıktı. Ve sonunda ‘‘Vatandaşlık yasasına SSK ve Bağ-Kur giremez’’ diye bir hüküm ekletti ısrarla tasarıya.Bütün ülkeler tek numara sistemine dönerken, 840 milyon dolarlık 'meçhul proje'de neden ısrar edilir? SSK ve Bağ-Kurlular'ın primlerini ödeyemez hale düştüklerini Yaşar Okuyan bilmiyor mu?TanıyınADALET Bakanlığı İnşaat Dairesi Başkanlığı görevini yürüten Nuri Seçkin'in Adalet Bakanlığı tarafından lojman olarak kullanılan Ankara, Çevre Sokak'taki binasının çatı onarımı işindeki ödemelerden dolayı Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığını biliyor musunuz?(İmzası saklı bir müteahhit)Sayın Yücelen hangisi doğru?İÇİŞLERİ Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, geçenlerde Tokat'ın Sulusaray ANAP İlçe Başkanı Mustafa Der'e çok kızdı. Bu her bakanın, kendi örgütüne gösterebileceği bir davranış değildi. Çünkü örgüte kızılmazdı.Ama gelin görün ki, Bakan Yücelen bunun tam dersini yaptı. Sulusaray Kaymakamı Ayhan Işık'ı, kendilerini kapıda karşılamıyor diye görevden alınmasını isteyen, aksi halde istifa tehdidinde bulunan ve bu istemlerini karar defterine dahi getirip adeta bakana 'tebliğ' eden örgüte ne yapılabilirdi? Burada bakan, siyasetçi kimliğini bir yana bıraktı ve haddini bilmez örgüt hakkında gereğinin yapılması için genel merkeze başvurdu.Yücelen, bürokratlarını korumuştu. Buraya kadar alkış... Belki de, Sulusaray örgütü, önümüzdeki günlerde partiden ihraç edilecek.Ancak Adana'dan gelen bir telefon, bakanın bu kez tam tersi davranış içine girdiğini gösteriyor.Başta, ANAP Milletvekili Mehmet Ali Bilici'nin kardeşi olmak üzere bir kısım 'işbitirici'yi gözaltına alıp sorgulayan o zamanki Adana Organize Suçlar Şube Müdürü Erkan Tarancı'yı görevden alarak Ordu'ya; Tarancı'nın yerine bayrağı teslim alan Mehmet Avcı'yı da Edirne'ye gönderdi. Şimdi bu tayinde özellikle milletvekili Bilici'nin etkin olduğu ve 'intikamını' aldığı söylenildiğine göre Yücelen'e sormak gerekir. (ANAP Milletvekili Musa Öztürk'ü de unutmayın.)Hangi kararınızın arkasındasınız Sayın Yücelen?Örgütün bakanlığınıza müdahalesine tepki gösterdiğiniz kararınızın mı, yoksa milletvekili arkadaşınızı kırmayarak görev yapan bir polisi cezalandırdığınız son kararınızın mı?'Olur böyle vakalar'YIL 1958... Mısır Çarşısı'nda baharatçılık yapan İspanyol asıllı zengin Albert Veksman Yeşilköy'de esrarengiz şekilde öldürülüyor. Günümüzde Üzeyir Garih cinayetini andırıyor. Polis, katilin eşkaline uyan bir banka çalışanını yakalayıp cinayeti 'itiraf' ettiriyor. Olayın sözde tatbikatını izleyen haberciler arasında Doğan Katırcıoğlu da bulunuyor. Genç gazeteci, cinayet tatbikatı sırasında polisçe oynanan 'komedi'ye isyan edince gözaltına alınıyor. Bankacı sanık ise tutuklanıyor. Ancak gazeteci sezgisiyle olayda bir bit yeniği olduğuna inanan Katırcıoğlu'nu daha sonra 'ilahi adalet' haklı çıkarıyor. Gerçek suçluyu, nişanlısı ihbar ediyor. Katilin cinayeti işledikten sonra birliğine sığınan bir astsubay olduğu anlaşılıyor.Cinayet Masası Şefi Şerafettin Kılıçtekin, ihbarcıya ‘‘Neden nişanlını ele veriyorsun? Bak, bir aya kadar evlenecekmişsiniz?’’ diye sorduğunda genç kadının yanıtı tokat gibi oluyor:‘‘Amca, hiç katil adamla evlenilir mi?’’Bu öykü, Babıali'nin duayen gazetecisi Doğan Katırcıoğlu'nun 'Olur Böyle Vakalar' (Market Press Uluslararası Basın Ajansı) adlı 412 sayfalık kitabında anlatılıyor. Kitap, bugünlerde bizlere gerekli galiba. (0212-528 18 24-519 38 08)MESAJAKTAŞ'ın, Beykoz Riva abonesiyim. Elektrik saatime bakmak için gelen görevli yere düşerek kırılan saatin camının olmaması nedeniyle 314 milyon 700 bin lira ceza kesti. Kendisine kaçak olmadığını gösterdim, ‘Beni ilgilendirmez, ben kaçak işlemi yaparım’ diyerek gitti. Tüm itirazlarıma rağmen bir sonuç alamıyorum. Bugüne kadar gelen faturaları zamanında ödedim. Bir kırık cam yüzünden bu kadar para cezası kesilir mi? Benim bu parayı kazanmak için kaç ay çalıştığımı biliyor musunuz? Bu ayıptır. Rızvan KARAOĞLU-İSTANBUL111 mi büyük, 62 mi?GÖCEK Belediye Başkanlığı tarafından yapılan petrol istasyonunun 10 yıllığına kiraya verilmesi ihalesine katıldım. Kapalı zarf usulü ile yapılan ihalede 111 milyar ödemede bulundum. Ancak belediye yetkilileri, ikametgáh belgemin eksik olduğunu ileri sürerek ihaleyi 61 milyar teklif eden kişiye vererek yolsuzluk yaptılar. Belediyeyi şahsi çıkarları doğrultusunda zarara uğrattılar. Yapılan yolsuzluğun soruşturularak belgelenmesini ve sorumluların cezalandırılmasını istiyorum.Nurgül ÇEPEL-GÖCEKSAMSUN'da Atakum Belediyesi kıyıyı bilinçsizce tahrip ediyor. Deniz kenarlarına yapılan ucube havuzlar, kıyıyı tahrip ettiği gibi görüntü ve gürültü kirliliği ile sahilde yaşayan vatandaşlarda huzur bırakmadı. Bir belediye, halkın huzurunu sağlaması gerekirken rahatsız etmek için elinden geleni yapıyor. Çevreci nutuklar atan belediye başkanının, sahili böyle hoyratça kullanmasına dur diyecek bir makam yok mu?Selim KILIÇ-SAMSUN
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!