Ölüme götüren cep mesajı

Güncelleme Tarihi:

Ölüme götüren cep mesajı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 08, 2003 02:32

Balkaner Plaza'yı kana bulayan Tuncay Baktimur, eşinin cep telefonuna gelen mesajla aralarının açıldığını söyleyip şöyle dedi:
Telefonu açtım ‘Aşkım niye cevap vermiyorsun. Hani söz vermiştin’ yazıyordu.
Çağrı numarasını aradım adını hatırlamadığım bir adam çıktı; ‘Birgül’ü arıyorum' dedi.

Maslak'taki Balkaner Plaza'yı pompalı tüfekle basarak basarak eski eşi Birgül Özmen ile Yurtbank'ın eski sahibi Ali Avni Balkaner'in oğlu Hakan Balkaner'i öldüren Tuncay Baktimur, olayların 10 Eylül 2000’de gece eşinin cep telefonuna gelen bir mesajla başladığını söyledi.

Kanlı baskının ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanan ve hakkında idam cezası istemiyle dava açılması için hazırlanan fezleke İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen Baktimur, Emniyet'teki ifadesinde ilginç itiraflarda bulundu. Eşinin cep telefonuna gelen mesaj ile başlayan aralarındaki gerginliğin daha sonra giderek arttığını söyledi. Eşinin uyuduğu sırada telefona baktığını belirten Baktimur, ‘‘Gelen mesajda ‘‘Aşkım, niye telefona cevap vermiyorsun. Hani söz vermiştin, akşam internet üzerinden benimle görüşecektin’’ yazıyordu. Çağrı numarasını telefonla aradım. Önce telesekreter çıktı, birkaç kez deneyince telefon düştü. İsminini hatırlayamadığım bir adam cevap verdi. Adam ‘‘Ben arkadaşıyım, Birgül'ü arıyorum’’ dedi.‘‘Aradığın kişi benim karım, senin boğazımı keserim’’dediğimde, ‘‘İngiltere'deyim gel kes’’ dedi. Eşimi sıkıştırınca Ali Balkaner'in İngiltere'deki doktoru olduğunu söyledi’’ dedi.

DOKTORU YOKMUŞ

Bu olaydan sonra eşiyle aralarının açıldığını anlatan Baktimur, Yurtbank'a el konulduğu sırada Ali Balkaner'i arayarak olayı anlattığını ve İngiltere'de doktoru olmadığını öğrendiğini belirten Tuncay Baktimur şunları söyledi:

‘‘Ali Balkaner'le yüzyüze görüştük. ‘En fazla internette chat yapmıştır. Namus meselesi yapmana gerek yok. Aranızı yapayım’ dedi. Ancak Birgül boşanma davası açtığını söyledi. Ali bey Birgül'e ‘‘Davadan vazgeç’’ dedi ama eşim kabul etmedi. Çok sinirlendim. ‘‘Ali Balkaner'e bir oğlunuz bir kızınız var, bu kız eve gelmezse gereken yapılır’’ dedim.’’

İSPAT İÇİN EVİ YAKTIM

Eşini geri getirebilmek için her yolu denediğini belirten Baktimur, ‘‘Ailelerimizi de araya soktum ama fayda etmedi. Eşim bana ‘‘Boşanmayı kabul et Ayazağa'daki ev ile 50 bin dolar vereyim’’ dedi. ‘‘Tamam alayım ama bu namus meselesi nasıl çözülecek’’ dedim. Bir süre sonra Ali Balkaner çağırıp, ‘‘Sen ne şerefsiz adamsın, boşanmak için para istiyorsun’’ dedi. Durumu anlatınca suçun bende olmadığını anladı. Talebin benden gelmediğini ispatlamak için Ayazağa'daki eve yaktım’’ diye konuştu. Mesaj olayından önce eşinin çocuk sahibi olmak istediğini vurgulayan Tuncay Baktimur, aralarının bozulmasından sonra eşinin, ‘‘Artık seni takmıyorum, karnımdaki 2 aylık çocuğunu aldırdım’’ dediğini ileri sürdü. Baktimur, Ali Balkaner'in cezaevinden çıkınca, kendisini eşinden uzaklaştırmaya çalıştığını iddia etti.

YÜZÜNE KEZZAP DÖKECEKTİM

Bir süre önce tuzruhu alarak eşinin işyerine gittiğini söyleyen Baktimur, eşini yere yatırarak kezzabı dökeceği sırada Hakan Balkaner'in kendisine engel olduğunu belirtti. Baktimur, Hakan Balkaner'le konuşmasını şöyle anlattı:

‘‘Hakan bana ‘‘Bu kadını bırak ne istersen yapacağım’’ dedi. Arkamdan polisi aramışlar. Arayıp, neden polise haber verdiklerini sordum. ‘‘Bu seninle eşin arasında ben sadece isteklerini karşılarım. Babam seni seviyor, ne istiyorsun söyle’’ dedi. Ayazağa'daki evi istedim. Evimizin satılması olayı bu şekilde gelişti.’’

ARAYA GİRDİLER

Olaydan 7 ay önce Kürşat Yılmaz'ın ortağı olduğunu söyleyen Ümit Şimşek isimli bir kişinin kendisini aradığını ileri süren Baktimur, ‘‘Nişantaşı'nda bir restauranta gittim. Ümit, ‘‘Bu işi efendi gibi bitirelim’’dedi. Hangi sıfatla karşıma çıktıklarını sordum. Bana ne istediğimi sordular. Birgül'ü affettiğimi ama ailesi için iyi şeyler düşünmediğimi söyledim. Daha sonra Birgül'de yanlarındayken beni çağırdılar. Gittiğimde Birgül hakaret etmeye başladı. Birgül'ün küçük kardeşi Salim'in kan bedeli olarak 50 bin dolar istedim. Kabul ettiler ama Ali Balkaner'in parayı vermediğini söyleyerek vazgeçtiler. Bir daha Ümit'le görüşmedik’’dedi.

Sevgililer günü tanımadığı bir adamın kendisini arayarak ölümle tehdit ettiğini belirten Tuncay Baktimur, ‘‘Balkaner Şirketi'nde çalışan damadımız Bora ‘‘Sen bunları yaşıyorsun ama Birgül'ün hayatı yerinde.’’dedi. Birgül'ü arayarak, tanımadığım bir adamın bana hakaret ettiğini ve kendisinin dostu olmasından şüphelendiğimi söyledim. Yine beni tehdit etti. Kendisine ‘‘Madem öyle ikimizin de gazası mübarek olsun’’ diyerek telefonu kapattım’’dedi.

CAMINI KIRDIM

Olaydan önceki Cuma günü Balkaner Plaza'ya gittiğini söyleyen Baktimur, Hakan Balkaner'in arkasından çıkan eşinin kendisine el hareketleri yapmasına sinirlenerek otomobilinin camını taşla kırdığını belirtti. Baktimur bir süre sonra Birgül Özmen'in ölüm tehditleri yağdırdığını ileri sürdü.

Birgül’ün kafasına ateş ettim, paramparça oldu

Çılgın koca iki kişinin ölümüyle sonuçlanan son anları şu sözlerle anlattı:

‘‘Hakan beni görünce öbür tarafa koştu. Ciddi olduğumu anlatmak için ateş etmem gerektiğini düşündüm. Hakan'a bir şans verdim. O anda kendimi askerde çatışmada gibi hissettim. Hakan çaycıya ‘‘Kapıyı kapa’’ diye bağırıyordu. ‘‘Kaçma’’ diye bağırınca benim karşıma çıktı. Kendisine acıdım, tüfeği indirerek yaklaşmasını söyledim. Hakan Balkaner'e, ‘‘Bu kızı korumayın, yön vermeyin. Belki siz tehdit etmediniz ama onun ağzından birilerine söylettiniz. Üç senedir sizleri uyarıyorum. Siz gelmediniz ben geldim. Babanı ara hangi deliğe saklandıysa çıksın’’ dedim. Hakan babasını arayarak, ‘‘Bu adam bizi öldürecek’’ dedi. Ali Balkaner beni telefona istedi. Plazaya gelmesini söyleyerek, ‘‘Size karşı hep saygılı oldum. Bir iki kişiyi öldürüp intihar edeceğim. Milyon dolarlar benim yapacaklarımı satın alamaz’’ dedim. ‘‘Ne istersen vereyim’’ demesine kızdım. Yarım saat sonra geleceğini söyleyince, ‘‘Bir baba oğluna nasıl değer veriyor’’ diye düşündüm. Bu sırada Birgül, Ali beyin odasının içinde bulunan yatak odasından çıktı. Hakan'la Birgül'ü bir odaya sokarak sakinleşmelerini söyledim. Hakan ile Birgül beni ikna etmeye çalışıyordu. Hakan oturduğu yerde büzüldü. Şöyle Bürgül'e baktım. Giyimi güzeldi. Eteği yine kısaydı. Ona bakarken, tüfeği doğrulttum. Seni öldüreyim mi diye kendi kendime sordum. Birgül, Hakan ve babasıyla işin yok diyerek ayak ayak üstüne attı. Hakan çok korkuyor Birgül ise diretiyordu. Bende ‘‘Ya Allah ya Bismillah’’ dedim. Kelime-i şahadet getirmelerini söyledim. Eğer gözüme baksalardı onları vurmayacaktım. Hakan kaçtı. Kapıdan çıktı. Arkasından bir el ateş ettim. İsabet alıp düştü. Neresinden vurulduğuna baktığımda inliyordu. ‘‘Allah bu acıyı bana yaşatmasın’’ diyerek Birgül'e baktım. Kafasına nişan alarak, ‘‘Sen beni belki öldürecektin, seni öldürüyorum’’ diyerek konuşmasına fırsat vermeden kafasına bir el ateş ettim. Kafası koptu. Hakan'ın başına geldim. Bu adam belki ölmez yaşasın dedim. Ama baktığımda yan tarafı uçmuştu. Kafasına bir el ateş ettim. Sonra ikisinin başına giderek nasıl parçalanmışlar diye baktım. Sonra pencereden baktım polisler çelik yelek giyiyorlardı. Tüfeğin ağzında kalan fişeği kendime sıkacaktım ama aklıma babam geldi vazgeçtim. Gidip polise teslim oldum.’’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!