Güncelleme Tarihi:
Microsoft Türkiye bugüne kadar dört genel müdür gördü. Üçüncü isim Haluk Maga, bir anlamda 'en şanssız' genel müdür oldu. 2000 yılı temmuz ayında Suudi Arabistan'daki görevini devredip Türkiye'ye geldi. Eylülde işe başladı, kasımda, Türkiye, tarihinin en ağır kriz dönemlerinden birine girdi. Ekonomik kriz, görev yaptığı üç yıl boyunca sürdü. Bilgi teknolojileri (BT) sektörü yüzde 60'a varan bir daralma yaşadı.
Microsoft Maga'nın liderliğinde bu stresli ve güç dönemi 'büyüyerek' aşmayı başardı. Ancak, Maga geçtiğimiz yıl şirketten ayrılma kararı aldı.
Ayrılık kararı iş dünyasında tam bir şok yarattı. Bu kadar güçlü, kazançlı, itibarlı, BT sektöründe herkesin hayallerini süsleyen bir görev nasıl ve neden bırakılabilirdi?
AÄ°LEME ODAKLANDIM
Yaklaşık iki ay önce Maga'yla ilgili yeni bir haber yine herkesi şaşırttı. Yaşadığı Kemerburgaz'da, ünlü restoran zinciri Tike'nin şubesini açmıştı.
Microsoft'u ve Maga'yı izleyen gazetecilerden biri olarak Türkiye'ye geldiğinde ilk röportajı yapmıştım. Ayrılık sonrası ilk röportajını yapmak da bana kısmet oldu. Herkesin merak ettiği soruların yanıtlarını aldığımı düşünüyorum.
Kriz dolu üç yıl görev yaptın. Bu stresli ortamda ruhsal ve fiziksel değişimler yaşadın mı?
- O süreçte en çok ihmal ettiğim konu ailemdi. İnsan çok doğal olarak yapıyor bunu. Bir anda aile sorumluluklarını çok göz ardı edip, işe odaklanıyor. Mola verdiğimden bu yana oğlum Ali ile çok daha yakınım, daha çok vakit geçiriyorum. Oğlum 3.5 yaşında. Sağlıkla ilgili sorunları belli bir rehabilitasyonla geri koyabilirsin ama aile ve insan ilişkilerine verdiğin darbeyi geriye koyman pem mümkün olmayabiliyor.
Peki bu 'ihmal' senden mi kaynaklanıyor? Senin görevinde birisi hem aileyi hem de işi iyi götürebilir mi?
- Bilmiyorum. Yaşadığımız dönemde insanın dışarıya çıkıp olaylara bakabilmesi bazen mümkün olamayabiliyor. Bir daha aynı şeyi yaşayacak olursam her şeyden feragat edebilirim ama ailemden asla etmeyeceğimi biliyorum.
Microsoft'tan ayrıldıktan sonra beyin avcıları peşine düştü mü?
- Ayrılma kararımı verdiğim andan itibaren çok yoğun şekilde çeşitli seviyelerde, çeşitli pozisyonlar için hep peşimde oldular. Hepsine yaz sonuna kadar hiçbir şeyle ilgilenmeyeceğimi, bu zamana ihtiyacım olduğunu anlattım. Sonra konuşuruz dedim. Ayda 3-4 görüşme isteği geliyordu. Şimdi de bu istekler devam ediyor. Ama kimseyle görüşmedim. İş dünyasından çok kopmak da doğru değil. İnsan çalışma hızını kaybedebilir. Bunu sporcu kondisyonu gibi düşünürsen o kondisyonu kaybetmemek lazım. İkinci olarak unutulma problemi var. O nedenle ikisinin dengesini iyi tutarak bu molayı vermek istedim. Bu tabii sonsuza dek sürecek bir şey değil. 2004'ün sonlarına doğru bir iş yapılanması içinde olacağım.
Bu süreçte iş anlamında neler yaptın?
- 6-8 ay çalışmayacağım dedim, şu anda onu yaşıyorum. Benim bazı alışkanlıklarımı törpülemem gerekiyordu. Son üç aydır bir yandan da restoran işiyle ilgileniyorum. Tike'de müşterilikten partner'lığa geldim. Bunu, bana farklı bir hayat tecrübesi kazandıran, ayaklarımın yere basmasını sağlayan hayatımdaki bir geçiş noktası olarak görüyorum.
