Güncelleme Tarihi:
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu tarafından 15 Temmuz darbe girişimine karşı yürütülen soruşturma kapsamında ilk iddianame, Gölbaşı’nda bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda darbeci general Semih Terzi’yi öldürerek, darbe girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir’in şehit edilmesiyle ilgili hazırlandı.
FETULLAH GÜLEN’İN BİLGİSİ VE TALİMATI İLE YAPILDI
Cumhuriyet Savcısı Velihattin Eldemir tarafından hazırlanan iddianamede, tamamı tutuklu 18 sanık yer aldı. İddianamede, sanıkların ’Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Kişiyi Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle Bir Kişiyi Öldürme, Bir Suçu Gizlemek veya Başka Bir Suçun Delillerini Gizlemek ya da Yakalanmamak Amacıyla Öldürme’ suçlarından cezalandırılması istendi.
İddianamede, olay sonrası yapılan soruşturma ve alınan ifadeler doğrultusunda, darbe teşebbüsünün FETÖ terör örgütünün lideri Fetullah Gülen’in bilgisi ve talimatı ile yapıldığının anlaşıldığının, sivillerin katledilmesi, kamu görevlilerinin şehit edilmesi başta olmak üzere ortaya çıkan maddi ve manevi zarardan FETÖ terör örgütünün sorumlu olduğu belirtilerek, "İlk olarak 15 Temmuz kakışmasının FETÖ tarafından gerçekleştirildiğinin en somut göstergelerinin başında gelen zaman, mekan ve de şahıs olarak manidar bir anlam ifade edecek husus Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Harun Biniş’in kalkışmada ana üs olarak kullanılan Akıncılar Üssü’nde yakalanması olayıdır" denildi.
ÖMER HALİSDEMİR’İN ŞEHİT EDİLMESİ ANLATILDI
İddianamede, Diyarbakır Silvan’da görevliyken darbeciler tarafından Özel Kuvvetler Komutanlığı’na atanan Semih Terzi’nin Gölbaşı’ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bir grup askerle geldiği yer aldı. Terzi’nin helikopterden indiği andan itibaren olay iddianamede şöyle anlatıldı: "Semih Terzi, darbeye teşebbüs faaliyeti kapsamında Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın Komutasını kendisine teslim etmek amacıyla kendilerini bekleyen Özel Kuvvetler Komutanlığındaki darbe eylemini yöneten Albay Ümit Bak, darbe faaliyeti içerisinde yer alan tam teçhizatlı Astsubay Turgay Usanmaz ve sivil kıyafetli Ali Kapucu tarafından karşılandı.
11-12 EL ATEŞ ETMİŞ
Korgeneral Zekai Aksakallı’dan ’Semih Terzi’nin darbeye teşebbüs eden hain olduğu, bu nedenle kışlanın yönetiminin kendisine verilmemesi talimatını alan’ Astsubay Ömer Halisdemir’in dikkat çekmeden Semih Terzi’yi karşılayanların arasına karıştı. Karargah binasına çok kısa bir mesafe kala Semih Terzi’nin sağ tarafından yaklaşan Ömer Halisdemir vatansever bir asker davranışı ile beylik tabancasını çıkartarak Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın yönetimini darbecilere teslim etmemek adına Tuğgeneral Semih Terzi’yi yaklaşık 3-4 defa sağ tarafından ateş ederek vurdu. Halisdemir, Semih Terzi’yi 16 Temmuz gecesi saat 02.16 sıralarında vurduğu, karargahın girişine göre sağ tarafında bulunan ağaçlık alana doğru kaçmaya başladığı görüldü. Bu durumu beklemeyen darbeye teşebbüs eylemi içinde yer alan Semih Terzi’nin yanında bulunan bütün şüpheliler mevzi pozisyonu aldı. Tim personeli Hasan Aksoy’un havaya bir el ateş açtığı, Halit Çelik’in de çalılıklara ve havaya ateş açtığı, bu sırada mevzi pozisyonu almayan Binbaşı Fatih Şahin’in, kaçmaya çalışan Halisdemir’in arkasından kısa mesafeden uzun namlulu silahı ile 11-12 el ateş ettiği belirlendi."
