Güncelleme Tarihi:
İKİ çocuğu ve mutlu bir evliliği olan, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde İngilizce eğitmenliği yapan Şadiye Kocabaş’ın hayatı, 1995 yılında konan kanser teşhisi üzerine karardı. Yakınlarının anlatımlarına göre; kontrol için gittiği doktorun yaptırdığı tahliller sonucu Kocabaş’a, ‘troit kanserisin’ denilmişti.
Kocabaş, önce çalıştığı üniversiteden emekliliğini isteyerek ayrıldı. Bir yandan tedaviye devam ediyordu. Ancak her gün onun için bir kábus gibiydi. İnzivaya çekilmiş gibi yaşadığı günler, iki yıl sürdü. Bu arada içinde ‘ölüm’ geçen çok şiir yazdı.
‘Ölüm... Görünmeden yaşamak/ Anlayana/ Ölüm son değil/ Başarana’ dedi.
BEKLEMEDİĞİ HABER
Bir gün ‘hiç beklemediği’ haberi aldı.
Doktoru ona, tahlillerin karıştığı, kendisinin kanser olmadığı söylendi.
Şadiye Hoca, o gün ‘Yeniden doğdum’ dedi. Hayata yeniden sarıldı.
Hastalığı nedeniyle ayrıldığı işine döndü. Bu kez Kadir Has Üniversitesi’nde İngilizce öğretmenliğine başladı.
Öğrencileriyle artık, eski günlerini yaşar gibiydi. Hastalık korkusuyla geçen iki yılını hatırlamak bile istemiyordu. O dönem yazdığı şiirlerini anı olarak 2000 yılında kitap halinde yayınladı.
Hani o, içinde ölümün felsefesini yaptığı şiirlerini...
VE ÖNCEKİ GÜN
‘Boğaziçi Köprüsü’nün Avrupa Yakası’na geçiş yönünde 34 GYZ 39 plakalı Clio marka otomobilini durdurup köprü korkuluklarından kendisini boşluğa bırakan Şadiye Kocabaş’ın cesedi, bir saat sonra Üsküdar Vapur İskelesi yakınında bulunarak Haydarpaşa Numune Hastanesi Morgu’na götürüldü.’
Üç-beş satırlık haber.
Aile için büyük acı...
Gece boyunca yaşanan telefon trafiği. Yakınların, eşin-dostun, tanıyanların feryatları.
Dün sabah saatlerinde morga gelen Kimya Mühendisi Arif Kocabaş, salı günü saat 18.30’da Levent’teki evlerini aradığını, karısına bir şey isteyip istemediğini sorduğunu söyledi ve anlattı:
‘Bana sadece ‘Ekmek al gel’ dedi. Eve ulaştığımda, kendisi karşıya teyzesinin kızına gidiyorum diyerek evden ayrılmış. Boğaziçi Köprüsü’nden intiharına, benim gibi onu tanıyan hiç kimse inanamadı. Her sıkıntısını derdini benimle paylaşırdı. Son zamanlarda oldukça neşeli ve hayat doluydu. Biz 22 yaşındaki Evren ve 24 yaşındaki Evrim adlı iki çocuğumuzla mutlu bir aileydik.’
Şiirlerinde ölüm vardı
Köprüden atlayarak intihar eden Şadiye Kocabaş’ın 2000 yılında yayınlanan ‘Ölüm Son Değil’ adlı şiir kitabındaki ‘Ölüm Son Değil’ şiiri şöyle:
Kendi ölümünü,
Yaşamayacağını bile bile,
Korkarsın yine de.
Ölümden
Neden?
Ölüm: Dokunulamamak mı?
Yitirmek mi
Dünyadaki izlerini?
Ölüm, belki de,
Silinmek yüreklerden,
Anılardan, düşlerden.
Öyleyse
Ölü yaşıyor
Yüzlerce insan bilmeden.
Lokman Hekim,
Varmasa da farkına,
Ölümsüzlük sunulmuş insana,
Eğer ruhu varsa.
ÖLÜM
Görünmeden yaşamak,
Anlayana.
Ölüm son değil,
Başarana.