SON DEĞİL, ARA
Tike’yle ortaklık nasıl gelişti?
- İyi müşterilikten, iyi bir dostluğa ulaştı ilişkimiz. Bizim buralarda (Kemerburgaz) böyle bir şey yapalım, dedik. Onlar dört ortaklar. Benim orada yaptığım olay, burada oturduğum için işin daha iyi hale gelmesini sağlamak, insanlarla ilişki kurmak vs. Yüzde 50-50 ortağız.
Sonraki adımın nedir?
- Tabiki tekrar iş hayatına dönmek. Sonsuza dek bu durum süremez. Eninde sonunda iş hayatına geri döneceğim. Profesyonel olarak mı dönerim, farklı bir şeyler mi yaparım, o biraz da önümüzdeki süreçte önüme çıkacak alternatiflere bağlı. Ben yaşadığım süreci son nokta değil, 'ara' olarak görüyorum.
Başarının senin için tanımı değişti mi?
- Biraz günün, anın keyfini çıkarabilmek benim için daha önemli bir başarı kriteri oldu. İç huzurun olması başarı. İç huzurun yoksa istersen en başarılı insan ol önemli değil. Dönüp dolaşıp ülser, migren, başka hastalıklar olarak geliyor.
Kararım nedeniyle herkes şok geçirdi
BT sektöründe herkesin rüyalarını süsleyen bir pozisyondaydın. Çevrendeki insanlar bu kararına nasıl yaklaştılar?
- Herkes için şok oldu. Bırak profesyonel çevremi, arkadaş çevrem ciddi bir şok yaşadı. Bu süreci iyi yönettiğimi düşünüyorum. Kararı verdiğim dönemle kararı uygulamaya geçirdiğim dönem arasında bir altı ay zaman var. O süreç içinde şirket olarak bir sürü şey yaşadık ve bunu çok iyi idare ettik. Herhangi şekilde sızıntı olmadı.
Uçakla Türkiye turu yaptım
İşten ayrıldıktan sonra hobilerinle ilgili neler yaptın?
- Geçen yaz uçmaya başlamıştım. Küçük tek motorlu bir 'pırpır' uçak aldım. Pilotluk lisansını alabilmek için çok zaman ayırmak gerekiyor. 45 uçuş saati, 45 tane yarım gün demek. Bu süreyi benim normal iş hayatı içinde deneme şansım yoktu. Beş sene falan sürerdi. Geçen yıl sonu itibariyle lisansımı aldım. O zamandan beri fırsat buldukça uçuyorum. Bir ay önce yarım Türkiye turu yaptım.
Kendimden son derece memnunum
Kendini lider olarak görüyor musun?
- Özellikle zor zamanlarda bazı zor kararları alırım. İnsanlara doğru delegasyon yaparım. Sorumlulukları dağıtıp, hesabını sorarım. Bir yerden bir yere doğru gidişatta, tecrübe, kariyer, eğitim, çocukluktan gelen şeyler ve genetik olarak doğru bir mikse sahip olduğumu düşünüyorum. Zor dönemde bunu gösterdiğime inanıyorum. O açıdan da açıkçası kendimden son derece memnunum.
GENÇLER SORDU MAGA YANITLADI
Haluk Maga ile röportajı yalnızca biz yapmadık. Gençler sordu, Maga yanıtladı. Okurlarımız her hafta ünlü bir konuğa soru sormaya devam edecek
Yusuf Güney      Âinfoyusuf@yahoo.co.uk
Marmara Endüstri Mühendisliğinde okuyorum. Temel mühendislik dersleri alıyoruz. Staj yaparak yoğun bir yaz dönemi geçireceğiz. Ancak stajlarda fazla bir şey öğreneceğimizi düşünmüyoruz. Bir projede yer almanın daha faydalı olacağı söyleniyor. Projeler hakkında bir şey bilmiyoruz. Bu konuda örnek verip ufkumuzu açabilir misiniz?
YANIT: Kendinizi geliştirecek proje bulmak ve çalışmak için en güzel yöntemlerden biri sivil toplum kurumlarıyla işbirliği içinde olmak. Benim de kurucuları arasında olduğum, İbrahim Betil'in önderliğinde çalışmalarını yürüten Toplum Gönüllüleri Vakfı üniversite öğrencileri ile hem yaz döneminde hem de tüm yıl boyunca birbirinden yararlı projeler yaratan bir vakıf. Bunun gibi bir sürü dernek ve vakıf var. Onlarda gönüllü çalışmanızı tavsiye ederim.