HALİSDEMİR 16 TEMMUZ GECESİ SAAT 02.26’DA ŞEHİT EDİLDİ
İddianamede, Ömer Halisdemir’in vurulduktan sonra sürüklenerek karargah binasının giriş kapısının sağ tarafındaki alana yatırıldığı ve olay yerine çağrılan ambulansın içindeki sağlık görevlilerinin Halisdemir’in nabzını kontrol ettikleri ve nabzının çok hafif attığını, durumunun çok ağır olduğunu tespit ettikleri, bu sırada Üsteğmen Mihrali Atmaca tarafından ambulans görevlilerinin ve ambulansın olay yerinden gönderildiği anlatıldı. İddianamede olayın devamı şöyle anlatıldı: "Semih Terzi’yi müdahale etmek amacıyla kendisini karargah içerisine alarak icra astsubayının odasına çıkardıkları, ilk müdahalesini Hüseyin Oğuz’un yaptığı, daha sonra Albay Ümit Bak tarafından Terzi’nin hastaneye götürülmesi için helikopter çağrıldığı belirlendi. Darbeciler içerisinde yer almayan ve o sırada karargahta bulunan Yüzbaşı Vural Volkan Bal’ın dışarıya çıkarak, Ömer Halisdemir’in nabzını kontrol ettiği, bu sırada darbeye teşebbüs eylemi içerisinde yer alan Mihrali Atmaca’nın kendisini oradan uzaklaştırdığı ve 16 Temmuz gecesi saat 02.26 sıralarında Ömer Halisdemir’in yanına giderek beylik tabancası ile iki el ateş ettiği ortaya çıktı."
DARBECİLER ARASINDA ÇATIŞMA
İddianamede tanık ve şüpheli ifadeleri doğrultusunda, darbe girişimi bastırılırken, Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndaki darbe girişimini yöneten Yarbay Mehmet Ali Çelik’in teslim alındığı ve Albay Ümit Bak’ın teslim alınması sırasında bu kişinin teslim alınmasına engel olmaya çalışan darbe girişimi sırasında korumalığını yapan Nedim Şahin’in de çıkan silahlı çatışma sonucu İsmail Çınar ve Mihrali Atmaca tarafından vurularak öldürüldüğü anlatıldı. İddianamede bu olayın darbe girişiminden ayrı tutulması gerektiği Çınar ve Atmaca’nın Nedim Şahin’in ölümünden birlikte sorumlu oldukları, bu fiil nedeniyle ayrıca cezalandırılmaları gerektiği anlatıldı.
HALİSDEMİR’İN VÜCUDUNDA 8 ADET ATEŞLİ SİLAH GİRİŞ YARASI TESPİT EDİLDİ
İddianamede, Ömer Halisdemir’in için 24 Kasım 2016’da Adli Tıp Kurumu’ndan verilen rapor da yer aldı. Rapora göre, şehit Ömer Halisdemir’in vücudunda 8 adet ateşli silah giriş yarası ve 2 adet ateşli silahtan çıkan cismin geçişine ait yaralanma tespit edildi. Rapora göre, Halisdemir’in ölümü ’ateşli silah yaralanmasına bağlı iskelet sistemi kemik kırıkları ile birlikte iç organ yaralanmalarından gelişen iç ve dış kanama’ sonucu oldu.
Adli Tıp Kurumu’ndan Nedim Şahin için verilen raporda ise vücudunda 11 adet ateşli silah giriş yarası ile 1 adet ateşli silahtan çıkan cismin geçişi ile uyumlu yaralanmanın saptandığı, ölümünün ateşli silah yaralanmasına bağlı kafatası, yüz ve iskelet kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması, beyin parankim harabiyeti, iç organ (her iki akciğer, dalak, diafragma, mide) ve büyük damar harabiyetlerinden gelişen iç ve dış kanama sonucu meydana geldiğinin tespit edildiği yer aldı. Şüpheli 18 kişi, Ankara 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak.