Güncelleme Tarihi:
Sürücü, Yürekli ve Hanoğlu'yla birlikte ölüm orucunda hayatını kaybedenlerin sayısı 17'ye yükseldi.
Diyarbakır'da HADEP'in F tipi cezaevlerini protesto etmek için düzenlediği eyleme ise polis müdahale etti.
Hatice Yürekli adlı tutuklu, Akşam saatlerinde Ankara Numune Hastanesi’nde hayatını kaybetti.
180 gün önce F tipi cezaevlerini protesto etmek amacıyla ölüm orucuna başlayan Yürekli, hastaneye nakledilmeden önce, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nde TKİP davasından tutuklu bulunuyordu.
Kartal Cezaevi’nde "Hayata Dönüş Operasyonu"ndan sonra başladığı "ölüm orucu" eyleminde durumu ağırlaştığı için, bu amaçla tahsis edilen Sağmalcılar Devlet Hastanesi’ne kaldırılan 24 yaşındaki Sibel Sürücü, bugün öldü.
Sürücü’nün, durumu ağırlaşmasına ve 29 kilograma düşmesine rağmen tedaviyi kabul etmediği belirtildi.
Sibel Sürücü’nün cenazesi, hastanede gerekli tespitlerin yapılmasından sonra Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
Sürücü’nün, İstanbul 3 No’lu DGM’de, TCK’nın 146/1. maddesi uyarınca "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak" suçundan idam cezası istemiyle yargılandığı öğrenildi.
Bu arada, Sibel Sürücü’nün kız kardeşi Zuhal Sürücü’nün de Kartal Cezaevi’nde tutuklu olduğu ve aynı davada yargılandığı bildirildi.
(a.a)
9 KİŞİ TEDAVİYİ KABUL ETTİ
Ölüm oruçlarında 15 kişi yaşamını yitirirken İzmir Atatürk Eğitim Hastanesi'nin mahkum koğuşunda doktor gözetiminde tutulan 13 mahkumdan 9'u tedaviyi kabul etti. Koğuşta ölüm orucunu sürdüren 4 kişi ile Buca Cezaevi'ndeki 6 kişi de ikna edilmeye çalışılıyor. Çoğu DHKP-C'li olan mahkumlardan tıbbi müdahaleyi kabul eden Kenan Korkankorkmaz, Ulaş Göktaş, Ümit Kanlı, Mesut Avcı, Ayşe Eren, Berna Saygılı Ünsal, Nazan Yılmaz ve Barış Yıldırım'ın sağlık durumlarının iyiye giderken Sevgi Erdoğan'ın durumunun kritik olduğu kaydedildi.
Hastanede bulunan Serhat Karadumanlı, Yalçın Hafçı, Tamer Çadırcı ve Mehmet Gökhan Özocak ile Buca Cezaevi'ndeki Turan Ustabaş, Özgür Kılıç, Kemal Denli, Yılmaz Babatümgöz, Ali Güzel ve Hüseyin Kayacı ise halen tıbbi müdahaleyi kabul etmiyor.
TABİP ODASI VE BARO'NUN İKNA ÇABASI
İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Vatansever, ``Tedaviyi kabul etmeyenlerle her an görevli doktor arkadaşlarımız irtibat halinde ve yoğun bir şekilde ikna etme çabasında. Çünkü çok uzun zaman oldu ve her an herşey olabilir. Yeni ölümlerin olmaması için büyük efor harcıyoruz. Tedaviyi kabul etmeyen mahkumlara düzenli olarak şeker, tuz ve su veriliyor, ancak bu hayatta kalmak için yeterli değil'' dedi. İzmir Baro Başkanı Avukat Noyan Özkan da ikna çabalarının sürdüğünü belirtti.Bu arada, tedaviyi kabul eden mahkumlardan Barış Yıldırım'ın annesi Ayşe Yıldırım, ``Ölüm oruçlarının sona ermesi elbette sevindirici olur bizler için. Benim oğlum tedaviyi kabul etti. İsteyerek kabul etmedi, bilinç kaybına dayalı olarak orucu terketti. Buruk da olsa seviniyorum. Umarım yeni ölümler olmadan bu durum sona erer'' dedi. Tedaviyi kabul eden bir diğer mahkum Mesut Avcı'nın babası Osman Avcı ise ``Evladımın ve diğer evlatların ölmesini istemiyorum. Ölmek elbette hiçbir şeye çare değil. Göz göre göre kim çocuğnun ölümünü izler. Tüm Türkiye'de hepsi birden ölüm orucundan vazgeçerse bundan daha güzel bir haber olamaz bizler için'' diye konuştu. Murat EĞİLMEZ/İZMİR, (DHA)