Erem KesginÂerem@ug.bilkent.edu.tr
Bilkent Bilgisayar Mühendisliğinde okuyorum. Dördüncü sınıftayım. Gelecekte sizin sahip olduğunuz gibi bir kariyere ulaşmak veya parmakla sayılan ve aranan bir uzman olmak istiyorum. Okulumu bitirdikten sonra neleri, nasıl yapmamı önerirsiniz?
YANIT: Bana göre parmakla sayılan ve aranan bir uzman olabilmek için şunlar önemli: Farklılaşmayı başarabilmek. Zayıf yönlerini geliştirmeye uğraşmak yerine, onları bilip, kabul edip; kuvvetli olduğun konu ve alanlara odaklanarak bu alanlarda yüksek başarı için çalışmak. Sonuç odaklı çalışmak. Çok çalışmayı kastetmiyorum. Mesele ne kadar çalıştığınız değil ne sonuç alabildiğinizdir.
ErdoÄŸan Esenkal Âesenkal@mega.com.tr
Bir üniversite mezununun, çağdaş yönetim sistemlerini uygulayan, kurumsallaşmış çokuluslu bir şirkette veya ülkemizin önde gelen şirketlerinde (kariyer planlaması olan) kariyer yapabileceği iyi bir işe - yönetici adayı olarak girebilmesi için ne gibi niteliklere sahip olması gerekiyor? Üniversite eğitimi sırasında üniversite dersleri haricinde, kişisel gelişimi için neler yapmalı?
YANIT: Önce parantez içindeki (kariyer planlaması olan) konusuna değinmek istiyorum. Bana göre bu işin kolayına kaçmak. Daha doğrusu bu laf insanların kendilerini kandırdığı basmakalıp bir deyişten öteye gitmiyor. Gerçek şu ki, 'kariyer planlaması olan şirket' diye bir şey yok. Ya kariyerine sahip çıkan, amaçları ve hedefleri olan bireyler var ya da bunu kendisi adına başkalarının yapmasını bekleyen, hayal dünyasında yaşayan ve suçu kendinde aramak yerine başkalarını suçlayan bireyler. Üniversite eğitimi sırasında ise çalışmak, yazın staj yapmak veya okul, dersler izin verdiği ölçüde part-time dahi olsa çalışmak çok önemli. Çünkü insan hayat, kariyer ve kendiyle ilgili birçok sorunun cevabını çalışma ortamında bulabiliyor.
Emrah CENGÄ°ZÂemorayt@hotmail.com
Başta ABD ve AB ülkelerinde olmak üzere son 4-5 yıldır uzaktan eğitim hızla yayılıyor. Türkiye bu konuda henüz gerilerde. Türkiye’nin uzaktan eğitime geçiş süreci size göre ne kadar zaman alır? Kariyerimi bu alanda yapmak istiyorum. Yakın gelecekte Türkiye bu alanda yol kat eder mi?
YANIT: İnternet ve bilgi teknolojilerindeki inanılmaz gelişim,ÿenönemli faydalarından birini eğitim alanında gösterdi. Uzaktan eğitim bu çağın önemli kazanımlarından biri. Bu konuda ülkemizdeki durum hayal kırıklığı yaratmış olabilir ama bu sizin azim ve arzunuzu kırmamalı. Birkaç yıl gecikmeli dahi olsa, e-learning kavramı hem eğitim hem de kurumsal projelerde yoğunlukla kullanılacak. Bu konuda belki kendi iş tecrübemden bir örnek verebilirim: 1993 yılında Microsoft’ta çalışmaya başladığım zaman konuştuğum birçok kişi ’yazılım mı, o da ne demek’ diyordu.
Aydın Gürler aydingurler@ekolay.net
35 yaşındayım. Sevmediğim bir işi (muhasebe) yapıyorum. Bu saatten sonra işimi bırakıp hayata yeniden başlamamı önerir misiniz?
YANIT: Sevmediğiniz bir işi yapmaktansa hayata yeniden başlamayı yaşınız ne olursa olsun hararetle öneririm.