Güncelleme Tarihi:
TERÖRLE mücadele, devlet büyüklerini koruma, keskin nişancı, bomba imha, çatışma, keşif, pusu, baskın, meskun mahal operasyonları gibi kritik görevlerde bulunan emniyetin seçkin birimi Özel Harekât’ta görevli Zeynep Kübra ile Celal’in evliliğe giden hikayelerini dinledik. İkili, meslekte yaşadıkları zorlukları, Özel Harekât’çıların yaşamlarını, sevinçlerini, üzüntülerini anlattı. 10 aylık Mehmet Celal adındaki bebekleriyle sevinçlerine tanıklık ettik. Zeynep Kübra, “Göreve gidenin değil, geride kalanın işi daha zor” derken, eşi Celal, “Bizimki bir ömürlük nöbet. Görevdeyken vatan-bayrak nöbeti, öbür tarafta aile, eş ve çocuk” ifadelerini kullandı.
İşte Özel Harekât’çı ailenin Hürriyet’e anlattıkları:
SIRTIMI DAYADIĞIM DAĞ GİTTİ
Zeynep Kübra: Dinlediğim hikâyeler, kahramanlıkları görünce özel harekât polisi olmaya karar verdim. Bu kararı aldığımda üniversite öğrencisiydim. Bir an önce bu üniformaya kavuşmak için üniversiteyi 3 yılda bitirdim. Eğitimdeki başarımın ardından hayalini kurduğum üniformayı giydim. Babam beni bu üniformayla görmeyi çok istedi. Üniformayı giydiğimde o dönem hastanede tedavi gören babama koştum. Hastaneye vardığımda babam son nefesini vermişti, sırtımı dayadığım dağ beni bırakıp gitmişti. O gün Özel Harekât’taki tüm ekip buradan kalkıp Kayseri’ye bana desteğe geldi. Babamı kaybetmiştim ama bir aileye, bir yuvaya kavuştuğumu anladım.
6 aylık hamileyken eşim Celal, Zeytin Dalı harekâtına katıldı. Afrin’e ilk giren ekibin içinde yer alıyordu. Celal Afrin’deyken bugün 10 aylık olan çocuğuma babasının ismini vermeye karar verdim. Eğer Celal’imin başına bir şey gelirse ve şehit olursa ismini oğlumuzda yaşatmak istedim ve Mehmet Celal ismini verdik. Çok zor bir meslek, bu mesleği seçeceklere tavsiyem her şeyden önce anne-babalarının rızasını almaları. Bu meslek gönül kırgınlıklarını kaldırmaz, sevgi ve dua ile yol alır. Bu üniformanın üzerinde şehitlerin kanı, gazilerin hatıratları var.
GERİDE KALANIN İŞİ ZOR
Eşim görevdeyken daha zor, göreve gidenin değil, geride kalanın işi daha zor. Geride kalanın aklı kalıyor. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında 44 şehit verdik. O şehitlerinden biri de adaşım, aynı zamanda Kayserili hemşerim Kübra Doğanay’dı. Arkadaşımdı, canımın yarısı gitti. Onun ismini taşıyorum, ama aynı zamanda acısını da hüznünü de.
‘NÖBETTEYKEN BABA OLDUM’
Özel harekât polisi Celal: Biz ölümle sözleşmemizi bu yola girerken imzaladık. Özel Harekat tamamen gönüllük esasına dayanır. Ayrılmak isteyene ‘Peçeteye yaz’ derler. Çünkü gönüllüsün sen, bunun resmi evrakı yok. Zeynep Kübra ile evliliğimiz de bir ömürlük imza. Her şeyi bilerek, bu mesleğin zorluklarını, yaşayacaklarımızı, şehadet dahil her şeyi göze alarak imza attık. Bizimki bir ömürlük nöbet. Görevdeyken vatan-bayrak nöbeti, öbür tarafta aile, eş ve çocuk. Nöbetteyken baba oldum, Zeynep Kübra, Mehmet Celal’imizi dünya getirdi. Nöbet bittikten sonra koşa koşa oğluma ve eşime koştum. Zeytin Dalı harekâtında görev aldım, eşim 6 aylık hamileydi. Zor bir hamilelik geçiriyordu, bana ihtiyacı vardı. Bundan daha önemli olan vatan ve bayrak için görev beni bekliyordu. Afrin’e gittiğim gün geride bıraktığım eşimi, karnındaki 6 aylık oğlumu unutmak zorundaydım. Bu meslekte geride bıraktıklarını düşündüğün an, yapacağın en küçük bir hatta sadece kendi değil birlikte görev yaptığın arkadaşlarının hayatına mal olabilir, aklın geride bıraktıklarında kaldığında, onları düşündüğün canını tehlikeye atıyorsun demektir.”
KURSTAN NİKAH MASASINA
Zeynep Kübra ile Celal’in aşkı 2016’da Özel Harekât kursunda başladı. İkili, Özel Harekât’çı olmak için attıkları ilk adımda tanıştılar. Zeynep Kübra, “Çok zor bir eğitim döneminden geçiyorduk. Celal ile hem eğitim sürecinde hem de dışarıda birbirimize destek olduk. Özel Harekât’a adım attıktan sonra evliliğe karar verdik. Ömür boyu birbirimizi bağlayan sevginin temelini atmıştık, 2017 yılında da evlilik kararıyla resmiyete döktük” dedi.