Güncelleme Tarihi:
Sevdikleri müziği öğrenerek icra etme peşinde olan ve kendilerini blues'a adayan Moe Joe grubunun ilk albümü Chicago İstanbul Mainline Ada Müzik etiketiyle çıktı. Moe Joe grubundan
Sarp Keskiner ve Feramerz Ayadi ile hayli olaylı bir hikayesi olan albümleri ve blues hakkında konuştuk.
Moe Joe grubunun kuruluşu 1994 yılına kadar uzanıyor. Grup o tarihte Feramerz Ayadi ve Vefa Karatay tarafından kurulmuş. 1996 yılında İstanbul Blues Kumpanyası'ndan Sarp Keskiner ve İlhan Babaoğlu'nun katılımıyla kadrosunu yenileyen grup 1998 yılında Tuğrul Aray'ın katılımıyla son halini almış.
Kayıtlarına 1998 yılı Haziran ayında başlanan ‘‘ChicagoİstanbulMainline’’ albümü bu Kasım ayı başında Ada Müzik etiketiyle yayınlandı. Albümün hazırlıklarının başlamasıyla piyasaya çıkması arasındaki on sekiz aydaysa Moe Joe grubu çeşitli badireler atlatmış. Önce kayıt yaptıkları stüdyo yanmış, birlikte çalıştıkları arkadaşlarını yarı yolda bırakmamak için stüdyonun eski haline dönmesini beklemişler. Ardından da deprem felaketi, ekonomik kriz ve plak şirketinin başka albümlerin çıkışını ön sıraya koyması derken albümün çıkışı geciktikçe gecikmiş.
Nihayet o şirketten ayrılıp Ada Müzik'e geçince sevgili albümlerine kavuşmuş Moe Joe. Grubun adı esasen uğur getiren eşya anlamına gelen ‘‘Mojo’’ sözcüğünden geliyor ama bu ismin patentini almak çok zor olduğu için bu ismin sadece okunuşuyla yetinmiş grup.
Geleneksel formlar
1994'te kurulan bir müzik grubu 2000 yılında albüm çıkarana kadar geçen zaman zarfında ne yapar? Tabii ki Moe Joe grubu da boş durmamış ve İstanbul'da çalmadıkları bar ve kulüp kalmamış. Ayrıca Adana, İzmir ve Ankara'da da konserler vermiş.
90'larda gerçekleştirilen popüler çizgideki blues prodüksiyonlarından ayrı bir yerde durduklarını söyleyen Moe Joe, 1960'ların kayıt tekniklerini güncel teknolojiyle birlikte kullanarak farklı bir ses kullanmayı hedefliyor.
Blues'un geleneksel formlarına çok sadık olduklarının altını sık sık çizen Moe Joe grubu tamamı İngilizce olan on bir şarkılık albümlerinin ‘‘bir halk müziği’’ albümü olduğunu söylüyor. Kendilerini daha iyi ve rahat ifade ettikleri için İngilizce sözler yazmayı tercih eden Moe Joe grubu, ‘‘Siz hiç İngilizce söylenmiş türkü duydunuz mu? Dolayısıyla yöresel özelliklerine sadık kalmış bir blues şarkısı da İngilizce'den başka bir dilde söylenemezdi’’ diyerek meramlarını anlatıyorlar.
Bununla birlikte blues'un son derece evrensel bir müzik formu olduğunu, ayrıca başta caz ve rock olmak üzere bütün popüler müziklere kaynaklık ve hammaddelik ettiğini söylüyor Moe Joe. Ayrıca grup üyelerine göre blues sadece kökenlerinin bulunduğu Amerika'da değil, günlük hayatla çok bağlantılı bir müzik olduğu için coğrafya farkı gözetmeden dünyanın her köşesinde icra edilebilir: ‘‘Yeter ki çok büyük bir aşkla sevilsin, merak edilsin, iyice araştırılsın ve en önemlisi sebatla, hiç bıkmadan usanmadan üzerinde çalışılsın.’’
‘‘Blues bir dil, insan bu dili öğrendikten sonra her türlü insani duyguyu ve durumu anlatabilir, enstrümanlarıyla konuşabilir. Bizim en çok kızdığımız bu dilin dejenere edilmesi ve otantikliğinin bozulması. Blues'dan yola çıkarak blues esintili işler yapabilirsiniz ama o artık blues olmaz’’ diyen Moe Joe, sadece sevdiği müziği iyi yapmaya çalışan bir grup olduklarını ve Türkiye'de blues'u sevdirip tanıtmak gibi bir misyonlarının bulunmadığını belirtiyor.
Unutmadan, albümde gerçek blues meraklılarının tadına varabileceği, aynı zamanda yaratıcılarının da favorisi olan Chicago Southside&Westside, Louisiana stili parçaların yanı sıra bossa nova ve funk formunda parçalar da var. Yapısal özellikleri bozulmadan, geleneksel blues kalıpları içinde icra edilmiş hakiki blues'dan hoşlanıyorsanız bu albüm tam size göre.